Sait Faik'ten Edip Cansever'e, Münir Özkul'dan Murat Ülker'e uzanan İstanbul Erkek Lisesi mirasını sarsan şiddet sarmalı
Türkiye'nin 500 tam puan alan en parlak çocuklarını yetiştiren İstanbul Erkek Lisesi'nde, karanlık bir sinema odasında yaşandığı iddia edilen şiddet, başarı ile ahlak, zeka ile vicdan, geçmişin ışığı ile bugünün karanlığı arasındaki derin bir çelişkinin halkası gibi. Bir zamanlar Sait Faik'in, Edip Cansever'in, Münir Özkul'un, Mesut Yılmaz'ın, Murat Ülker'in yürüdüğü o koridorlar şimdi şiddet sarmalının yankısı oldu.

Toygun ATİLLA
500 TAM PUAN ALANLARIN MABEDİ
İstanbul Erkek Lisesi 2 gündür, 7 öğrencinin sinema odasında darp edilmesi ile Türkiye'nin gündeminde. Burası sadece bir lise değil. Burası, Türkiye'nin en zeki çocuklarının okuduğu, 500 tam puan alanların kulübü, mabedi...

Bir an için düşünün... 500 tam puan nedir ? Türkiye'de yüzbinlerce çocuk arasında zirveye oturmaktır. Zekadır, disiplindir, hırstır, başarıdır...
Sonra haberin içindeki cümleleri tekrar okudum. "Muşta, bıçak, boğaz sıkma, kulak zarı patlaması..."
Bir yanda ülkenin en parlak beyinleri, bir yanda karanlık bir odada yaşanan içler acısı bir şiddet...

İSTANBUL ERKEK LİSESİ'NDEN ÇIKAN ÜNLÜLER
Merak ettim. Geçmişte bir yolculuğa çıktım. Bu tabloyu daha iyi yorumlamak için İstanbul Erkek Lisesi'nin tarihini, bu güzide kurumun, Türk iş dünyasını, edebiyatını, politikasını, sanatını nasıl beslediğini araştırdım.
Aynı okuldan bugün iş dünyasının en önemli isimlerinden Murat Ülker çıkmıştı mesela...

Anılarını anlatırken, "Siyasi gerilim olurdu bizim zamanımızda ama kimse kimseyi öldürmeyi düşünmezdi" diyordu o günleri anlatırken...
Sait Faik, o lisede insanların içini okumayı öğrenmişti. Elinde eski bir defter cebinde balık kokan bir yalnızlık vardı. "Yalnızlık dünyayı doldurmuş. Sevmek, bir insanı sevmekle başlar her şey" cümleleri o lisenin tozunun eseriydi belki de...

Edip Cansever, orada şiirin kapısını aralamıştı. Kelimeleriyle dokunmuştu koridorlara, her sınıfın kapısı bir mısra olmuş, her teneffüs bitimi bir şiir olmuştu belki ona...

Erol Evgin ilk kez orada müziğe dokunmuştu. Sadri Alışık orada sahnenin hayalini kurmuştu. Derimod'un kurucusu Ümit Zaim, müzisyen olmayı hayal etse de kurduğu markanın tekstil dünyasındaki melodisini İstanbul Erkek Lisesi'nin kazandırdığı kültürle bestelemişti adeta...

Bugün şiddet sarmalı ile anılan o liseden, Abdullah Kiğılı, Ahmet Davutoğlu, Şerif Gören, Mesut Yılmaz, Nurettin Sözen gibi kimler kimler geçmişti...

MAHMUT HOCA OLSAYDI HAYKIRIRDI
İstanbul Erkek Lisesi'nin geçmişini incelerken bana en çok dokunan isimlerden biri Münir Özkul oldu.
Hani Hababam Sınıfı ile hepimizin kalbine giren o Mahmut Hoca...

Münir Özkul da İstanbul Erkek Liseli'ydi.
Belki bugün yaşasaydı, tekrar Mahmut Hoca olup, gözleri dolu dolu bir babanın sesiyle, "Doğruyu söyle!" diye haykıracaktı yüzümüze...
İşte İstanbul Erkek Lisesi böyle bir liseydi.
Ya şimdi,
İşte o okulda bugün 14-15 yaşlarında bazı çocuklar, 14-15 yaşlarında başka çocukları sinema salonuna kapatıp darp etti. Birinin kulak zarı patladı, diğerinin boğazı sıkıldı.
ÖNCE İNSAN OLUN
Tüm bunları düşünürken aklıma geçen hafta öğretmenlerine şiddet uygulayan sonra onu kameraya çeken başka liseliler aklıma geliyor.
Sonra tekrar aklıma Münir Özkul'un müthiş oyunculuğu ile hafızamıza kazınan Mahmut Hoca geliyor.

Yıllar önce öğrencilerine seslenirken, "Önce insan olun" dediğinde aslında bugünleri görmüştü Mahmut Hoca diye kendi kendime söylenirken buluyorum kendimi...
Beyler bayanlar, 500 tam puan alan Türkiye'nin en parlak öğrencilerinin okuduğu bir okulda yaşananları anlatıyorum sizlere...
"Biz bu çocuklara başarılı olmayı öğrettik. Peki ya, iyi insan olmayı öğretebildik mi ?"
patronlardunyasi.com















