Protestocular çevre eylemlerinde Roma'daki Trevi Çeşmesini siyaha boyadı, İtalya devleti anti mafya yasalarını devreye soktu

Ali Necat Hepkon İtalya'dan bildiriyor...

AVRUPA'DA PROTESTO SİLSİLESİ

Son günlerde Avrupa'nın birçok büyük şehrinde küresel ısınma ve iklim değişikliğine karşı eylemler düzenlenmekte.

Bu eylemlerin çoğu ülke içinde veya son dönemlerde giderek popülerleşen “Just Stop Oil” gibi uluslararası organizasyonlar tarafından planlı bir şekilde yapılıyor. 

Eylemler sırasında genelde protestocular ya yoğun bir karayolunda zincir şekilde dizilerek trafiği engelliyor ya da seçili binalara boya fırlatıyor. 

Bu eylemlerle karayolu trafiğini engelleyerek küresel ısınmaya sebep olan modern tedarik zincirlerini durdurmak veya eylemcilere göre küresel ısınmaya katkıda bulunan binalara boya atarak küresel ısınmanın tartışılmasını sağlamak amaçlanıyor. 
Fakat protestocuların seçtikleri bu eylem biçimleri Avrupa’daki bir sürü ülke tarafından hoş karşılanmıyor. Bu hoşnutsuzluk başta İngiltere, İtalya, Almanya ve İsviçre'de olmak üzere protestoculara karşı daha katı yasaların ortaya çıkmasına sebep oldu. Bu süreç içerisinde en katı yasaları çıkaran hükümetlerden biri de İtalya.

İTALYA’DA PROTESTOLAR

İtalya, Avrupa’daki küresel ısınma ve iklim değişikliği protestocularının en büyük hedeflerinden biri. 
Neredeyse her ay düzenlenen eylemler bir yana, özellikle Ultima Generazione adlı bir örgütün mayıs ayında Roma’da yaptığı eylem sırasında ünlü Trevi Çeşmesi’nin suyunun kömür ile siyaha boyanması, İtalyan hükümetinin protestolara karşı tavrında bir dönüm noktası oldu. Protestoların artan sayısı ve eylemler esnasında kullanılan yöntemlerin ekonomik açıdan giderek daha zarar verici bir hale gelmesi İtalya’nın protestoculara karşı ünlü “anti-mafya" yasalarını kullanmaya karar vermesine neden oldu. Bunlar özetle organize suç örgütlerine karşı uygulanan yasalar.

“ANTİ-MAFYA” YASALARI

“Anti-Mafya” yasaları İtalya’da 1982 ile 1992 yılları arasında organize suç örgütlerini ortadan kaldırmak üzerine yaratılan 114 kanunun sonucunda oluşmuş bir yasa dizisidir. İlk önce 1982 yılında iki politikacının teklif ettikleri yasaların birleşmesiyle oluşan Rognoni-La Torre veya Anti-Mafya yasaları, yıllar içinde eklenen diğer kanunlarla şu anki halini aldı. 

Bu yasaların hedefi olan mafya örgütleri için 1930’daki faşist hükümetin yaptığı organize suç tanımı kullanılmıştır. Bu tanıma göre bir örgütün organize suç örgütü olarak tanımlanmasında etkili üç temel madde var. Bunlar üyeler arası bağ, organize yapı ve işlenen suçun niteliğidir. Söz konusu yasaların zaman içerisinde geliştirilmesi ve uygulanması sonucunda bugün İtalya’da mafyatik organizasyonlar gücünün çoğunu kaybetmiş durumda. 

Peki bu yasaları kullanarak hakkında işlem başlatılan küresel ısınma ve iklim değişikliği karşıtı örgütlerin kaderi de bu suç örgütleriyle benzer olacak mı?

İTALYA’NIN PROTESTOCULARA CEVABI

İtalya bu kanunları uygulayarak, Ultima Generazione gibi örgütleri hukuki açıdan bir suç örgütü kalıbını sokup, protestoculara karşı atağa geçti. 
Hükümet, bu operasyon için gerekli hukuki alt yapıyı oluştururken söz konusu çevreci örgütlerin anti-mafya yasalarındaki organize suç örgütü tanımına uyduklarını iddia ediyor. Bu örgütler de organize suç örgütü tanımındakiler gibi üyeler arası bir ilişkiye sahipler, organize bir yapı tarafından koordine ediliyorlar ve karayollarında trafiği engellemek, kamu mülküne zarar gibi suçlar işliyorlar. 
Bu kanunların yanı sıra terörizm karşıtı operasyonlarda kullanılan Digos polis birliğinin de eylemcilere karşı harekete geçirildiği biliniyor. 
Ayrıca artık protestoculara uygun görüldüğünde bireysel olarak, 40.000€’ya kadar yükselebilen para cezaları kesilecek. Şu anda İtalya'da bütün bu yasaların ve önlemlerin protestolara nasıl bir etkisi olacağı tartışılıyor

patronlardunyasi.com