Çekya'nın yeni Başbakanı Andrej Babiš ile Yüce Auto Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Yüce arasında Skoda direksiyonunda kurulan dostluğun hikayesi
Diplomasi bazen protokol masalarında değil, bir akşam yemeği masasının sıcaklığında başlar. Türkiye’de Skoda markasının direksiyonunda oturan Ahmet Yüce, sadece bir distribütör değil, iki ülke arasında sessiz ama kalıcı bir köprü kuran bir “baba patron.” Neden mi söylüyorum bütün bunları. Çekya’nın iş dünyasından gelen yeni başbakanı Andrej Babiš ile Ahmet Yüce böyle bir dostluğun iki ayrı halkası. Belki de bu dostluk hikayesi iki ülke arasında daha sıkı gelişecek bir ilişkinin de harcı olacak. Tüm bunları zaman gösterecek.

Toygun ATİLLA
SKODA'NIN TÜRKİYE PERFORMANSI AVRUPA PAZARINDA
Yüce Auto, 2024 yılında Skoda’nın küresel distribütörleri arasında “Yılın Distribütörü” seçildi. Prag’daki merkezde düzenlenen törende, Türkiye operasyonu satış performansı, müşteri memnuniyeti ve servis kalitesi alanlarında “Excellence in Distribution – Global Winner” ödülünü aldı. Bu ödül, yalnızca ticari bir başarı değil; Türkiye ile Çekya arasında yıllardır süren güvenin, karşılıklı saygının da bir nişanıydı.
Çünkü, Skoda, Çekya ekonomisinin omurgasıdır. Yüce Auto ise bu markayı Türkiye pazarında bir Avrupa hikayesine dönüştürdü. Otomobil satışlarından çok, iki ülke arasında güven, sürdürülebilirlik ve itibara dayalı bir köprü inşa etti. İki ülke arasında otomotiv eksenli iş birliği, Skoda üzerinden ekonomik bir diplomasi modeline dönüştü.
AHMET YÜCE'NİN FELSEFESİ
Ahmet Yüce’nin felsefesi net: “Kârı paylaşmazsan, bereketi de kalmaz.”
Her yıl çalışanlarına onlarca maaş ikramiye vermesi, iş dünyasında sadece bir haber değil, bir dönüm noktasıydı. Patronlar Dünyası olarak biz de defaatle bu konuyu gündeme getirdik.
Ama onun hikâyesi rakamlardan çok, karakterle yazılıyor. Yardımseverliği, çalışanına vefası, sessizce yürüttüğü sosyal sorumluluk projeleriyle, Ahmet Yüce Türk iş dünyasında vicdanın sesi oldu.
Bu paylaşımcı ruh, Çekya’nın iş dünyasından gelen yeni başbakanı Andrej Babiš ile kurduğu dostluğun da temelini oluşturdu.
İSTANBUL'DA BAŞLAYAN DOSTLUK
İkisi ilk kez İstanbul’da, Ahmet Yüce’nin ev sahipliğinde verilen özel bir yemekte bir araya geldi. O gün masada göreve Çekya Büyükelçisi Egemen Bağış'ta vardı. Les Ottomans’taki yemek masasında Ahmet Yüce'nin oğlu Yüce Auto Yönetim Kurulu üyesi Ali Yüce'de vardı. Henüz Ali Yüce'nin çocukken rol aldığı Skoda reklamının broşürü takdim edildi Andrej Babiš'e...
Aslında takdim edilen sadece bir reklam broşürü değildi. Orhan Yüce'den başlayan Skoda Yüce Auto mirasının Ahmet Yüce sonrasında Ali Yüce ile devam eden sürdürülebilir mirasının da kanıtıydı. O gece diplomasi dilinden çok, insan dilinde konuşuldu, yemek masasında doğum günü pastası kesildi, Babiš’e Türk-Çek Dostluk Rozeti takdim edildi.O akşam kurulan bağ, iki ülke arasında resmi metinlere sığmayan bir “insani diplomasi” örneği olarak kaldı.
Andrej Babiš, iş dünyasından gelip siyasete giren bir lider. Pragmatizmi, finansal disiplini ve girişimci ruhuyla Çekya’da “yöneten değil, üreten” bir siyaset anlayışı inşa etti.
Bu yönüyle Ahmet Yüce’yle ortak bir dili paylaşıyor. İkisi de sistem değil, insan ilişkisi üzerinden sonuç alıyor. O nedenle Babiš’in başbakanlık döneminde Türkiye-Çekya ilişkilerinin, “bürokratik diplomasi”den çok “iş dünyası diplomasisi” üzerinden güçlenmesi beklemek mümkün.
ZAFERİNİ İLK KUTLAYANLARDAN
Andrej Babiš Çekya'nın yeni Başbakanı seçildiğinde onu ilk kutlayanlardan biri Ahmet Yüce oldu. İkili Andrej Babiš'in Çekya'da zaferini ilan ettiği gece mesajlaştı. Bu hikaye bana bir markanın, ticaretin ya da dostane yemek masasının, iş dünyasındaki ikili ilişkilerin siyaset üstü konumunu hatırlattı.
patronlardunyasi.com