Son model dolandırıcılık

Dolandırıcıların yeni trendi tebdil-i mekân. Devren kiralık mekânları kısa süreliğine alan dolandırıcılar, itibarlı işadamı gibi görünüp karşılıksız çeklerle, araba satmak isteyenleri dolandırıyor.

Araba hırsızları vatandaşı dolandırmak için şimdi de 'tebdil-i mekân' yöntemini kullanıyor. Dolandırıcılar vatandaştan kiraladıkları araçları başkalarına satıyor veya devren kiralık büyük mekânları kısa süreliğine alıp vurgun yapıyor. Gösterişli işyerlerini alan hırsızlar, bir ay gibi kısa sürede çok sayıda lüks arabayı çekle alıp sahte belgelerle başkalarına satıyor. Sonra da karşılıksız çekle devraldıkları işyerlerini eski sahiplerine verip ortadan kayboluyor.

Gazete ilanlarından takip ettikleri kurbanlarını, işyerlerine davet eden kalpazanlar, burada satıcıların gözünü boyuyor. Çok kişinin çalıştığı işyerini gören satıcı, aracına verilen yüksek fiyatı hemen kabul ediyor. Satıcıya önce 3-5 bin YTL nakit kapora veriliyor. Ertesi gün, paranın tamamı ödendikten sonra aracın satışının yapılması şartıyla, alıcıların önerdiği şahsa satış yapılıyor. Satıcıya 15-20 günlük çek veriliyor. Çeke kapora kadar fazla rakam yazan düzenbazlar, ödedikleri nakit parayı da böylece geri alıyorlar. Aracını iyi bir fiyata sattığını düşünen kişi, çeki tahsil edeceği gün hüsranla karşılaşıyor. Çekin karşılığının olmadığını öğrenip alıcıların işyerine gittiğinde ise “İşyerimi satmıştım. Çekleri karşılıksız çıkınca ben de devretmekten vazgeçtim.” şokuyla karşılaşıyor.

Kiralanan araçlar sahte kimlikle satılıyor

Araba dolandırıcılarının kullandığı diğer bir yol da araç kiralama. Dolandırıcılar, vatandaşın kendilerine kiraladığı aracı, sahte kimlikle satıyorlar. Adil Ü. İstanbul'da; Nihat. G. ve Veli G. de İzmir'de araçlarını hırsızlara kaptırmış. Ü. ve G., kalpazanların işyerlerine giderek, G. ise otomobilini kiraya vererek kaybetmiş. İstanbul'da ticaretle uğraşan Adil Ü., Mercedes Vito marka ticari aracını satmak ister. Gazeteye ilan verir. İlanı gören Murat S. ve Yasin D., Ü. ile telefonda anlaşır. Çekle ödeme yapmak istediklerini söyleyen alıcılara güvenmeyen Ü., vazgeçmek ister. Dolandırıcılar Ü.'yü Üsküdar'daki üç katlı ve çok çalışanı olan bir mobilya mağazasına davet ederek, buranın kendilerine ait olduğunu söyler. Ü., mağazanın patron bölümünde oturan şahıslarla çay içer ve sohbet eder. İşçilerin patron gibi davrandığı şahıslara karşı güven duyar.

Kendisine üzerinde cep telefonları da yazan mobilya mağazasının kartviziti verilir. İşyerini gören Ü., aracı çekle satmaya ikna olur. Ü., düzenlenen protokol ile aracın noterden satışını Yasin D.'ye yapar. Ü.'ye bin 100 YTL'si peşin 22 bin 900 YTL'lik de çek verileceği taahhüt edilir. Araç sahibi Ü., karşı tarafa, paranın tamamı ödendikten sonra satışının yapılması kaydıyla vekalet verir. Bin 100 YTL'lik nakit parayı almak için mobilya mağazasının sahibi olduğunu söyleyen Murat isimli şahsa cep telefonuyla ulaşamayan Ü., dolandırıldığını anlar.

Mağazayı arar, burada Murat diye birinin olmadığını patronlarının Şükrü G. olduğunu öğrenir. Mağazanın sahibi G., 10-15 gün önce işyerini; protokol ile Murat, Yasin D. ve Suat isimli üç kişiye devrettiğini, 20 günlük çek aldığını ancak vadesi gelmeden bankada araştırdığını, çeklerin karşılıksız çıktığını söyler. Bu şahısların kendisini de dolandırdığını iddia eden G., savcılığa suç duyurusunda bulunduğunu belirtir. Organize bir çete tarafından dolandırıldığını anlayan Adil Ü. de hakkını yargı yoluyla aramaya başlar.

Kaporayı geri alıyorlar

Aynı şahıslar, İstanbul'dan sonraki İzmir'de de bir marketi alarak lüks araba sahiplerini dolandırmaya devam ederler. İlan üzerine G.'yi arayan ve bir hipermarketin sahibi olduğunu söyleyen Ayhan D., otomobile alıcı olur. G., işyerine davet edilir. Ayhan D.'nin oğlu Emrah D. aracı beğendiğini ve babasına almasını söyler. G.'ye 4 bin 500 YTL kapora verilir. Kalan 24 bin 500 YTL için de ertesi güne üç günlük çek vereceklerini söylerler. Ertesi gün G.'ye 32 bin 500 YTL'lik çek verirler.

“Paramın tamamını almadan vekalet vermem.” diyen G., “Aracı, paranın tamamını ödedikten sonra üzerimize alacağız.” diye güvence verilince, Ayhan D.'nin yeğeni Hasan D.'ye noterden vekalet vermeyi kabul eder. Vekâlet verdikten sonra, “Daha önce sana verdiğimiz 4 bin 500 YTL parayı bize ver, sana verdiğimiz çek zaten fazla.” denilince satıcı bu teklifi de kabullenir. G., aynı gün bankaya çekin karşılığının olup olmadığını sorar. Çekin karşılığının olmadığını, çek sahibi Aziz K.'nin dolandırıcı olduğunu, hatta arandığını öğrenir. Bunun üzerine Ayhan D.'yi telefonla arayan araç sahibi G., “Sen merak etme, bizim gelecek paramız var, paranı ödeyeceğiz.” telkiniyle rahatlatılır. Bu sefer çekin arkasını Hasan D. ve Emrah D. cirolar. Çekin vadesi gelmeden hipermarkete giden G., marketin kapalı ve içerisinin boş olduğunu görür. O zaman dolandırıldığını anlar.

Otomobil dolandırıcılarının bir kurbanı da İzmirli Veli G. Bey. Muhammet B. isimli şahısa Renault marka, 1998 model Brodway aracını bir yıllığına kiralayan G. de hâlâ arabasının izini sürüyor. Balçova'daki araç kiralama şirketine her gittiğinde kapalı olduğunu gören ve telefonlarına da ulaşamayan G., dolandırıldığı düşüncesiyle suç duyurusunda bulunmuş.

Araba hırsızlarının artık metot değiştirdiğini söyleyen Avukat Serdar Yağcı, oto hırsızlarının hem araç sahiplerini, hem de aracı sahte evraklarla sattıkları şahısları dolandırdığını söylüyor. İzmir'in Balçova ilçesinde 17 otomobilin, bir araç kiralama firması tarafından sahte kimliklerle satıldığını söyleyen Avukat Yağcı, bu konuda çok kişinin canının yandığını belirtiyor. Yağcı, “Kısa süreliğine tuttukları mekanlara çağırarak insanları dolandıran kişiler şehirlerarası çalışıyor. İstanbul'da üç katlı bir mobilya mağazasında çok sayıda insanı dolandıranlarla, İzmir'de bir marketi devralıp aynı yöntemi kullanan kişilerin isimleri aynı. ” diye konuşuyor. 

Mustafa Yüksel/Zaman Pazar