TCMB Başkanı Fatih Karahan: Kredi büyüme limitlerini kısa vadede gevşetmeyi düşünmüyoruz
Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası Başkanı Fatih Karahan, yılın üçüncü enflasyon raporu sunumu için kameraların karşısına geçti. Fatih Karahan, 2025 yıl sonu için enflasyonda ara hedefin yüzde 24 olduğuna işaret etti. TCMB Başkanı ayrıca kredi büyüme limitlerini kısa vadede gevşetmeyi düşünmediklerini belirtti.

Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) yılın üçüncü enflasyon raporunda çerçevede bir değişikliğe giderek ara hedef uygulamasına geçerken, 2025 yıl sonuna ilişkin bir önceki tahmini ile ara hedefin aynı olduğu görüldü.
2025 YIL SONU İÇİN ARA HEDEF YÜZDE 24
Bankanın İstanbul'daki merkezinde enflasyon raporu sunumunu gerçekleştiren TCMB Başkanı Fatih Karahan 2025 yıl sonu enflasyonu için ara hedeflerinin yüzde 24 olduğunu belirtti. Bir önceki enflasyon raporunda yıl sonu enflasyon tahmini yüzde 24 olarak belirlenmişti.
Karahan, 2025 yılı için tahmin bandının da yüzde 25-29 olarak belirlendiğini ifade etti.
2026 YIL SONU TÜFE TAHMİNİ YÜZDE 16
TCMB 2026 yıl sonu TÜFE tahminini ara hedef olarak yüzde 16’da belirledi, önceki raporda tahmin yüzde 12 seviyesindeydi.
2026 sonu tahmin aralığı ise yüzde 13-19 olarak belirlendi.
Önceki raporda yüzde 8 olarak açıklanan 2027 yıl sonu enflasyon tahmini ise yeni raporda yüzde 9'luk ara hedef olarak açıklandı.
TCMB Başkanı Fatih Karahan sunumunda ara hedef olarak ilan edilen tahminlerin taahhüt ve çıpa işlevi göreceğini belirtti.
"TÜRKİYE İÇİN KONTROL UFKUNU ŞU ANDAN İTİBREN 12 İLA 24 AY ARASINDAKİ DÖNEM OLARAK TANIMLAYABİLİRİZ"
Karahan ara hedeflerin bundan böyle, veri akışına bağlı olarak revize edebilecek “enflasyon tahminlerinin” yanı sıra, rapor dönemleri arasında olağanüstü gelişmeler olmadığı sürece değiştirilmeyeceğini belirtti.
Karahan bu ara hedeflerin, orta vadede enflasyonun yüzde 5’e gittiği dezenflasyon sürecinde, daha kısa bir vadede ulaşılması taahhüt edilen yıl sonu enflasyon düzeyleri olduğunu söyledi.
Karahan "Bu bağlamda, ara hedefler içsel para politikası patikasını belirlerken referans olarak alınacaktır. Böylece, kontrol ufku içerisinde enflasyonun ara hedeflere yakınsaması sağlanacaktır. Bu noktada para politikası kararlarının enflasyona nihai etkisinin en yüksek seviyeye ulaştığı döneme işaret eden “kontrol ufku” kavramının önemini de hatırlamakta fayda var. Para politikasının gecikmeli etkileri de düşünüldüğünde Türkiye için kontrol ufkunun şu andan itibaren 12 ila 24 ay arasındaki dönem olarak tanımlayabiliriz" ifadelerini kullandı
"KREDİ BÜYÜME LİMİTLERİNİ KISA VADEDE GEVŞETMEYİ DÜŞÜNMÜYORUZ"
Karahan kredi büyüme limitlerini kısa vadede gevşetmeyi düşünmediklerini belirtti ve şu ifadeleri kullandı:
"(Kredi kısıtları) Yakında ufak değişiklikler yapabiliriz ama limitleri kısa vadede artırmayı düşünmüyoruz. Enflasyon düştükçe kredi limitleri daha az bağlayıcı hale gelecek, limitleri hızla gevşetmek için erken."
TCMB Başkan Yardımcısı Cevdet Akçay ise liranın reel değerlenmesine ilişkin olarak “Muhtemelen düşük bir miktar TL değerlenmesi ya da kayda geçmeyecek bazda değersizleşmesi görebilirsiniz. Para politikası liraya olan cazibeyi koruduğu sürece sorun değil” ifadelerini kullandı.
TCMB Başkan Yardımcısı Hatice Karahan ise rezerv biriktirme politikasının devam edeceğini ancak belli bir hedefin olmadığını belirtti.
"YÜKSEK BORÇLULUK NEDENİYLE TAHVİLLERLE İLGİLİ RİSK ALGISI GÖRELİ OLARAK ARTTI"
Fatih Karahan'ın sunumunda öne çıkan ifadeler şunlar oldu:
"Önümüzdeki dönemde tüm para politikası araçlarını kararlılıkla kullanmaya devam edeceğiz.
Enerji emtia fiyatları geçtiğimiz rapor dönemine göre bir miktar arttı.
Endüstriyel metal fiyatlarında tarife etkileriyle artışlar gösterdi.
Faiz indirim süreçleri Nisan ayından sonra da ülkeler genelinde devam etti.
Yüksek borçluluk nedeniyle tahvillerle ilgili risk algısı göreli olarak arttı. Portföy tercihlerinin hisse senetlerine yöneldiğini görmekteyiz.
Türkiye'de talep kompozisyonundaki dengeli seyir devam ediyor. Özel tüketimin büyümeye katkısı geriledi. Kompozisyondaki normalleşme büyüme verileri çeyreklik bazda incelendiğinde de görülüyor.
İkinci çeyrekte üretim göstergeleri genel olarak ılımlı seyretti.
Manşet işsizlik oranı ikinci çeyrekte bir miktar artmakla birlikte tarihsel ortalamalarının altında.
İkinci çeyrekte yurt içi talepte ivme kaybı sürdü. Altın hariç bu görünüm daha belirgin. İkinci çeyrekte talep koşullarının enflasyonu düşürücü etkisi arttı.
Cari açık ikinci çeyrekte bir miktar artmakla birlikte iç taleple uyumlu olarak ılımlı seyretti. Cari açığın milli gelire oranının ikinci çeyrekte yüzde 1,3 olduğunu tahmin ediyoruz.
"DEZENFLASYON SÜRECİ KESİNTİSİZ ŞEKİLDE DEVAM EDİYOR"
Dezenflasyon süreci kesintisiz bir şekilde devam ediyor. Hizmet sektöründeki atalet öngördüğümüzden yüksek seyrederek tahminler üzerinde risk oluşturmaya devam ediyor.
Temel mal enflasyonu ise, nisan sonrası dönemde kur gelişmelerinin etkisiyle bir miktar yükselse de bu durum geçici oldu.
Ağustos ayı öncü verileri de ana eğilimde kademeli yavaşlamanın devamına işaret ediyor.
Kuraklık gıda enflasyonunda riskleri artırıyor.
İlk 7 ayda eğitim ve kira kalemleri enflasyonda öne çıkıyor. Kira artış oranları ise aşağı yönlü görünümü teyit ediyor. Kira enflasyonu öngördüğümüzden daha dirençli bir seyir gösteriyor.
Enflasyon beklentileri tüm sektörlerde geriledi. Enflasyon beklentileri iyileşmesine rağmen hala tahminlerimizin üzerinde.
Sıkı para politikası duruşumuz dezenflasyon sürecinin devamını sağlayacak.
Politika faiz indiriminin mevduat ve kredi fiyatlamalarına beklentilerimizle uyumlu şekilde yansıdığını söyleyebilirim. Bireysel kredi büyümesi kredi kartları kaynaklı bir miktar hızlandı.
"NÖTR FAİZ İLETİŞİMİNİN SAĞLIKLI OLDUĞUNU DÜŞÜNÜYORUM"
TL ticari kredi büyümesinin yarısı istisna tutulan alanlardan geliyor.
TL mevduata olan talep son dönemlerde güçlü. TL mevduatın payı yüzde 60 ile tarihsel ortamalarına yakın seyrediyor. Portföy tercihlerinde TL'ye yönelim eğilimi sürüyor.
Mayıs ayında ülkemize portföy girişleri tekrar başladı.
Nötr faiz iletişiminin sağlıklı olduğunu düşünmüyorum."