TÜSİAD YİK Başkanı Ömer Aras'a açılan soruşturma, TÜSİAD ile hükümetlerin inişli çıkışlı ilişkilerini yeniden gündeme getirdi
1979’da gazetelere verdiği ilanlarla Ecevit hükümetini istifaya götüren TÜSİAD’ın ilk başkanı Feyyaz Berker’in evine 1979’da bomba atılmış, bombanın fitilinin iki dakika yanması nedeniyle zaman bulup eşi ve çocuklarıyla beraber yara almadan kurtulmuştu.

Burak ARTUNER
Patronlar Kulübü olarak bilinen Türk Sanayicileri ve İşadamları Derneği’nin (TÜSİAD) kuruluş kararı, 1970’de Beyoğlu’nda Abdullah Efendi Lokantası diye anılan tarihi Hacı Abdullah Efendi Lokantası’nda gerçekleştirilen bir toplantıda alınmıştı. Yemekte Vehbi Koç, Sakıp Sabancı, Nejat Eczacıbaşı, Feyyaz Berker ve Şahap Karatopçu vardı. Yemeğe davet edilenlerden bir kısmı gelmemişti. Kararın alınmasıyla, derneğin kuruluşu arasında geçen bir yıllık sürede Nejat Eczacıbaşı başka ülkelerdeki işadamı örgütlerinin tüzüklerini karşılaştırmış, bu ön hazırlıklara genç iş adamları Feyyaz Berker, Can Kıraç, Ertuğrul Soysal, Şahap Kocatopçu gibi isimler de katılmıştı. Ön hazırlıklardan sonra İstişare Konseyi Başkanlığı’nı Vehbi Koç’un üstlenmesi, derneğe bir nevi hamilik yapmasıyla TÜSİAD, 2 Nisan 1971’de 17 işadamının katılımıyla kuruldu.
Bülent Ecevit TÜSİAD üyeleriyle. (TÜSİAD sitesinden alınmıştır.)
VEHBİ KOÇ’UN SÖZLERİ
Vehbi Koç, derneğin kuruluşuna dair görüşlerini şöyle dile getirmişti:
“Çok sanayi kurduk, üretim yaptık. Fakat bu sefer bilimsel araştırma yapacak, kamuoyunu aydınlatacak, laf üretecek bir yapı kuruyoruz”
1974’te TÜSİAD Çalışma Raporu’nda ise derneğin savunduğu görüşler şöyle belirlenmişti:
TÜSİAD'ın ilk Yüksek İstişare Kurulu Başkanı Vehbi Koç
Dernek
- Anayasamızın getirdiği ‘karma teşebbüs’ düzeninin,
- Anayasamızın tanıdığı ‘temel hak ve hürriyetler’in
- Anayasamızın benimsediği ‘demokratik yönetim’in
- Anayasamıza dayanak olan ‘mülkiyet hakkı’nın savunucusudur.
Vehbi Koç, oğlu Rahmi Koç ve Süleyman Demirel bir temel atma töreninde (Osmanlı'dan Günümüze Türk Finans Tarihi 2. Cilt)
“FİKİR ÜRETEN FABRİKA” VURGUSU
TÜSİAD’ın internet sitesindeki tarihçesinde de derneğin amaçlarından bahsedilirken şu ifadeler yer alıyor: “(…)1970'li yıllarda, dönemin çok ötesinde bir vizyon ile ve kurucuların o günkü tabiriyle ''Fikir Üreten Fabrika'' kimliği ile kurulan TÜSİAD zaman içinde bir düşünce kuruluşu yapısına evrilmiştir. (…) TÜSİAD ''fikri hür, vicdanı hür'' girişimci üyelerin vizyonu ve yarım yüzyılda oluşturulduğu kurumsal hafıza ile, Türkiye'nin küresel ölçekte rekabet eden, bölgesinde ve dünyada refah toplumu olarak referans niteliği taşıyan bir ülke olması için çalışmaya, üretmeye, yatırım yapmaya, istihdam yaratmaya, daha iyi için yarışmaya devam edecektir.”
ECEVİT HÜKÜMETİNİ DÜŞÜREN İLANLARIN HİKAYESİ
TÜSİAD’ın kuruluşundan itibaren ilk 9 yıl boyunca başkanlığını Tekfen Holding kurucu ortağı 2017’de vefat eden Feyyaz Berker üstlenmişti. TÜSİAD’ın ilk 10 yılı, 2009’da aynı zamanda derneğin genel sekreteri de olan gazeteci-yazar Güngör Aras tarafından “Fikir Üreten Fabrika” adıyla kitaplaştırılmıştı. Bu kitabın tanıtım toplantısına bizzat Feyyaz Berker de katılmıştı. Berker’in anlatımları ve kitapta yazanlara göre, Ecevit hükümetini düşüren ilanlara giden süreç şöyleydi:
TÜSİAD'ın kuruluşundan itibaren 9 yıl aralıksız başkanlığını yapan Tekfen Holding kurucusu Feyyaz Berker
“Ekonominin ciddi darboğaza girdiği 1977’de TÜSİAD üyeleri rahatsızlıklarını her fırsatta dile getiriyor. Büyük şirketlerde işten çıkarmalar var. Enerji ve hammadde sıkıntısı yaşanıyor.
İşadamları bürokrasinin tutumunu ‘düşmanca’ buluyor. Kendilerine ‘aracı, tefeci, sömürücü’ denilmesinden rahatsızlar. Bir bakanın “Sanayiciler ayda 6 lira vergi veriyorlar” sözü üzerine özür istiyorlar, oda başkanlarının Ecevit’le görüşmelerinden sonuç çıkmıyor. Birçok işadamının evine bomba atılıyor.
26 Ocak 1979’daki TÜSİAD Genel Kurulu’nda Vehbi Koç, bu gidişe dur denilmesi için üyelere yazılı beyanat tavsiyesinde bulunuyor. Odalar Birliği başkanları toplu açıklama yapıyor. TÜSİAD kurucusu İzmirli işadamı Selçuk Yaşar, gazetelere, bakanları yalanlayan kişisel ilanlar veriyor.
Ünlü Fransız işadamı Dassault’un kendi hükümetini eleştirmek için gazetelere verdiği ilanları örnek gösteren Yaşar, TÜSİAD yönetiminin de ilan vermesi için girişimlerde bulunuyor.
Hakkında soruşturma başlatılan TÜSİAD YİK Başkanı Ömer Aras
4 İLAN YAYIMLANIYOR
Yönetimin tereddütüne rağmen Manajans’ta Eli Acıman’ın başkanlığında ilan metni hazırlığı başlatılıyor. Çalışmalara Prof. Dr. Memduh Yaşa ve Prof. Dr. Emre Gönensay da katkıda bulunuyor. Ege Ernart’ın yazdığı metni görmek için TÜSİAD üyeleri 30’ar kişilik gruplar halinde Acıman‘ın ofisine gidiyorlar. Üyelerin çoğu yayımlanmasını kabul ediyor.
Nejat Eczacıbaşı, İstanbul Sıkıyönetim Komutanı’ndan ‘yayımlanabilir’ onayını alıyor.
Hazırlanan 7 ilandan ilki 13 Mayıs 1979’da yayımlanıyor. 4 milyon 628 bin lira ödenerek sadece 4 ilan yayımlanıyor. İlanların başlıkları şöyle: (1) Gerçekçi çıkış yolu, (2) Ulus bekliyor, (3) Yokluğu paylaşmak mı, bolluğu sağlamak mı?, (4) Refahın ve hürriyetin düşmanı: Enflasyon.”
İlanların büyük yankısı oluyor. Sanayi Odaları’nın aynı gün çıkan deklarasyonunda, hükümetin, serbest piyasa ekonomisini yok edici modeller arayışının eleştirilmesi, ilanların doğrudan doğruya hükümete yönelik olduğu kanısını yaratıyor.
İlanlardan yayın öncesi haberdar olan Başbakan Ecevit, gazetelerde metinleri okuyunca sert tepki gösteriyor. Aynı dönemde iki banka hakkındaki yolsuzluk iddialarıyla ciddi sıkıntı yaşayan hükümet, 14 Ekim 1979’da 5 ilde yapılan ara seçimlerde de yenilgi alınca istifa ediyor.”
İLK SINAMA, BERKER VE KOÇ’UN TCK MADDELERİNİN KALDIRILMASINI İSTEMELERİYDİ
Öte yandan gazeteci Rıdvan Akar’ın Toplumsal Tarih Dergisi’nin Şubat 2006 sayısında yer alan yazısına göre, TÜSİAD Ecevit hükümetini istifaya götüren bu gücünü ilk kez gazete ilanlarından bir yıl önce, 1978’de sınamıştı. Akar, “TÜSİAD, siyasi iktidarla ilk sürtüşmesine, o günün şartlarında oldukça radikal bir talep neden olmuşt. TÜSİAD Başkanı Feyyaz Berker ve Yönetim Kurulu Üyesi Rahmi Koç bir açıklama yaparak, Türk Ceza Kanunu’ndaki 141, 142 ve 163’üncü maddelerin kaldırılması talebinde bulundular. Soğuk Savaş koşullarında devletin ‘bekasının’ sigortası görülen bu maddeler, tabu gibi algılanıyordu. Türkiye’de siyasi atmosferin çok gergin olduğu, iç savaş koşullarının hakim olduğu o günlerde yapılan bu acıkmaya tepkiler sert oldu. “Anarşi ile mücadele için” bu ceza maddelerine ihtiyaç duyulduğunun altı çizildi. Solun ‘tekelci burjuvazi’, milliyetçilerin ve İslamcıların ‘Batı taklitçisi’ diye suçladığı TÜSİAD’ın Başkanı Feyyaz Berker’in ve TİSK Başkanı Halit Narin’in evine bomba kondu. Feyyaz Berker evine konulan bombanın fitilinin iki dakika boyunca yanması nedeniyle eşi ve çocuklarının hayatının kurtulduğunu anlattı.”
EVİNE BOMBA ATILMASINI ANLATMIŞTI
TÜSİAD’ın ilk Başkanı Berker, Aras’ın kitabının 2009’daki tanıtımında “Son yıllarda TÜSİAD başkanlığı yapmak istemeyenler çok. Sizin döneminizde sizden başkası cesaret edemedi mi, 9 yıl başkanlık yaptınız?” sorusunu şöyle yanıtlamıştı:
“O tarihte benim evime bomba atıldı. Kızlarım, zannediyorum aralık ayındaydı, seyahatten gelmişlerdi okuldan. Dışarıdan atıldı, o bombayı ben gördüm, perdeyi açtım. Böyle bir silindir, fitili var, yanıyor. Cesaret edip açıp onu söndürebilirdim. Fakat arkamda kızlarım, eşim öyle bir çığlık atıyor ki bana mani oldular.
Resmen o bomba patlayacak, anlaşıldı. Biz kaçtık tabii ve büyük bir bomba, içinde parçalar var ve evde her şey kırıldı. Aynı gün Vehbi Koç’un, Nejat Bey’in yazlık evlerine de bomba atıldı. Bu bir olay ama ben daha evvel bırakmak istedim. Çünkü ben bir görevi bir başkanın çok uzun süre yapmasına karşıyım. Daima yeni arkadaşların gelmesi lazım, her kurumda...
Başkanlığı bırakmak istedim ancak kabul edilmedi. Yarıda bırakmak istemedim, bırakırsam yazık olacak diye düşündüm, ikna oldum devam ettim.”
BMC’NİN İLK SAHİBİ MELİH ÖZAKAT’IN AĞZINDAN KURULUŞ ÖYKÜSÜ
Açılımı "British Motor Company" olan BMC ile Ege Endüstri, Ege Fren gibi otomotiv tesislerinin, ayrıca Egebank'ın da ilk sahibi ve TÜSİAD’ın ilk kurucularından olan ve 2006’da vefat eden iş insanı Melih Özakat da o günleri bir gazeteciyle röportajında şöyle anlatmıştı:
"İşçi yürüyüşleri başladı. İstanbul’da fabrikalar işgal ediliyordu. O zaman Vehbi Bey paniğe kapıldı. Hepimizi topladı. Çocuklar bir şey yapmak lazım' dedi. Işte o zaman bu fikir doğdu. Birkaç muhtelif otellerde konuştuk, birkaç defa Koç Holding'in Fındıklı'daki bürosunda buluştuk. Ondan sonra bir karar verdik. Vehbi Bey muhakkak beraber olmanın, birleşmenin gerektiğini söylüyordu. Nejat ağabey de ağabey aynı görüşteydi. Böylece çalışmalar başladı."
ECEVİT’TEN “İÇİMİZDEN BIÇAKLANIYORUZ” ÇIKIŞI
TÜSİAD’ın ilanlarına Başbakan Ecevit’in tepkisi sert oldu. Ecevit, 13 Ocak 1979’da verdiği demeçte "Yeterli yardım ve kredi sağlama aşamasına geldiğimiz bu noktada bıçaklanıyoruz. İçimizden bıçaklanıyoruz. Kendi kendimizi yabancılara haksız yere jurnal ediyoruz” dedi.
VE SUÇ DUYURUSU
Ecevit, bu açıklamasından bir gün sonra TÜSİAD ilanlarıyla ilgili olarak savcılığa suç duyurusunda bulundu ve "Bu devlet, işadamlarının muhtırasıyla hükümet kurmaz, bu memlekette ancak halkın dediği olur" açıklaması yaptı.
Akar’ın aktardığına göre Ecevit, yıllar sonra "Karaoğlan Belgeseli” için yaptıkları görüşmede TÜSIAD ilanlarıyla ilgili şunları söyledi:
"Bir kere, iş dünyasında büyük çoğunluk toplu sözleşme grev haklarının gerçekleşmesine katkıda bulunduğum için bana kuşku ile bakardı, hepsi değil ama genellikle kuşku ile bakılırdı. TÜSİAD bildirisi çok ağır tehditler taşıyan bir bildiri idi. Rejim açısından bunun bir tehlike yarattığını düşünüyordum. Ben yolda, Bandırma veya Balıkesir olabilir, parti otobüsünde duydum bu tebliği. Buna sert tepki gösterdim. Dediğim gibi bana ve demokratik sol harekete kuşku ile bakan geniş bir kesim vardı yüksek iş çevrelerinde. Onların bu şekilde hükümeti tehdit edici siyasal bir davranış içine girmelerinin yol olması durumunda Türkiye'nin demokrasi açısından sıkıntılar çekeceğini düşünmüştüm. Onun için ona karşı sert tepki göstermiştim.”
SAKIP SABANCI’NIN ‘ÇİLE’ SÖZLERİ
TÜSİAD yöneticilerine göre ise ilanlar kesinlikle Ecevit hükümetini devirmeye dönük bir "operasyon değildi. Tersine ekonomide yapılması gerekenler vurgulanmıştı. Yani Ecevit'in ekonomi politikalarına karşı değil, ekonomi politikasızlığa karşı yapılmış ve Cumhuriyet tarihinin en önemli kamuoyu çıkışlarından bir tanesiydi. Fakat TÜSİAD'ın kurucularından Sakıp Sabancı, ilanlardan sadece 3 hafta sonra basına yaptığı açıklamada iş dünyasının tercihini açıkça ifade ediyordu: “Sorunları çözecek hükümetler çıkaracağız. Çilemizin dolmasını bekliyoruz.”
Sabancı’nın dile getirdiği iş dünyasının çilesi, 14 Ekim Senato üçte bir yenileme seçimleri sonrası doldu. Seçimi Adalet Partisi kazandı. Ecevit hükümeti de istifa etti.
Soldan sağa Sakıp Sabancı, Vehbi Koç, Nejat Eczacıbaşı, Feyyaz Berker. (TÜSİAD sitesinden alınmıştır)
REKTÖR AŞKIN GERGİNLİĞİ
TÜSİAD, AK Parti ile Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi Rektörü Yücel Aşkın’ın tutuklanması dolayısıyla gerginlik yaşamıştı. Bu gerginlikte tarihte belki ilk kez Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu'nun (DİSK) “Gerekirse TÜSİAD’a destek için sokağa çıkarız” desteği çok konuşulmuştu.
patronlardunyasi.com