'Yapacaksak en iyisini yapmalıyız'

'Yapacaksak en iyisini yapmalıyız'

Bir gazetecinin, ''nükleerde ortağınız belli oldu mu?'' sorusu üzerine Güler Sabancı...

'Yapacaksak en iyisini yapmalıyız'
16px
24px
28.02.2008 13:12
ABONE OLgoogle

Sabancı Holding Yönetim Kurulu Başkanı Güler Sabancı, ''Şimdi ekonomide yeniden toplanıp önümüze farklı bakma zamanıdır. Geçtiğimiz döneme bakarak geleceğe reçete yazamayız'' dedi.

Sabancı Holding Yıllık Paylaşım Toplantısı'nda konuşan Güler Sabancı, dünyada 2007 sonlarında patlayan tutsat (mortgage) krizinin zaten dünyada varolan yapısal problemlerin ve dengesizliklerin üzerine geldiğini ve henüz tam derinliği ve çapı bilinmeyen bu krizin mali piyasalarda güveni sarstığını söyledi. Sabancı, beklentileri etkileyen bu durumun karamsarlığa yol açtığını ve ciddi bir küresel yavaşlama, hatta resesyon tehlikesini ortaya çıkardığını vurguladı. Güler Sabancı, ''Şu anda en büyük tehdit küresel büyümenin zedelenmesidir'' dedi.

ABD'de tüm parasal ve vergisel desteklere rağmen büyümenin yavaşlamasının önemli bir sıkıntı olduğuna işaret eden Sabancı, küresel büyümenin düşüşünün sınırlı kalmasının ancak, diğer pazarların, özellikle gelişmekte olan piyasaların kuvvetli büyümesiyle sağlanabileceğini kaydetti. Sabancı, ''Bir diğer çok önemli gelişme, ABD'de de talep azalmakla beraber, dünya genelinde enerjiye olan talep, petrol fiyatlarının artmaya devam edeceğini ve yalnız petrol değil tüm hammadde piyasalarında fiyat artışları olacağını ve bunun da enflasyonist baskı doğuracağını görmekteyiz'' diye konuştu.

Bütün bunların 2008 yılında dünyada çok ciddi belirsizliklere işaret ettiğini söyleyen Sabancı, böyle bir dünyada Türkiye'nin önündeki fırsat ve tehditleri şöyle sıraladı:

''Öncelikle Avrupa Birliği'ne tam üyelik görüşmeleriyle ilgili sürecin aksatılmadan devam ettirilmesi, farklı bir yapıda olsa da IMF'yle ilişkilerin sürdürülmesi, dünyanın bu belirsizliğinde bizim için önemini korumaktadır. Önemli siyasi krizlerden de uzak durmamız tabii ki gerekli. Önemli siyasi krizlerden uzak durmamız halinde, önemli bir fırsat olarak supreme kriziyle uğraşmak için dünya piyasalarına sürülen likidite fazlası olacağını ve ABD'deki zararlar ve belirsizlikten dolayı bu likiditenin gidebileceği yerlerden birinin Türkiye olabileceğini görüyoruz. Bu durumda, kısa dönemde cari açığın finansmanında katkıda bulunacağına inanıyoruz.''

Güler Sabancı, Türkiye'nin en büyük ticari ortağı olan Avrupa'da büyümede önemli yavaşlama görülmediğini, bunun da Türkiye için bugünkü ihracatının devam edebileceğini gösterdiğini vurguladı. Petrol ve hammadde fiyatlarındaki artışların getireceği enflasyonist baskılar, yapısal olarak ekonominin verimliliğini artıracak mikro bazlı reformların hala gerçekleştirilememiş olmasının önemli bir tehdit olduğunu söyleyen Sabancı, bunların neticesinde işsizliğin artması tehlikesini de gördüklerini kaydetti.

Sabancı, ''Dolayısıyla finansman olanaklarının bizi çok sınırlamayacağı bu dönemde özelleştirmelere devam ederken, enerjide üretim tesislerinin öncelikli olmasına özen göstermeliyiz. Makro ekonomik disiplin devam ederken, Türkiye'nin önündeki en büyük tehdidin reel sektörün rekabet gücünü ve verimliliğini yitirmesi olduğunu unutmamalıyız'' diye konuştu.

''ENERJİ ÜRETİM TESİSLERİ ÖZELLEŞTİRİLMELİ''

2007 yılında AB sürecinin yavaşladığını, uzun süren seçim dönemi ve daha sonra yaşanan güvenlik sorunlarının gündemi, ekonomi öncelikli olmaktan çıkardığını ifade eden Sabancı, şunları kaydetti:

 ''Bugün dünyada da çok farklı yeni bir kriz ve bunun sonucu gelişen dengeler söz konusudur. Şimdi ekonomide yeniden toplanıp önümüze farklı bakma zamanıdır. Geçtiğimiz döneme bakarak geleceğe reçete yazamayız. Yeni döneme farklı bakmalıyız. Bu dönemde üretimi, reel sektörü kalıcı, sürdürülebilir, rekabetçi kılmak için yeni arayış ve çalışmalara girilmelidir. Acilen yapılması gerekenlerin büyük kısmını birkaç senedir söylüyoruz ve hazırlıklar da yapıldı zaten. Artık bunların bir an önce uygulanmasını bekliyoruz. Bunlar beklemeye tahammülü kalmayan Sosyal Güvenlik Yasası ve düzenlemeleri, yeni Türk Ticaret Kanunu, vergi reformu ve tabii ki kayıt dışı ile mücadele. Bu, sadece denetim yoluyla olmaz, diğer yaptığımız tüm düzenlemelerde bunu yaratan gerçek nedenleri ortadan kaldırmak gerekir. Ayrıca, enerji üretim tesisleri özelleştirilmeli ki, kısa zamanda kapasite artışı sağlanabilsin.

Güler Sabancı, bu saydıklarının hızla gerçekleştirilmesinin 2007 yılında kaybedilen zamanı telafi ettireceğini, 2008 ve sonrasında değişen dünya dinamiklerinde daha yüksek, en az yüzde 7 büyümeyi sağlayacak ilave, reel sektör odaklı politikalara ve çalışmalara ayrıca ihtiyaç bulunduğunu vurguladı.

Sabancı, ''Ülkemizin bunu yapacak güçlü hükümeti, dinamik, çalışkan özel sektörü, dünyayı bilen, takip eden kadroları vardır. Dolayısıyla daha hızlı ve sağlıklı büyüyen bir Türkiye'yi gerçekleştirebileceğimize inanıyorum.''

GÖRDÜĞÜNÜZ GİBİ PİYASALAR SAKİN

Güler Sabancı, Irak'ın kuzeyine düzenlenen operasyonda bütün duaların ve kalplerin Mehmetçik ile beraber olduğunu vurgulayarak, ''Benim en iyisinin, en doğrusunun, en doğru zamanlama ile yapılacağına olan inancım tamdır. Bunun Türkiye'ye olan, ekonomiye olan etkisi; henüz gördüğünüz gibi piyasalar sakin. Bu bize ilave bir şey getirmedi. Kaldı ki her şeyin başı güvenlik'' dedi.

Gazetecilerin sorularını yanıtlayan Güler Sabancı, Irak'ın kuzeyine yönelik gerçekleştirilen operasyonun ekonomiye etkisine ilişkin şunları söyledi:

''Kuzey Irak operasyonunda bütün kalbimiz, bütün dualarımız Mehmetçikle beraber. Benim en iyisinin, en doğrusunun, en doğru zamanlama ile yapılacağına olan inancım tamdır. Bunun Türkiye'ye olan, ekonomiye olan etkisi; henüz gördüğünüz gibi piyasalar sakin. Bu bize ilave bir şey getirmedi. Kaldı ki, her şeyin başı güvenlik.''

Güler Sabancı, 2008 yılındaki yeni parametrelere ilişkin olarak da Sosyal Güvenlik Reformu Yasası ve yeni Türk Ticaret Kanunu gibi konuların bir an önce gerçekleştirilmesi gerektiğini belirtti. Bütün meselenin, reel sektörün daha verimli hale getirilmesi olduğuna işaret eden Sabancı, yeni girilecek dönemin en önemli konusunun kayıt dışılık olduğunu vurguladı.

Sabancı, ''Kayıt dışılığın topluma verdiği zararın esas boyutu vergi değil. Daha büyük zarar verdiği konu rekabet ortamını kapalılığa, kaçağa itiyor. Rant ekonomisi dediğimiz ranta doğru itiyor. Yeni dönemde, hakikaten tepeden aşağı bu işe yeniden bakmamız lazım'' diye konuştu.

Güler Sabancı, iş piyasalarını da daha esnek hale getirmek gerektiğini, ayrıca yeni dönemde adalet sistemine daha fazla güveni sağlamak, adalet sisteminin daha hızlı ve verimli çalışmasını tesis etmek gerektiğini kaydetti.

NÜKLEER ORTAĞI BELLİ OLDU MU?

 Bir gazetecinin, ''nükleerde ortağınız belli oldu mu?'' sorusu üzerine de Sabancı, ''Nükleerde ortağımız henüz belli olmadı. Nükleer konusuna önem veriyoruz. Bu konuda çok hassas çalışıyoruz. Yapacaksak, en iyi teknoloji ile en güvenilir ortakla yapmak istiyoruz'' şeklinde konuştu.

''TÜRKİYE DEMOKRASİSİ SINAVI BAŞARIYLA GEÇTİ'

Güler Sabancı, bir gazetecinin, ''fırsatlara işaret ederken, siyasi krizlerden uzak durulmasının altını çizdiniz. Bunu biraz daha açabilir misiniz?'' sorusu üzerine, şöyle konuştu: ''İstikrardan bahsediyorum. Siyasi kriz olmamalı. Hepimiz de buna hassas olmalıyız diyorum. Ben, Türkiye'nin demokrasisinin geçen sene bir imtihandan geçtiğine ve bunu başarıyla geçtiğine inanıyorum. Önümüze yeni bir dönem çıktı. Bu dönemi iyi değerlendirmeliyiz. Benim daima istikrardan yana olduğumu biliyorsunuz. Bunun önemli, vazgeçilmez olduğuna inanıyorum. Türkiye'nin gelişmesi ve büyümesi için... ''

Türkiye'nin dünyadaki subprime krizinden ne kadar etkileneceği ve ne kadar etkilenmeyeceği üzerine bir çok tartışmalar olduğunu ifade eden Sabancı, şöyle devam etti: ''Ancak bir açıdan da şöyle bakıyorum, fırsat olarak... Subprime kriziyle ilgili olarak Batı'da, özellikle ABD'de finans şirketlerine ve kurumlarına olan güvende ciddi sarsılma oldu. Kriz resesyona gitmesin diye çok ciddi bir kaynak aktarımı var. Ciddi bir likidite ve kaynak ortada. Petrol, gaz, enerji fiyatlarının bu seviyelerde olması, bu kaynaklara sahip ülkelerde çok ciddi likidite birikimi sağlıyor. Bu ülkeler ne yapacaklar? 100 dolar petrol ile ciddi bir kaynak oluşuyor. Bir yanda da her zaman bilinen, güvenilen ABD'deki kuruluşlara, bankalara tereddütler var. Bu para bir yere gidecek. Biz çok şanslı konumdayız. Bu fırsatı iyi değerlendirmemiz lazım. Bu fırsatı iyi değerlendirmemiz, yönümüzü değiştirmemekten geçer. Dolayısıyla bu açıdan bizim yönümüz Avrupa yolunda ilerlemektir. Avrupa yolculuğu Türkiye'nin bir medeniyet yolculuğudur. ''

Güler Sabancı, türban konusuna ilişkin bir soruya da, ''Dün itibariyle hukuki bir süreç başlamıştır. Onu takip edeceğiz'' yanıtını verdi. Yabancı bir gazetecinin Almanya'ya ilişkin soruları üzerine de, Sabancı, Almanya'da çok güçlü enerji şirketleri bulunduğunu ifade ederek, ''Biz de enerjiye odaklıyız. Hiç belli olmaz'' dedi. Almanya gibi ülkelerin, Türkiye'nin AB'ye katılımına kuşkuyla yaklaştıklarını dile getiren Sabancı, ''Türkiye'nin katılımından en fazla onların yarar göreceğine inanıyorum'' diye konuştu.

E-Bülten Aboneliği
İş, Ekonomi ve Cemiyet hayatının özel gündemi Patronlar Dünyası'nda... Günlük E-Bülten'imize abone olun, Patronlar Dünyası ayrıcalıklarını yaşayın.
Patronlar Dünyası ile Bir Adım Önde