Tam 67 ülkeden sorumlu
Dünyanın en büyük teknoloji şirketlerinden Intel'in Ortadoğu, Türkiye, Afrika Bölge Direktörü olan Ayşegül İldeniz, tam 67 ülkeden sorumlu.

Ayşegül İldeniz. Dünyanın en büyük teknoloji şirketlerinden olan Intel'in Ortadoğu, Türkiye, Afrika Bölge Direktörü. Bölgedeki 67 ülkeden sorumlu.
“Teknoloji dünyayı büyük bir hızla dönüştürüyor. İnternet ve bilgisayarlar hayatımızı temelden değiştiriyor. Çünkü teknoloji, onu kullanabilen kişilere verimlilik, hız ve düşük maliyet gibi avantajlar sağlıyor. Pek çok sektör artık bütünüyle bilişim teknolojilerine endeksli hale geldi. Böyle bir dünyada teknolojiyi bilen ve kullananlar her yönden avantaja sahip oluyor.
Global pazarda bir yandan da 'insan gücü' odaklı bir rekabet sürüyor” diyen İldeniz, Intel olarak Türkiye'de eğitim alanında bakanlık ile ortak projeler yürüttüklerini ve bugüne kadar 100 bin öğretmeni bilgisayar okuryazarı haline getirdiklerini, hedeflerinin ise Türkiye'deki bütün öğretmenlere ulaşmak olduğunu söylüyor. Ayşegül İldeniz'in kadın yönetici olarak bir özelliği de kadınlara yönelik projeler üretmesi. 4 yıldan beri Kadın ve Bilişim Günü düzenleyerek kadınların bilgisayarla tanışmaları için çabalıyor. “Belediyeler ve STK'ler ile işbirliği yapıyoruz. Gerek tanıtım gerekse ulaşım açısından. İstanbul'un en ücra köşelerinden bile gelen kadınlar oluyor günümüze. Teknolojinin korkulacak bir şey olmadığını anlatıyoruz, ürkek dokundukları tuşlarda parmaklar kısa sürede daha hızla gezinmeye başlıyor” diyor.
İldeniz aynı zamanda Intel'in kadın yöneticileri ve kadın çalışanlarını destekleme kurulunun da Avrupa Komite Başkanı. Intel Türkiye'de gerek çalışan gerekse yönetici konumundaki kadınların oranının giderek arttığını, Avrupa'da Fransa ile birlikte en fazla kadın çalışana sahip ülke konumuna yükseldiğini belirtiyor.
Zaten Intel'in Türkiye direktörü de bir kadın: Çiğdem Ertem. Biz de “Çiğdem tek kadın yönetici değil; pazarlama direktörümüz, mali işler direktörümüz, satış ve operasyondan sorumlu müdürümüz de kadın” diyen İldeniz'i, Dünya Kadınlar Günü kapsamında sayfalarımıza konuk ettik.
Türkiye bilişim pazarında hızla büyüyen bir ülke. Intel olarak ne yapıyorsunuz?
- Evet, bilgisayar pazarında Türkiye 4-5 yıldan beri Intel içinde dünyanın en hızlı büyüyen ülkelerinden biri oldu. Ancak yine de teknoloji konusunda genel anlamda bir azgelişmişlik var. İnsanlara teknolojinin onlar için neden önemli olduğunu tam olarak anlatamadığımızı fark ettiğimizde, görevin bize düştüğünü de anladık. Bunun üzerine kapsamlı bir strateji geliştirdik. Ben bunu Ortadoğu ve Türkiye için önerdim ama Intel içinde öyle kabul gördü ki, bölgede başlattığım bu girişim, kısa sürede dünyaya yayılan bir program oldu. Bu kapsamda Milli Eğitim Bakanlığı ile ortak çalıştık. Bugüne kadar Türkiye'de 100 binin üzerinde öğretmen eğittik, onları bilgisayar okuryazarı yaptık. Hedefimiz, Türkiye'deki bütün öğretmenlere ulaşmak.
Sorumlu olduğum bölgede ise yaklaşık 700 bine ulaşmıştır eğitim verdiğimiz öğretmen sayısı.
- Biraz da küresel ekonomik krizin sektör üzerindeki yansımalarından bahsedecek olursak neler söylersiniz?
- Şüphesiz kriz bizi de etkiledi. Bilgisayar satışları tüm sektörde düştü. Intel yüzde 90 pazar payına sahip olduğu için etkilenmemek mümkün değil.
Bir ülkenin krizden hızla çıkmasında bilişimin önemli bir rolü olduğunu düşünüyorum. Verimlilik ve rekabetçi olma konusunda teknoloji çok önemli ve Türkiye'de bunun tam olarak anlaşılabildiğinden emin değilim. Küçük ve Orta Ölçekli İşletmelerde (KOBİ) bilgisayar penetrasyonu ortalama yüzde 15'ler civarında. 500'ün üzerinde çalışanı olan büyük firmalarda tabii bu oran çok daha fazla ama yine de dünyadaki gelişmişlik seviyesinde değil. Teknoloji o kadar hızlı değişiyor ki, iş yapma süreçlerinde kullanılan aletler sürekli olarak gelişiyor. Bugün Türkiye gibi gelişmekte olan ülkelerde işletmelerin yeni teknolojiye yatırım yapmalarını geciktirmeleri, önemsememeleri ya da kriz yüzünden ertelemeleri, uzun vadede daha tehlikeli. Bir alet ne kadar eskirse onun hizmet maliyeti ve kullanım maliyeti o kadar artıyor. Kriz dönemlerinde bilişimin verimliliği nasıl arttıracağı konusuna kafa yormak lazım.
Artık gelişmekte olan ülkeler, özellikle de Doğu Asya ülkeleri son derece hızla ve bilinçli bir şekilde ilerliyorlar. Onların bilişim teknolojilerini ile bilim kullanan ve hatta üreten insan, bunu hizmet sektöründe çok iyi kullanabiliyor. Biz kendimizi 4-5 sene önce Doğu Avrupa ülkeleri ile karşılaştırırken şimdi onlardan bile hayli geri kaldık. Doktora öğrencisi, mühendis sayısı gibi verilerde özellikle. Artık bilişimi kullanmanın ötesinde, Türk insanı bilişimi üretmek zorunda. Bu Türkiye'nin kalkınmasının da temelini oluşturacaktır. Intel'in kurucularından olan Andy Grove'un “Öne ancak zor zamanlarda çıkılır” sözü gerçekten önemli bir söz. Türkiye de şu anda içinde bulunduğumuz krizi avantaja çevirebilir ama bunu için geleceğin teknolojileri üzerinde düşünmek şart.
- Bütün dünyada rekabet insan odaklı hale dönüşüyor. Sizce bu bağlamda Türkiye'nin bilişim stratejisi ne olmalı?
- Öncelikle altyapıyı ve temelleri düzeltmek. Bir de kolektif bir stratejiye karar verip onu ciddi şekilde uygulamak. Temelleri düzeltmek derken eğitimi kastediyorum. Bilişimi insanların günlük hayatlarına erişebilecekleri ve kullanabilecekleri bir hale getirmek.
Sizin bir de “Dijital dünyana beni dahil et” isimli bir projeniz var. Biraz bahsedebilir misiniz?
- Dijital uçurum giderek açılıyor. Birleşmiş Milletler, her fırsatta bu dijital eşitsizliğe dikkat çekiyor ve bu uçurumun kapanması için çalışmalar yapıyor. Intel Türkiye'nin yarattığı “Dijital Dünyana Beni Dahil Et” projesi, bu soruna çözüm getirebilecek projelerden biri olmak amacıyla tasarlandı. Intel Türkiye'nin katkıları ve Milli Eğitim Bakanlığı öncülüğü ile Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı, Habitat için Gençlik Derneği ve Türkiye Bilişim Vakfı desteğinde yürütülüyor.
Proje öncelikle öğretmen ve öğrencileri için tasarlandı. Burada öğretmenler öğrencilerine ödev ve projeler atayabilecek, bunların takibini çevrimiçi olarak yapabilecek ve veliler ile iletişim kurabilecektir. Öğrenciler ödevlerini bu sistem üzerinde yapabilecek diğer arkadaşları ile projeler üretebilecek ve diğer okuldan arkadaşlarının ürettikleri içerikleri tüketip değerlendirebilecektir. Veliler ise çocuklarının eğitim çalışmalarını uzaktan izleyebilecek ve öğretmenler ile iletişime geçebilecekler. Proje, şu anda Milli Eğitim Bakanlığı'na bağlı 11 devlet okulunda pilot olarak uygulamaya geçiriliyor.
17 ÜLKEDE OFİS KURDU, 35 ÜLKEDE AKTİF İŞ YAPIYOR
- Dünya teknoloji devlerinden birinde 67 ülkeden sorumlu bir bölge yöneticisi olmak nasıl bir duygu?
Teknoloji insanların yaşamlarını değiştiriyor. Özellikle de gelişmekte olan ülkelerde bu değişim ve dönüşüm çok daha hızlı oluyor. Sorumlu olduğum ülkelerin hızla ilerlemesi çok heyecan verici. İlk görevi devraldığımda Intel bölgede sadece 3 ülkede aktif durumdaydı. Ben 17 ülkede daha ofis kurdum. Şimdi 35 ülkede aktif iş yapıyoruz.
- Intel'de kadın yöneticilerin gelişimi ve önlerinin açılması konusunda 3 yıldan beri sürdürülen girişimin Avrupa ayağının da başındasınız. Neler yapılıyor bu girişimde?
- Biz 3 yıldır küresel olarak, 2 yıldır da Avrupa'da bütün üst düzey kadın yöneticilerimizi ve gelecek vaat ettiğini düşündüğümüz kadın çalışanlarımızı bir araya getiriyoruz. Onlara bir hafta boyunca İngiltere'de yöneticilik vasıflarını geliştirecek eğitimler veriyoruz. Ayrıca koçluk ve mentorluk desteği de alıyor bu kadınlar.
Bir insanın yönetici olması için farklı niteliklere sahip olması gerek ama bir yandan da cesaretlendirilmeleri lazım. Bu, kadınlarda özellikle daha çok. Ayrıca etraflarında rol model de fazla yok.
Bu yüzden bir yandan da “Intel'in kadınları” (Women in Intel) diye kadın ağları kuruyoruz. 7 ülkede aktifiz ve Türkiye de bu ülkeler arasında. Rol model kadın yöneticileri davet ediyor ve onlarla çalışanlarımızın etkileşim ve bilgi paylaşımı içinde olmalarını sağlıyoruz. Intel'in çalışan kadın oranı, bilişim sektörü ortalamasının üzerinde ama şurası da bir gerçek ki, bilişim sektöründe kadın çalışan oranı diğer sektörlerden farklı değil. Bu oran da yüzde 15 ile 25 arasında.
AYŞEGÜL İLDENİZ KİMDİR?
1969 yılında İzmir'de doğan Ayşegül İldeniz, Boğaziçi Üniversitesi İşletme Fakültesi'nden mezun olduktan sonra San Francisco Üniversitesi'nde elektronik iletişim konusunda yüksek lisans derecesi aldı. San Francisco ve İstanbul'da çesitli medya ve internet alanında ağ geliştirme şirketlerinde görev yaptı. Intel ailesine 1998 yılında Akdeniz, Ortadoğu ve Afrika bölgesi pazarlama programları müdürü olarak katıldı. Bu görevi boyunca bölgedeki perakende dağıtım kanalı ve marka stratejilerinin geliştirilmesinden sorumlu olarak çalıştı. 2001-2004 yılları arasında Intel Türkiye genel müdürlüğü görevini yürüten İldeniz, 2004'ten beri de Intel Ortadoğu, Türkiye, Afrika bölge direktörü. Bölgedeki 67 ülkeden sorumlu olan İldeniz, aynı zamanda Intel'in 12 kişilik Avrupa Yönetim Kurulu'nun da üyesi.
Özlem Yüzak/Cumhuriyet