Dolar
41,0482
-0,01%
Euro
47,983
0,46%
Sterlin
55,6136
0,29%
Bitcoin
4.631.066
0,45%
BİST-100
11.432,86
0,65%
Gram Altın
4.493,603
0,22%
Gümüş
39,02
1,09%
Faiz
44,03
0,00%

Vizesiz gidilebilen Yunan adalarında bazı Türk turistlerin 'Paramla her şeyi yapabilirim' tavrı, işletmecileri yıldırdı

Gazeteci Şirin Sever, 4 Yunan Adası'nı gezdi, izlenimlerini yazdı, Yunanlılar bizden bıktı mı sorusuna yanıt olabilecek ilginç anektodlar aktardı.

28.08.2025 04:25Güncelleme: 28.08.2025 04:36
Vizesiz gidilebilen Yunan adalarında bazı Türk turistlerin 'Paramla her şeyi yapabilirim' tavrı, işletmecileri yıldırdı
16px
32px

Gazeteci Şirin Sever konuyla ilgili "Yunanlılar bizden bıktı mı?" dediği yazısının ilgili bölümü şu şekilde:

TEK VİZEYLE 4 AYRI YUNAN ADASI

Sevdiğiniz yere defalarca gitmek mi, her seferinde ayrı yerler keşfetmek mi? Sizin tatil anlayışınız hangisi? Ben sevdiğim/bildiğim yerlere gitmeyi severim. Geçen yıl, hayatımda ilk kez bir cruise’la seyahat etmiştim. Hem de çok sevdiğim Yunan adalarına gitmiştim. Şahane hissettik ve “Bu kadar sevdiysek neden aynısını bir kez daha yapmayalım ki?” dedik; bu sene de aynı grupla, aynı tarihte, aynı gemiye atladık! Zira 4 günde, 4 ayrı Yunan adasına istesen gidemezsin. Ama Selectum Blu Cruises tam da bunu yapıyor. Rodos, Kos, Leros (bazen Leros yerine Patmos da olabiliyor) ve Samos adalarına kapıda alınan tek bir vize ile götürüyorlar. Bunu da özel bir izinle yapıyorlar. Bağımsız gittiğinizde, 4 ayrı ada için 4 ayrı kapı vizesi almanız gerekiyor. Ama bu gemi ile 4 ayrı adaya tek vize ile giriliyor. Adalara girişte de kontrole gerek olmuyor çünkü tüm işlemleri şirket sizin adınıza yapıyor. Düşünsenize, vize sorununun bu kadar derinleştiği bir dönemde ne büyük kolaylık. Dolayısıyla bu tura ilgi büyük. Gemiyle seyahat nasıl derseniz... Yüzen bir otelde tatil yaptığını düşün, tam öyle. Geminin güzel yanı ise her sabah ayrı bir adada gözünü açmak! Balkonlu, balkonsuz hatta suit oda seçenekleriyle fiyatlar değişiyor ama gemide yok yok! Bir executive şef bile var; fine dining restoranlarda Uzakdoğu, İtalyan mutfağından örnekler de tadabiliyorsun. Akşamları konserler, eğlenceler ayrıca casino deneyimi bile mümkün. Adalara indiğinizde, yine şirketin turları ile indiğiniz adayı gezebiliyorsunuz. İsteyen de bir araç kiralayıp adaların gizli kalmış plajlarını ve ünlü restoranlarını keşfedebiliyor bağımsız olarak. Biz elbette araç kiralayıp güzel bir denizin ve lezzetli yemeklerin peşinde koştuk...

YUNANLILAR BİZDEN BIKTI MI?

İlk durağımız Rodos’ta istikamet belli; geçen yıl gittiğimiz Stegna Koyu’ndaki Kyma. Hem şahane bir deniz var hem de şahane bir Yunan sofrası kurabiliyorsunuz. Ama gel gör ki, mekan el değiştirmiş, nemrut bir sahibi var artık ve azarlıyor sürekli. Demek ki Yunan’da da her şey stabil değilmiş, anlıyoruz ve ‘daha da gelmeyiz’ diyoruz. Kos’ta geçirilen bir yarım gün ve kahve molasından sonra istikamet Patmos. Gezdikçe anlıyoruz; şahane bir adaya düşmüşüz. Hemen sahildeki meydanda şahane kafeler, barlar, butikler ve restoranlar var. Önünde kuyruk olan yerel bir restoranda yemek için 40 dakika bekliyoruz ve değiyor bu sefer. Son ada Samos. PsiliAmmos koyunda denize girmek, Kokkari sahilinde adı gibi esintili Meltemi’de çıtır kabak, kalamar tava, caciki, musakka, Yunan salata, barbun yemek gerçekten paha biçilmez. Ama burada da ayarımızı yiyoruz. Haliyle birbirimize soruyoruz: Yunanlılar turiste doydu mu? Meltemi’nin restoran sahibi tutturdu; hem şezlong, hem masa tutamazsınız diye! Biz de masayı seçtik. Sonra şakalaştık biraz, adam döküldü; “Ben bu masayı günde 4-5 kez satıyorum ama siz gelip bu masayı bütün gün tutarsanız ve şezlongta güneşlenirseniz nasıl olacak?” Hak verdik ama sorduk: Türkler mi böyle yapıyor? “Maalesef Türkler” dedi, “Her şeyi aynı anda istiyorlar ve parayla bunu yapabileceklerini düşünüyorlar!” Anladık o anda neden bıktıklarını. Pek çok adanın esnafı en çok Türkler’den para kazanıyor ama “Ben paramla istediğimi yaparım” diyen bir kısım görgüsüz Türk’ün küstahlığından sıkılmışlar, epey de yorulmuşlar. Olay şöyle; Türkler’in alıştığı hizmet sektörü burada yok. Çoğu aile işletmesi ve 3-4 elemanla dönüyor. Aceleleri yok, sakin sakin işlerini yapıyorlar. Ama ‘benim kim olduğu biliyor musun’ seviyesindeki Türkler onların ayarlarını bozuyor. Gördüğünüz üzere her şeyin ayarını kaçırmakta üstümüze yok! Oysa kural belli; gittiğin yere uyacaksın.

patronlardunyasi.com