Özince: Amaç tapuyu tahvil etmek
Türkiye Bankalar Birliği Başkanı ve İş Bankası Genel Müdürü Ersin Özince, ''Konut kredilerinde birinci olarak üzerinde durduğumuz konu, gayrimenkulu menkulleştirmek, taşınmazı taşınır hale koymak, tapuyu tahvil yapmak'' dedi.
15.09.2005 17:23Güncelleme: 25.10.2023 14:50
ABONE OL
Özince, Denizli Sanayiciler ve İşadamları Derneği'nin (DESİAD) düzenlediği toplantıda yaptığı konuşmada, son dönemde konut kredilerinin revaçta olduğuna, 2002 sonunda gayri safi milli hasılanın yüzde 0.8'i olan kredi rakamının yüzde 4'ler seviyesine yükseldiğine dikkati çekti.
Şu anda konut kredisi rakamlarının 5,5 milyar dolar civarında olduğunu bildiren Özince, 'Avrupa ülkelerinde bu rakam ortalama yüzde 40'larda. Bankacılık sektörü bu konut kredisi işiyle Avrupa ülkelerindeki kadar değil de dörtte biri kadar bile ilgilense, şu andaki potansiyelini ikiye katlasa, Türkiye'de o kadar önemli şeyler olacak ki' dedi.
Konut işinin birçok sektörü olumlu yönde etkileyeceğini hatırlatan Özince, 'Konut kredilerinde birinci olarak üzerinde durduğumuz konu, gayrimenkulu menkulleştirmek, taşınmazı taşınır hale koymak, tapuyu tahvil yapmak. Bu öyle bir piyasa ki, evi yapıyor, finanse ediyor, onun tahvilini sermaye piyasasına satıyorsunuz. O finansmanla tekrar yapıp satıyorsunuz. Bu, kendi kendini büyüten ve onlarca amaca iyi gelebilecek bir formül' diye konuştu.
Kamunun borçlu olmasına karşın gayrimenkul zengini olduğuna işaret eden Özince, sözlerini şöyle sürdürdü:
'Bunları elinden rantıyla çıkartabilir. Rantının arasına sosyal paket de koyabilir. Zaten ranta konu olanların büyük bir bölümü işgal edilmiş vaziyette. Onu da bu arada halledebiliriz. Kaliteli konut standardına ihtiyacımız var. Konut işi sermaye piyasasının derinleşmesine çok ciddi katkı sağlayacak. Kayıt dışının azalmasına çok ciddi katkı yapacak. Biz tasarruflarımızın önemli bir bölümünü gayrimenkula koyan bir toplumuz. Burada ticari temayüle uyan bir çözüm, kayıt dışı tasarrufların kayda girmesinden, devletin bu konularda çeşitli politikalarını daha rahat hayata geçirebilecek kadar birçok amaca hitap edecek. Ama bu konuda daha bir fırın ekmek yememiz gerekiyor. Bu piyasanın doğru dürüst oturması lazım. Bankalarımız şu anda taşıma suyuyla değirmeni döndürmeye çalışıyor.' Bankaların nasıl 20 yıl vadeli konut kredisi dağıttığının merak edildiğini de belirten Özince, 'Nereden bulup 20 senelik kredi veriyorlar? Yine birtakım risklere mi giriyorlar? 20 yıl kredi verirken ters kepçe olur da, başımıza dert mi açarlar acaba? Bunlar soruluyor. Hayır... Bankalarımız yurtdışı piyasalardan kaynak bulup, bu kredileri fonlamaya çalışıyorlar' dedi.
KREDİ KARTI FAİZLERİ
Kredi kartlarındaki yüksek faizin çaresi olarak rekabeti gösteren Özince, 'Bir malın fiyatı yüksekse, onu satan (aman ne kadar iyi yüksek satıyoruz) demez. İş hayatınızda yüksek marjla sattığınız, düşük marjla sattığınız mallar vardır. Bunun çaresi rekabettir. Bu konuda da kredi kartı faizi diğerinin yarısı kadar olan bankalar var. Tüketicinin yapacağı, tercihlerini oraya doğru yönlendirmektir' dedi.
Kredi kartı faizinin toplumda sıkıntılara neden olduğunu bildiğini ifade eden Özince, şunları kaydetti:
'Varsın olsun denecek bir durum değil, hassas konular bunlar. Spontane cevapların da tehlikeli olduğunu bilmeme rağmen şunu söyleyeyim; Bu, toplumun geneline mal edilecek bir sorun değil. Kredi kartı sahiplerinin çok büyük bir bölümü son derece tedbirlidir. Örnek vermek gerekirse, ben kendi bankamdan verebilirim. Kredi kartında İş Bankası olarak lider banka değiliz. 3-4. sıradayız. Ama müşterimizle de göreceli sorunumuz az olmuştur. Bugün sorunlu krediye aktarılma oranı bizim bankamızda sektörün dörtte biri seviyesindedir. Yani yüzde 2'nin altındadır. Buralara da yeni çıkmıştır. Ticarette fiyat eleştirilmez. Fiyatla rekabet edilir.' Özince, bir gazetecinin, Tüpraş'ın özelleştirilmesiyle ilgili sorusuna da 'Çok iyi bir fiyat bulduğunu düşünüyorum. Alan grubun da bu konuda çok başarılı olacağını düşünüyorum. İhaleyi yapanları da k
Şu anda konut kredisi rakamlarının 5,5 milyar dolar civarında olduğunu bildiren Özince, 'Avrupa ülkelerinde bu rakam ortalama yüzde 40'larda. Bankacılık sektörü bu konut kredisi işiyle Avrupa ülkelerindeki kadar değil de dörtte biri kadar bile ilgilense, şu andaki potansiyelini ikiye katlasa, Türkiye'de o kadar önemli şeyler olacak ki' dedi.
Konut işinin birçok sektörü olumlu yönde etkileyeceğini hatırlatan Özince, 'Konut kredilerinde birinci olarak üzerinde durduğumuz konu, gayrimenkulu menkulleştirmek, taşınmazı taşınır hale koymak, tapuyu tahvil yapmak. Bu öyle bir piyasa ki, evi yapıyor, finanse ediyor, onun tahvilini sermaye piyasasına satıyorsunuz. O finansmanla tekrar yapıp satıyorsunuz. Bu, kendi kendini büyüten ve onlarca amaca iyi gelebilecek bir formül' diye konuştu.
Kamunun borçlu olmasına karşın gayrimenkul zengini olduğuna işaret eden Özince, sözlerini şöyle sürdürdü:
'Bunları elinden rantıyla çıkartabilir. Rantının arasına sosyal paket de koyabilir. Zaten ranta konu olanların büyük bir bölümü işgal edilmiş vaziyette. Onu da bu arada halledebiliriz. Kaliteli konut standardına ihtiyacımız var. Konut işi sermaye piyasasının derinleşmesine çok ciddi katkı sağlayacak. Kayıt dışının azalmasına çok ciddi katkı yapacak. Biz tasarruflarımızın önemli bir bölümünü gayrimenkula koyan bir toplumuz. Burada ticari temayüle uyan bir çözüm, kayıt dışı tasarrufların kayda girmesinden, devletin bu konularda çeşitli politikalarını daha rahat hayata geçirebilecek kadar birçok amaca hitap edecek. Ama bu konuda daha bir fırın ekmek yememiz gerekiyor. Bu piyasanın doğru dürüst oturması lazım. Bankalarımız şu anda taşıma suyuyla değirmeni döndürmeye çalışıyor.' Bankaların nasıl 20 yıl vadeli konut kredisi dağıttığının merak edildiğini de belirten Özince, 'Nereden bulup 20 senelik kredi veriyorlar? Yine birtakım risklere mi giriyorlar? 20 yıl kredi verirken ters kepçe olur da, başımıza dert mi açarlar acaba? Bunlar soruluyor. Hayır... Bankalarımız yurtdışı piyasalardan kaynak bulup, bu kredileri fonlamaya çalışıyorlar' dedi.
KREDİ KARTI FAİZLERİ
Kredi kartlarındaki yüksek faizin çaresi olarak rekabeti gösteren Özince, 'Bir malın fiyatı yüksekse, onu satan (aman ne kadar iyi yüksek satıyoruz) demez. İş hayatınızda yüksek marjla sattığınız, düşük marjla sattığınız mallar vardır. Bunun çaresi rekabettir. Bu konuda da kredi kartı faizi diğerinin yarısı kadar olan bankalar var. Tüketicinin yapacağı, tercihlerini oraya doğru yönlendirmektir' dedi.
Kredi kartı faizinin toplumda sıkıntılara neden olduğunu bildiğini ifade eden Özince, şunları kaydetti:
'Varsın olsun denecek bir durum değil, hassas konular bunlar. Spontane cevapların da tehlikeli olduğunu bilmeme rağmen şunu söyleyeyim; Bu, toplumun geneline mal edilecek bir sorun değil. Kredi kartı sahiplerinin çok büyük bir bölümü son derece tedbirlidir. Örnek vermek gerekirse, ben kendi bankamdan verebilirim. Kredi kartında İş Bankası olarak lider banka değiliz. 3-4. sıradayız. Ama müşterimizle de göreceli sorunumuz az olmuştur. Bugün sorunlu krediye aktarılma oranı bizim bankamızda sektörün dörtte biri seviyesindedir. Yani yüzde 2'nin altındadır. Buralara da yeni çıkmıştır. Ticarette fiyat eleştirilmez. Fiyatla rekabet edilir.' Özince, bir gazetecinin, Tüpraş'ın özelleştirilmesiyle ilgili sorusuna da 'Çok iyi bir fiyat bulduğunu düşünüyorum. Alan grubun da bu konuda çok başarılı olacağını düşünüyorum. İhaleyi yapanları da k
