Yurtbank ikinci kez Yargıtay'da
YURTBANK DAVASINDA SANIK MEMURLAR: HABERİMİZ OLMADAN HİSSEDAR OLMUŞUZ.

Yargıtay 7. Ceza Dairesi'nce Genel Kurul Salonunda yapılan temyiz duruşmasına, Ali Avni Balkaner'in de aralarında bulunduğu bazı sanıkların avukatları ile bazı sanıklar katıldı.
Yurtbank'ta of-shore hesabı olan müdahillerin avukatının duruşmada konuşma istemi, ilgili yasa hükmü henüz yürürlüğe girmediği için kabul edilmedi.
Sanıklardan Yurtbank'tan konut kredisi alarak Çamlıca Konakları'nda ev alanların avukatları, müvekkillerinin, inşaat malzemesi şirketleri bulunduğunu ve Çamlıca Konakları'na malzeme temin ettiklerini, bu nedenle ev satın aldıklarını anlattılar. Sanık avukatları, müvekkillerinin gelir düzeylerinin ev almaya uygun olduğunu belirterek, yerel mahkeme kararının haksız ve mesnetsiz olduğunu iddia ettiler. Sanık avukatları, kararın temyiz edilmesini istediler.
Dönemin Hazine Müsteşarlığı temsilcisi sanık Metin Aytaç'ın avukatı Mehmet Yakupoğlu da, Aytaç'ın, Hazine'den emekli olduktan sonra Yurtbank'ta görev aldığını, bankayla bir ilgisinin olmadığını savundu. Yakupoğlu, müvekkilinin yapılan denetleme, eylem ve işlemleri Hazine Müsteşarlığı'na bildirdiğini anlattı. Aytaç'ın, kredi tahsiline ilişkin işlemlerde “nitelikli dolandırıcılıkla” suçlandığını belirten Yakupoğlu, müvekkilinin kredi tahsiline ilişkin karar yetkisi olmadığını ifade etti. Yerel mahkemede savunma haklarının kısıtlandığını iddia eden Yakupoğlu, yerel mahkeme kararının bozulmasını istedi.
Yurtbank yetkilisi Nihat Yurdakök'ün avukatı Alev Türksan da dönemin İştirakler Müdür Yardımcısı olan müvekkilinin kredi verilmesinde, of-shore hesaplarında görev ve yetkisinin bulunmadığını söyledi.
Yurdakök'e isnat edilen suç unsurlarının oluşmadığını öne süren Türksan, yerel mahkemece verilen mahkumiyet kararının bozulmasını istedi.
“BEN BU KADAR PARAYI BİR ARADA HİÇ GÖRMEDİM”
Sanık Özcan Kaşlıoğlu'nun avukatı Doğan Özdiler de, müvekkilinin ”iyi niyetli” olarak “of-shore kıyı bankası” kuruluşuna katıldığını, Of-Shore Direktörler Kurulu Üyesi olduğunu, müdahilleri of-shore'a para yatırmaları konusunda yönlendirmediğini ileri sürerek, müvekkilinin beraatını talep etti.
Sanık Kaşlıoğlu da yasa, bankacılık norm ve kriterlerine uygun hareket ettiğini savundu. Mevduatların yatırıldığı dönemde görev yapmadığını söyleyen Kaşlıoğlu, paraların kullanılmasında da imzasının bulunmadığını ileri sürdü. Yerel mahkemece verilen adli para cezasını fazla bulduğunu ifade eden Kaşlıoğlu, “Ben bu kadar parayı bir arada hiç görmedim. Ödemem mümkün değil” dedi.
Sanık Ahmet Uğur Balkaner'in avukatı Osman Hacıbekiroğlu, Uğur Balkaner'in, bankanın ne ortağı, ne hissedarı ne de çalışanı olduğunu belirtti. Uğur Balkaner'in, yalnızca Ali Avni Balkaner'in kardeşi olduğu için yargılandığını iddia eden Hacıbekiroğlu, “Bizim burada bir sıfatımız yok. Çok büyük bir adli hatayla karşı karşıyayız” diye konuştu.
“MEMUR MÜDÜRDÜM”
Sanık Cantürk Dedeoğlu'nun avukatı Ergün Cirmen, bilirkişi raporlarının birinde bile müvekkiline ilişkin suç bulunmadığını, suçun ne olduğunu bilmediklerini söyledi.
Dedeoğlu da, bankada Cari Hesap Yetkilisi olarak görev aldığını, ”memur-müdür” olarak görev yaptığını söyledi. Ali Avni Balkaner ile bir kez bile konuşmadığını belirten Dedeoğlu, suçsuz olduğunu savundu. Banka yetkilisi Sanık Süleyman Ekiz de, “Patronlar kredi almış, ben de Balkaner ile birlikte suçlanıyorum” dedi.
Bankada çalışan en yaşlı ve deneyimli kişi olduğunu belirten Ekiz, of-shore şirketinin kendisinden habersiz, adına kurulduğunu, kendi adına sermaye transferi yapıldığını ileri sürerek, “Ama benim haberim yok, hisse bana ait değil. Öğrenince hisseleri bankadan birisine devrettim. Ben dolandırıcı değilim. Verilen para cezasını emekli maaşımla 34 yılda ancak öderim” dedi.
