Metro'dan Şener'e cevap
Devlet Bakanı Abdüllatif Şener'in 'yabancı sermayeye sınır getirilmeli' önerisi iş dünyasından ve akademisyenlerden tepki gördü.

Türkiye'de 16 yıldır yatırım yapan Metro, Şener'in açıklamasına anlam veremediğini belirterek 'Bir kuruş bile dışarı çıkarmadık' yanıtı verdi.
Türkiye'de son dönemde özellikle finans, telekom ve perakende sektörlerinde gerçekleşen şirket satın almalarıyla yabancı sermaye girişi hızlanırken, Devlet Bakanı Abdüllatif Şener, bu durumu tehlikeli görerek, yabancı sermayeye sınırlama getirilmesini önerdi. Türkiye'de yaratılan gelirin bu yolla yurtdışına aktarılacağı endişesini taşıyan Şener, "bu şekilde cari açık kapanmaz, kriz olur, Türkiye Arjantin'e döner" dedi. Her ortamda yabancı sermayeyi davet eden Başbakan Tayyip Erdoğan'a rağmen Başbakan Yardımcısı Şener'in yabancı sermayeye sınırlama getirilmesini önermesi, iş dünyasından kabul görmedi. Akademisyenler ise sıcak paraya karşı önlem alınmasının daha doğru olacağını savunurken, Türkiye'de 16 yıl önce gelen perakende sektörünün devlerinden Metro Group "Bugüne kadar bir kuruşu bile çıkarmadık. Metro Türkiye'de kazandığı parayı tekrar yatırıma dönüştürüyor. Şener'in açıklamalarını şaşkınlıkla karşıladık" dedi.
Sıcak paraya bile sınır yanlış
Yabancı Sermaye Derneği (YASED) Başkanı Şaban Erdikler, Türkiye'nin yasayla yabancı sermaye girişini serbest bıraktığını, portföy yatırımlarına sınırlama getirilip getirilmeme konusunun ise halen tartışıldığını söyledi. Türkiye'nin günümüz ekonomik koşullarında korumacı ve yasaklayıcı bir ekonomi anlayışına giremeyeceğini vurgulayan Erdikler, hatta sıcak para için bile yasak konmasının doğru olamayacağını savundu.
Ülke ekonomisinin bu sermayeye de ihtiyacı olduğuna işaret eden Erdikler, "Önemli olan o paranın Türkiye'de kalmasını sağlayacak düzenlemeleri yapmaktır. Bu düzenlemeleri yapamıyorsanız, eleştiri yapmak da doğru olmaz" diye konuştu. Türkiye'nin içine kapanık bir ekonomik model ile sürdürülebilir büyümeyi gerçekleştirmesinin mümkün olmadığına dikkati çeken Şaban Erdikler, ayrıca hiçbir ülkenin koşulları itibarıyla bir diğerine benzemediğini dile getirdi. Erdikler, "Türkiye ile nasıl İrlanda ve Singapur'u kıyaslamak yanlışsa, Arjantin ile kıyaslamak da yanlış. Çünkü ne ekonomik ne de sosyal koşullar birbirine benzemiyor" dedi.
Şuna gel buna gel olmaz
Zorlu Holding Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Nazif Zorlu da, hükümetin bir yandan yabancı sermayeyi davet ederken, bir yandan da sınırlama yapmayı düşünemeyeceğini söyledi. Zorlu, "Eğer ekonominizi yabancı sermayeye açmışsanız, şu sektöre gelin bu sektöre gelmeyin diyemez, bir sınırlama getiremezsiniz. İsteyen iletişim sektörüne gelir, isteyen otomotive veya perakendeye. Bunu siz belirleyemezsiniz" dedi. Zorlu, açık ekonomilerde yasaklama ya da sınırlama olamayacağına işaret etti.
İstanbul Üniversitesi Bankacılık Araştırma Merkezi Müdürü Prof. Targan Ünal'a göre ise Bakan Şener'in endişelerinin kaynağı bankacılık sektörünün yabancı bankaların egemenliğine geçme ihtimali. Türk bankacılık sektörünün 2007 itibarıyle Basel II sistemine geçeceğini hatırlatan Prof. Dr. Ünal, "Basel II ile bankacılık sektöründe sermaye ihtiyacı doğacak. Bu anlamda dış kaynağa gereksinim duyulacak. Çünkü bankalarımızın öz sermayeleri bunun için yeterli değil. Ülkemiz yabancı sermaye için çok cazip bir pazar. Bu da tabiki hükümeti ürkütüyor dedi. Ünal, yabancı bankaların payı sistem içerisinde arttığında Merkez Bankası'nın uyguladığı para politikaları yetersiz kalabileceğini belirterek, "Burada Bankacılık Yasası çıkmadan önce yabancı sermayeye sınırlama getirilmesi gerekirdi. Bu yapılmadı" dedi.
Ekonomist Prof. Dr. Halil Seyidoğlu ise sermayeye sınırlama getirmeyi düşünmek yerine, sıcak para girişlerine dikkat edilmesini önerdi. Prof.Dr. Seyidoğlu, "Dolaysız sermaye yatırımları üretime dönük, kısa süreli kararlarla ülkeyi terk edip gitme olasılığı olmayan yatırımlar. Ancak kısa süreli, sıcak para girişiyle sağlanan yabancı yatırımlarda duyarlı olmak lazım. Bu alanda sınırsız bir yabancı sermaye politikası izlemek doğru değil" dedi. Prof. Dr. Erol Katırcıoğlu da, Türkiye'ye gelen sermayenin Türkiye'nin kalkınmasına hizmet etmesi