Hindistan'daki kaza, 29 yıl önceki Türk havayolu şirketi Birgen Air faciasına benzerliğiyle dikkat çekti
29 yıl önce Türk şirket Birgen Air, okyanusa düşmüş ve kazada uçaktaki 189 kişinin tümü hayatını kaybetmişti. Peki, Hindistan'da önceki düşen kazada yaşananlar Türk şirket Birgen Air kazasıyla ne gibi benzerlikler taşıyordu? O gün uçakta neler yaşanmıştı? Gelin yakın tarihin en acı kazalarından birinde uçakta yaşananlara bakalım.

Burak ARTUNER
Tarih 07 Şubat 1996... 1988'de Türk iş insanı Çetin Birgen'in kurduğu Birgen, Air Boeing 757 ile Dominik Cumhuriyeti-Almanya seferine hazırdı. Uçağın kaptan pilotu Ahmet Erdem'di.
Uçak neredeyse bir aydır, yolcu bulamadığı için Dominik Cumhuriyeti Puerto Plata’daki Gregorio Luperon Uluslararası Havalimanı’nda bekliyordu. Bu nedenle mürettebat bir an önce eve dönme heyecanı içindeydi.
BAŞKA UÇAK ARIZALANINCA BIRGEN AIR UÇAĞI KİRALANDI
Bir uçak şirketinin Alman turistleri Dominik Cumhuriyeti’nden Frankfurt’a götürecek uçağında mekanik arıza meydana gelince Birgenair’e ait bu uçağı kiralamıştı. Karakutu günler süren aramadan sonra bulundu. Sonrasında ortaya çıkanlar havacılık uzmanları tarafından detaylıca incelendi. Varılan sonuçlara göre o gün kaza şöyle gerçekleşmişti:
"PİTOT TÜPLERİ" AYRINTISI
Uçak havalimanında beklediği süre içinde bölgeye özgü bir tür eşek arısı, girişleri kapatılmayan 'hız ölçmeye' yarayan pitot tüplerinin içine çamur sıvayıp yuva yapmıştı bile. Bu oluşum uçuşta hava geçişine engel olacak, tüpün içindeki basıncın artması ile hızı olduğundan yüksek gösterecekti.
Kaptan Pilot Ahmet Erdem'in yardımcı pilotu Aykut Gergin, gözlemci Pilotu ise Muhlis Evrenosoğlu’ydu.
7 Şubat 1996 günü yerel saatle 23.30’da kuleden kalkış izni izin istedi. Kalkış öncesi rutin kontrollerde Yardımcı Pilot Aykut Gergin’in iki pilotun göstergelerinin uyumsuzluğunu tespit etmesine rağmen kaptan uçuşu ertelemedi.
Uçak, Yardımcı Pilot Aykut Gergin’in göstergeleri doğru kabul edilerek 23.42’de havalandı.
Uçak 4700 feet (1400 metre) irtifaya tırmanırken,
Kaptanın göstergesi yanlıştı: Uçağın hızını 350 knot (650 km/s) gösteriyordu.
Yardımcı Pilot'un göstergesi ise doğruydu:
220 knot (370 km/s)
"YANLIŞ GÖSTERGE" FACİAYI GETİRDİ
Kalkıştan 1,5 dakika sonra uçak otomatik pilota geçecek ve kaptanın verilerini referans alacaktı. Aşırı hız uyarısı veren uçak, yavaşlamak için burnunu yukarı kaldırmıştı. Bunun sonucunda yardımcı Kaptan'ın gerçek bilgi veren göstergesi uçağın hızının tehlikeli biçimde azalmış olduğunu gösterirken, kaptan pilotun hatalı bilgi veren göstergesi ise hızın artmış olduğunu gösteriyordu.
KENDİ GÖSTERGESİNİ DOĞRU KABUL EDİP ÖLÜMCÜL HATA YAPTI
Kalkış esnasında Yardımcı Pilot'un göstergesini referans alan kaptan, bu durumda kendi göstergesine güvenerek hızı düşürdü. Bu davranış, uçağın tehlikeli derecede yavaşladığını gösteren kafa karıştıran levye titreşim uyarıcısını (stick shaker) devreye soktu. Sarsıntı uyarısıyla otomatik pilot da devre dışı kaldı. F/O ve gözlemci pilot uçağın burnunun tehlikeli bir biçimde yukarı kalktığını belirtmesine rağmen kaptan pilot bu durumu fark edemedi.
MOTORLAR "SÖNDÜ"
Süratsiz kaldıklarını fark eden kaptan pilot, burnu aşağı almak yerine motorlara tam güç verdi. Sol motor pozisyonu itibarıyla yeterli hava alamadığı için söndü ve tam güçle çalışan sağ motor uçağı anormal pozisyona soktu. Böylece sona gelinmişti.
SANİYELER İÇİNDE OKYANUSA ÇAKILDI
Kalkışından sadece 7,5 dakika sonra yaklaşık 2 bin metre yüksekten Puerta Plata’nın 26 kilometre kuzeydoğusunda Atlas Okyanusu’na saniyeler içinde düştü. 13 mürettebat, 176 yolcu olmak üzere uçakta bulunan 189 kişinin tamamı hayatını kaybetti.
KARAKUTUDAN ÇIKAN SON SÖZLER
Yıllar sonra açıklanan Karakutu kayıtlarına göre, Kaptan pilotun son sözleri "gaz, gaz, gaz, çekme, çekme, çekmeyin! Ne oluyor ya" olmuştu.
KÖPEK BALIĞI SALDIRISINA UĞRAMIŞ CESETLER
Düşen uçak radar ekranında kaybolunca Dominik Deniz Kuvvetleri kurtarma çalışmalarını başlattı. Uçağın düştüğü bölgeye giden ekipler, deniz yüzeyinde uçak yakıtı, uçak parçaları ve kazazedelerin köpek balığı saldırısına uğramış bedenleriyle karşılaştılar.
ŞİRKET İFLAS ETTİ, PATRON ÇETİN BİRGEN KAZADAN BİR YIL SONRA VEFAT ETTİ
Birgen Air'in patronu Çetin Birgen 1959 yılında Galatasaray Lisesinden mezun olmuştu. Birgen mezuniyetinden sonra Ankara' da seyahat acentası, Alitalia ve Sabena Havayollarında çalışmıştı. Çalışkanlığı ve azmi sayesinde kendi seyahat acentasını kurdu. Japonya'ya ilk tur düzenleyenlerden biri olan Çetin Birgen, Türkiye ona dar geldiği için 1974 yılında Paris'te kendi uçak ofisini açmıştı. Uluslararası alanda uçak alışverişi yapan Çetin Birgen, 1986'da Birgenair Hava Şirketi'ni kurmuştu.
1996'da yaşanan kaza sonrası büyük üzüntü yaşayan ve şirketi de iflas eden Birgen, 1997 aralık ayında henüz 58 yaşındayken Paris'te beyin kanamasından ani vefat etti.
YAPILAN HATALAR NEYDİ?
Pistte kalkış için ilerlerken 80 knot hıza ulaşıldığında kaptan pilot ve yardımcı pilot verilerin aynı olduğunu onaylamak zorundaydılar. Sorun basit algılanmayıp, prosedürlere uyulsaydı, kalkış ertelenebilirdi. Kazada yaşamını yitiren Türk mürettebatın cenazeleri daha sonra Türkiye'ye getirildi ve Edirnekapı Hava Şehitliği'ne defnedildi.
HİNDİSTAN KAZASINDA DA MOTORLAR SÖNDÜ
Şimdi kısaca Hindistan'daki uçakta dikkat çekici tespitlere gelelim. Konuştuğum emekli bir Kaptan Pilot, kaza görüntülerini inceledikten sonra Birgen Air kazasıyla benzerliğe dikkat çekti.
Özellikle pilotların uçuş saatlerine dikkat çekti. Hindistan'da düşen uçağın Kaptan Pilotu, Sumeet Sabharwal'ın 8 bin 200 saatlik uçuş deneyimine sahipti, yardımcı pilot Clive Kundar ise 1100 saatlik uçuş tecrübesi vardı. Bu epey tecrübesiz olduğunu gösteriyordu. Hindistan'daki hava limanları ve çevresinde, kum fırtınaları yaşanabildiğine dikkat çeken emekli pilot, Birgen Air kazasındaki gibi hız ölçmeye yarayan pitot tüplerinin ihmali sonucu, göstergelerdeki hız yanlışının uçağın motorlarını söndürmüş olabileceğini belirtti. Çünkü görüntülerde, uçağın yükselemediğinin açıkça görüldüğüne vurgu yapıyor. Yine motora kuş girmiş olabileceğini ancak iki motorun birden durma ihtimalinin düşük olduğu değerlendirmesini de yaptı.
FLAPLAR AÇILMAMIŞ
Bir başka ihtimal de görüntülerde açıkça görünüyor. Uçağın flaplarının açılmamış olması... Bunun da ikinci pilotun tecrübesizliğinden kaynaklı, ölümcül bir hata olabileceği dikkat çekiyor. Uçağın yükselememesi ve 'Stall'a girmesi' (Havada tutunamaması) sonucu doğurabileceğine dikkat çekiyor. Ayrıntıların karakutunun incelenmesiyle ortaya çıkacağı vurgulanırken, Kaptan Pilot ve Yardımcı Pilot uyumunun bu durumlarda hayat kurtarabileceği belirtiliyor.
patronlardunyasi.com