Yabancı yatırımın yüzde 10'u ABD şirketlerinden
Amerikan Şirketler Derneği (AmCham) Türkiye Yönetim Kurulu Başkanı Emre Karter, Türkiye'nin bölgesel bir merkez olma vizyonunun birçok Amerikan şirketi için lojistik ve operasyonel açıdan avantaj yarattığını belirterek, "Büyüyen pazar ve stratejik konum, bölgesel merkez olma avantajı ve yatırım alanlarının çeşitliliği gibi çok sayıda faktör göz önünde bulundurulduğunda fırsatların zorlukların önüne geçtiğini söyleyebiliriz." dedi.

Karter, Türkiye ve ABD'nin uzun yıllara dayanan ekonomik ve ticari ilişkisinin olumlu yönde gelişen ve büyüyen bir ekonomik tablo ortaya koyduğunu söyledi.
Karter, Türkiye'nin ABD ile ticaret hacminin 2013'te 20 milyar dolar iken bunun 2024 sonunda 33 milyar dolar seviyesine ulaştığını vurgulayarak, enerji ve hizmetler de dahil edildiğinde 40 milyar doların üzerinde bir ticaret hacminin bulunduğunu bildirdi.
Bu ticaret hacminin ithalat-ihracat açısından son derece dengeli olduğunu kaydeden Karter, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Bugün geldiğimiz noktada ABD, Türkiye'nin ikinci en büyük ihracat ve beşinci en büyük ithalat pazarı konumunda. Her zaman belirttiğimiz gibi Türkiye, dünya genelinde az sayıda ülkenin sahip olduğu bir potansiyele sahip. ABD firmalarının süregelen yatırımları da bu görüşü destekliyor. Bugün Türkiye'de 2 bine yakın Amerikan menşeli firma bulunuyor. Bu firmalar arasında büyük yatırımlara sahip, ülkemizin ekonomisine yıllık 60 milyar dolar katkı sağlayan 150'ye yakın ABD merkezli şirket üyelerimiz arasında yer alıyor. Otomotiv, ilaç ve tıbbı cihaz, bilgi teknolojileri, finans, sigorta, havacılık, sanayi, hızlı tüketim ürünleri, gıda-tarım, nakliyat-tedarik zinciri, hukuk, eğlence, reklam ve araştırma gibi birçok farklı sektörden üyemiz bulunuyor. Bunun yanında Netflix, Amazon Web Services gibi son yıllarda öne çıkan markalar ve Türk Hava Yolları gibi Amerika'da ofisi bulunan büyük Türk firmaları da üyelerimiz arasında."
Karter, iki ülke arasındaki ticaretin 100 milyar dolar düzeyine ulaşması hedefine katkı sağlamayı sürdürdüklerini ifade etti.
"TÜRK-AMERİKAN İKİLİ EKONOMİK İLİŞKİLERİNİN GELİŞTİRİLMESİNE YÖNELİK ORGANİZASYONLARI HAYATA GEÇİRİYORUZ"
AmCham Türkiye Yönetim Kurulu Başkanı Karter, derneğin çalışmalarına değinerek, iki ülke arasındaki yatırım ve ticareti artırarak Türkiye'yi küresel pazarlara taşıyan güç olma hedefleri doğrultusunda kararlılıkla çalışmaya devam ettiklerini bildirdi.
Karter, AmCham'in ikinci önceliği olan Türkiye'nin bölgesel merkez olarak rolünün güçlendirilmesi konusunda Orta Asya ve Kafkasya bölgeleriyle karşılıklı ilişkilerin geliştirilmesini önemsediklerini aktararak, "Ülkemizde bulunan Amerikan şirketlerinin bir bölümü Türkiye'yi bölgesel bir merkez olarak konumlandırıyor. Öyle ki farklı sektörlerden 20 üyemiz Türkiye'den 80'e yakın ülkeyi yönetiyor. PwC ile birlikte hazırladığımız, Türkiye'ye gelen Amerikan yatırımlarını inceleyen rapora göre, Amerikan şirketleri genel olarak uzun vadeli yatırımlar yapıyor ve yatırım kararlarını 7-10 yıllık perspektiflerle gerçekleştiriyor." diye konuştu.
Dernek olarak Türk-Amerikan ikili ekonomik ilişkilerinin geliştirilmesine yönelik organizasyonları hayata geçirdiklerini anlatan Karter, ABD'ye ziyaretler gerçekleştirdiklerini, Kongre, Senato Üyeleri, önde gelen düşünce kuruluşlarıyla temaslarda bulunduklarını söyledi.
Karter, Türkiye'de bölgesel etkinliklere de ev sahipliği yaptıklarını belirterek, şunları kaydetti:
"Mayıs 2024'te İstanbul'da düzenlenen Trade Winds de bunun öne çıkan örneklerinden biri. AmCham Türkiye olarak Platin Sponsorluğunu üstlendiğimiz Trade Winds etkinliği, ABD Hükümeti'nin en büyük ticaret etkinliği ve iş geliştirme forumu olarak konumlanıyor. Bu kapsamda, AmCham Türkiye'nin ev sahipliğinde ve 12 ülkeden Amerikan Ticaret Odası ve üyelerinin katılımıyla '1. AmChams Avrasya Ekonomi Zirvesi' de 24-25 Ekim 2024'te ilk kez İstanbul'da gerçekleştirildi. '2. AmChams Ekonomi Zirvesi' ise AmCham Türkiye, AmCham Yunanistan ve AmCham Bulgaristan’ın katkılarıyla 12-13 Haziran'da Atina'da gerçekleştirildi."
Karter, Türkiye'nin stratejik konumu, genç ve dinamik nüfusu, gelişmiş altyapısı ve büyüyen iç pazarı ile Amerikan şirketleri için önemli fırsatlar sunmaya devam ettiğini dile getirdi.
Özellikle dijital ekonomi, sağlık, finans ve ileri üretim gibi sektörlerde ciddi bir büyüme potansiyeli bulunduğuna işaret eden Karter, "Aynı zamanda, Türkiye'nin bölgesel bir merkez olma vizyonu da birçok Amerikan şirketi için lojistik ve operasyonel açıdan avantaj yaratıyor. Büyüyen pazar ve stratejik konum, bölgesel merkez olma avantajı ve yatırım alanlarının çeşitliliği gibi çok sayıda faktör göz önünde bulundurulduğunda fırsatların zorlukların önüne geçtiğini söyleyebiliriz. ABD firmalarının uzun dönemde yaptıkları yatırımlar da bunu destekler nitelikte." şeklinde konuştu.
Karter, küresel tedarik zincirlerinin yeniden şekillendiği bu dönemde iki ülkenin işbirliğinin, belli pazarlarla rekabetin çok daha ötesinde bir anlam ve uzun vadeli fırsatlar içerdiğini vurguladı.
İki ülkenin, köklü ve stratejik işbirliğinin sonucu ortaya çıkan katma değer ve sinerjine dikkati çeken Karter, bunun dönemsel veya bölgesel rekabetin de ötesine geçme potansiyeli taşıyan çok önemli bir güç olduğunu kaydetti.
Karter, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Yatırımlara baktığımızda, ABD'li şirketlerin Türkiye'yi cazip bir yatırım destinasyonu olarak gördüğünü söyleyebiliriz. 2024'te Türkiye, küresel aşağı yönlü trendlere rağmen 11,3 milyar dolarlık doğrudan yabancı yatırım çekti. ABD, toplam doğrudan yabancı yatırımının yüzde 10,3'ünü oluşturarak Türkiye'nin en önemli yatırımcılarından biri olma konumunu korudu. ABD'li şirketlerin yatırımları, teknoloji (yapay zeka, finansal teknolojiler, veri merkezleri ve yazılım), e-ticaret ve dijital ekonomi, finansal hizmetler ve bankacılık, sağlık ve yaşam bilimleri ve ileri düzey üretim ve lojistik gibi alanlarda yoğunlaşıyor. Aynı zamanda, son dönemde ABD'li şirketlerin Türkiye'de gerçekleştirdiği birleşme ve satın alma işlemleri; teknoloji, oyun, kimya, sağlık, medya ve üretim alanlarındaki büyümeyi de ortaya koyuyor."
Emre Karter, ABD Başkanı Donald Trump'ın uyguladığı yüksek ek vergi politikalarına değinerek, iki ülke arasındaki 200 yıllık geçmişi bulunan ticari ilişkilerin her türlü stres testinden geçtiğini vurguladı.
Karter, bu perspektifle olayları daha geniş bir zaman dilimi içinde değerlendiren bir sağduyunun hakim olduğunu burada bizzat gözlemleme fırsatı bulduklarını belirterek, "ABD-Türkiye ticari ilişkileri her geçen gün gelişmeye devam ediyor. Nitekim, artan ekonomik ilişkiler de bunun göstergesi niteliğinde. Dernek olarak, ticari ilişkilerimizde Trump'ın önceki başkanlığı döneminde Cumhurbaşkanımızla birlikte mutabık kalarak belirlenen 100 milyar dolarlık ticaret hacmi hedefimize erişmek bizim temel önceliğimiz konumunda bulunmaya devam ediyor." diye konuştu.
patronlardunyasi.com