Dolar
38,2379
0,28%
Euro
43,7186
0,18%
Sterlin
50,6842
0,00%
Bitcoin
3.223.447
-0,41%
BİST-100
9.317,24
-0,84%
Gram Altın
4.084,302
-0,12%
Gümüş
32,6
-0,60%
Faiz
48,35
0,00%

Hükümet dövizdeki yükselişe göz mü yumdu?

Dövizde yaşanan artış sonrası “Acaba cari açık mı dengeleniyor?” endişeleri üzerine Devlet Bakanı Ali Babacan böyle bir durumun olmadığını açıkladı. Oysa çok önemli ekonomi kurmaylarından birisi..

13.06.2006 12:22
Haberi paylaşın
Hükümet dövizdeki yükselişe göz mü yumdu?
16px
32px

Hüseyin Sümer'in yazısı

Hükümet dövizdeki yükselişe göz mü yumdu?

Erken seçim, cumhurbaşkanlığı seçimi ve Danıştay saldırısı ile başlayan siyasi gerilim, hükümetin ekonomi gündeminden uzaklaşmasına sebep oldu.

Finansal türbülans sırasında yaşanan yabancı çıkışıyla oldukça çalkantılı günler geçiren piyasalarda Merkez Bankası’nın (MB) faiz artırımı sonrasında yeni denge arayışları sürüyor.

Bugünkü noktaya dünyadaki para piyasalarındaki gelişmeler ve Danıştay saldırısıyla gelindi. Ancak bu konuda ilginç iddialar da dile getiriliyor. Hatırlarsanız, “Acaba cari açık mı dengeleniyor?” endişeleri üzerine Hazine’den sorumlu Devlet Bakanı Ali Babacan böyle bir durumun olmadığını açıkladı.

Oysa çok önemli ekonomi kurmaylarından birisi, IMF ile aynı zamana denk gelen dövizdeki artışın bilinçli olduğunu savunuyor. Bir anlamda ekonomide dengeleme yapıldı. Cari açığın tehlike sınırı olan milli gelirin yüzde 6’sını aşmaması için dövizde böyle bir operasyonun yapıldığı iddia ediliyor. Bütün bunlar doğruysa hükümet kendi eliyle bir kriz söylentisini oluşturmuş yine kendi müdahalesiyle bu söylentiyi engellemiş olacak.

Zaten ABD Merkez Bankası (FED) faizleri yüzde 5 noktalarına taşıdı. Şimdi ise 28-29 Haziran tarihlerindeki toplantısında bu oranı arttıracağı şeklinde bir beklenti bulunuyor. Durum bu olunca Türkiye’de de bir şekilde faizlerin artması gerekiyordu. Şimdi Merkez Bankası’nın geçtiğimiz çarşamba günü yaptığı 1,75’lik şok faiz artırımı sonrasında bono ve tahvil piyasaları yeniden cazip hale geldi. Kaçan yabancının önü bu şekilde alınacak.

Bu operasyonun bilerek mi; yoksa bilmeden mi yapıldığını zamanla öğreneceğiz. Ancak şimdi de daha fazla inmesin diye döviz tutundurulmaya çalışılıyor. Merkez Bankası Başkanı Durmuş Yılmaz’ın “Gerekirse döviz piyasasına da müdahale edebiliriz.” şeklindeki mesajı bunu doğruluyor. Kurun seviyesini ise MB’nin önümüzdeki dönemde izleyeceği faiz politikası belirleyecek. Yılmaz’ın bugün “Finansal İstikrar Raporu”nun ikinci sayısını tanıtacağı toplantıda vereceği mesajlar önemli.

Ekonomideki dalgalanma önce ABD ve AB ülkelerinde, sonra da Türkiye’de gerçekleşti. Bizdeki dalgalanmanın boyu ise büyük oldu.

Yabancı sermayeye yön veren isimlerden biri hareketliliğin yüzde 70 dış kaynaklı olduğunu söylüyor. Önceki gün görüştüğüm TOBB Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu ise dalgalanmanın şiddetini düşürmek için hükümetin piyasalarda olup biteni çok iyi anlatması gerektiğine dikkat çekiyor.

Evet gerçekten de çok doğru. Ekonomide en önemli nokta, inandırıcı olmak. Aksi takdirde vatandaşın ‘enflasyon yükseliyor’ paniğine kapılması piyasaları da karıştırıyor. Türkiye’nin bu noktaya gelmesi çok kolay olmadı. Son dört yılda yüzde 35 büyüdük. Bunun yüzde 30’u özel sektör eliyle oldu. Türk işadamı elinde çantasıyla dünyayı dolaşıyor, artık. Anadolu sermayesi bugün 74 milyar dolar ihracat yapar hale geldi. Öte yandan müteahhitlerimiz 60’tan fazla ülkede 65 milyar dolarlık projeler üstlenmiş durumda.

Bu kazanımların kaybolmaması için Hisarcıklıoğlu’nun dediğine katılıyorum: “Tıpkı eski günlerdeki gibi Başbakan’ın Avrupa başkentlerinde daha sık görülmesi gerekiyor.” Bu süreçte, Türkiye kendisini daha iyi anlatmalı. İşte o zaman iç siyasi çekişmelerden Türkiye kurtulacak. Dışa dönük politikalarla tekrar kendimize geleceğiz.

Zaman