Ege ve Akdeniz arasındaki vahşi ve bakir çıkmaz sokak

Ege ve Akdeniz arasındaki vahşi ve bakir çıkmaz sokak

Datça üç ‘’b’’ siyle ünlü derler; balı, bademi ve balığı... Oysa Datça’nın ününe ün katan bir şey varsa, bu da yollarının sapalığı olmuştur bugüne dek.

Ege ve Akdeniz arasındaki vahşi ve bakir çıkmaz sokak
16px
24px
16.09.2005 13:00
ABONE OLgoogle

94 yaşındaki Yakaköylü Osman Amca, İstanbullu iki genç kadının köyde açtığı Yakamengen Cafe’ye girip bastonuna dayanarak koltuğa çöküyor. Fazla konuşmaya gerek yok. Hemen ince belli bardakta çayı önüne konuyor.

Kasketli, muzip yaşlı hiç de yadırgamıyor bunu. ‘’Ya Hatice... ‘’ diyor kafenin sahiplerinden birine, ‘’zaten köyün kahvesi kapandı, siz de şimdi eylülün 15’inde kapatıp gidicez diyorsunuz, nerede vakit geçiricem ben? Eğlence oluyordunuz bana...’’

Osman Amca’nın kafası 20’lik gençten daha yerli yerinde. Meraklı yüzler görünce, anılarını arka arkaya sıralıyor: ‘’Erken dünyaya gelmişiz çocuklar... Sizin zamanınızda yaşamak vardı. Bu yolu açana dek büyük sıkıntı çektik. Hastamızı eşekle Muğla’ya götürürdük. Milas ve Söke’ye pamuk çapasına giderdik. Herkes ‘Datça çingenleri geldi yine’ derdi. Datça’yı ayağa kaldıran bademdir. Bu köyü de badem kurtardı. İncir, zeytin ağaçları, keçiboynuzları, palamutlar söküldü, hep badem dikildi. Palamut Bükü, palamut ağaçlarıyla doluydu, gemiler dolusu gönderilirdi. Kıtlık zamanında palamut unundan ekmek yapardık. Rüzgarımız meşhurdur. O yüzden değirmenlerimiz var ya...’’ Osman Amca, görkemli taş binanın içine tekrar tekrar bakıyor. Bir zamanlar çalıştığı 100 küsur yıllık zeytinyağı mengeni restore edilerek, şık bir kafe olmuş. Hemen karşısında mengenin orijinal parçaları duruyor. Bu sefer ekmek parası için terlemiyor, aksine dünya tatlısı kızlar ona servis yapıyorlar. Datça’da da artık taş yapılar restore edilerek turizme açılıyor. Bunu yapanların bile içinde aynı tedirginlik; ‘’acaba aşırıya kaçılır mı, köylerin dokusu değişir mi, köylüler buraları terk eder mi?’’ Köyün girişinde yaşlı kadınlar taş üstünde taşla badem kırıyorlar...

ÜÇ B’SİYLE ÜNLÜ: BAL, BADEM, BALIK

Datça üç ‘’b’’ siyle ünlü derler; balı, bademi ve balığı... Oysa Datça’nın ününe ün katan bir şey varsa, bu da yollarının sapalığı olmuştur bugüne dek. Halkının, ‘’çıkmaz sokak’’ diye tanımladığı, kuzeyine Ege’yi, güneyine Akdeniz’i almış Datça Yarımadası, bugün bu kadar bakir ve vahşi bir doğaya sahip olmasını, aslında büyük ölçüde coğrafi sıkıntılarına borçlu. Her ne kadar artık bugün Datçalılar daha kolay ulaşmaktan ve ulaşılır olmaktan hoşnutlarsa da antik çağın insanları yarımadayı anakaradan koparmak istemiş ve bunun için de girişimde bulunmuşlardı. Heredot’un anlattığına göre, Pers işgaline karşı koyabilmek için Knidoslular yarımadanın anakaraya bağlandığı yeri, bugün bilinen isimleriyle Balıkaşıran ile Kayıkaşıran koylarının karşılıklı olduğu Bencik Kıstağı’nı kazmaya başlar. Amaçları burayı bir ada haline getirmektir. Ancak yarımadanın bu en dar yerine vurdukları balyozlardan sıçrayan taş parçaları yüzlerini yaralar ve gözlerini kör eder. Devam etmemeye karar verir ve kahinlere danışırlar. Cevap basittir; eğer tanrılar buranın bir ada olmasını isteselerdi öyle yaratırlardı...

Tanrılar, Datça’nın ada olmasını istememişler belki ama yarımadaya da iklimlerin en güzelini bahşetmişler. Adanın yıl boyu rüzgarın eksik olmadığı, rutubetsiz iklimi çağlar boyu dilden dile dolaşmış ve hatta tarihçi Strabon, ‘’Tanrı çok sevdiği kullarını uzun ömürlü olsunlar diye Knidos’a (Datça) gönderir’’ demişti. Halikarnas Balıkçısı Cevat Şakir de Datça’nın havası hakkında yorum yapmıştı; ‘‘İklim tam insan boyutundadır. Sıcağı da soğuğu da insan tahammülünü aşmaz. İklimi paltoyla, sobayla ya da yelpazeyle düzeltmeye gerek yoktur.’’

Bundan sadece 50 yıl öncesine kadar, yarımadanın en dar yerinde, bir tarafta balık daha çok olduğundan, balıkçılar sandallarını sırtlayıp öbür tarafa geçer, yeterince balık avladıktan sonra da yine aynı şekilde geldikleri tarafa dönerlermiş. Bu dar geçidin üzerinden balıkların uçtuğuna inanıldığından, bir taraf

E-Bülten Aboneliği
İş, Ekonomi ve Cemiyet hayatının özel gündemi Patronlar Dünyası'nda... Günlük E-Bülten'imize abone olun, Patronlar Dünyası ayrıcalıklarını yaşayın.
Patronlar Dünyası ile Bir Adım Önde