Mehmet Şimşek, ‘düşük faizle borçlanıp spekülatif kazanç peşinde koşanların’, siyasi entrikalarla Hazine'nin peşinde olanların hedefinde

Toygun ATİLLA

Geçmişte bir yolculuğa çıkalım...

2013: Türk ekonomisinde altın çağın sonu...

Faizler tek hanede, enflasyon kontrol altında, Merkez Bankası döviz ve altın rezervleri ile dolu. 

Hal böyle iken, Mehmet Şimşek saray entrikalarının hedefinde. 

Cumhurbaşkanı'nın gözünden düşürmek için yürütülen yoğun kampanya sonuç vermiştir. 

Mehmet Şimşek istifanın eşiğindedir. 

Neyse ki araya giren "hatırı sayılır" büyükler bunu engeller ve 2018 seçimlerine kadar Mehmet Şimşek'in görevde kalması sağlanır. 

Mehmet Şimşek, seçimler öncesi aday olmak istemediğini açıklar. Gerekçesi ise nettir: “Cumhurbaşkanı’nın etrafı müptezel ve muzır kişilerle çevrili. Kalırsam, fikir ayrılıklarımız Beyefendiye zarar verecek, bu da seçim kazanmış Beyefendiye haksızlık olur” 

TÜRK EKONOMİSİNE MALİYETİ  

Sonrasında yaşananlar hepimizin gözü önünde cereyan etti. 

Sayısız bürokrat ve bakan... 

Peki, bu durumun ülkeye maliyeti ne oldu?

- Hazine ve Merkez Bankası boşaldı.
- Döviz kuru kontrolden çıktı.
- Faizler inişli çıkışlı bir grafik çizdi, ardından “sabitlendi.”
- Ucuz kredilerle bazıları köşe oldu, KKM sayesinde dövizini TL’ye çevirenler servetlerine servet kattı.
- Enflasyon, ismi konmamış bir hiperenflasyona dönüştü; 1 liralık mallar 10-15 kat pahalılaştı.

Ve nihayet, “KKM” (Kur Korumalı Mevduat) denen ucube sistem devreye sokuldu. Bu sistemin ülke ekonomisine maliyeti milyarlarca dolar oldu.

DEV ŞİRKETLERDEN AÇIK ÇEKLİ TEKLİFLER

Peki, bu süreçte Şimşek ne yaptı?

Bakanlık görevinden ayrıldıktan sonra, Türkiye’nin dev şirketlerinden “açık çek”li teklifler aldı. Hatta bazıları, “Reis’ten izin alırız, yeter ki bizimle çalış” diyerek astronomik rakamlar sundu. Ancak Mehmet Şimşek, etik kaygılarla bu teklifleri reddetti.

Diyeceksiniz ki bunları nereden biliyorsun? 

Mehmet Şimşek ile kişisel hiçbir bağım yok. Kendisi ile hayatımda telefonla bile konuşmadım. 

Ancak, kendisinin yakın çevresini de kendisine yakın çalışan insanları da bilirim, tanırım. 

Söze kaldığımız yerden devam edelim. 

İŞ TAKİPÇİLİĞİ YAPMADI 

Mehmet Şimşek, yıllarını Hazine ve Maliye Bakanlığı’na vermiş bir isim olarak, “iş takipçiliği” yapmayı doğru bulmadı. Bunun yerine, yurt dışında finans danışmanlığı yapmayı tercih etti. Fakat bir gerçekle yüzleşti: “11 yıllık siyasi kariyeri, özel sektördeki birikimini eritmişti.” 

Londra’da bir ev alacak parası bile kalmamıştı, gelen astronomik tekliflere rağmen duruşunu ve onurunu korumayı tercih etti.

2023'TE GERİ DÖNÜŞ VE EKONOMİK KURTULUŞ MÜCADELESİ 

2023 seçimleri öncesinde, tüm partiler tanınmış isimleri bünyesine katmak için yarışıyordu. Mehmet Şimşek’in adı yeniden AK Parti ile anıldı. Hatta o günlerde bu flörtü Patronlar Dünyası olarak ilk kez biz gündeme taşıdık. 

Ancak o, siyasete dönmek istemediğini açıkladı.

Fakat seçimlerin ardından, Cumhurbaşkanı’nın daveti ve kamuoyunun baskısıyla, “Ülkem ve Beyefendi için gerekiyorsa görev alırım” diyerek kabineye döndü.

Karşısındaki Manzara Korkunçtu:
- KKM faciası,
- EYT gibi seçim vaatlerinin yükü,
- Boşalan Merkez Bankası kasaları,
- Kontrolsüz enflasyon,
- Yurt dışından yatırım çekme zorunluluğu…

Mehmet Şimşek, Cumhurbaşkanı’nın tam desteğiyle bir reform paketi hazırladı. Sonuçlar kısa sürede geldi:
- Enflasyon frenlendi.
- Merkez Bankası rezervleri dolmaya başladı.
- CDS primleri %75 düştü.
- KKM %80 azaldı.
- Uluslararası kredi derecelendirme kuruluşları Türkiye’nin notunu yükseltti.

İTİBAR SUİKASTI SÜREÇLERİ BAŞLADI 

Gerçekler ortadaydı: Mehmet Şimşek şeffaftı, temizdi, dürüstlüğüyle bilinen bir isimdi. Ne kimseye peşkeş çekmişti ne de akçeli işlerin girdabına kapılmıştı. Ancak bu, onu hedef tahtasından indirmedi.

Düşük faizle borçlanıp spekülatif kazanç peşinde koşanlar, Şimşek’in ekonomi politikalarıyla kâr hanelerinin daralacağını anlayınca harekete geçtiler. Amaç belliydi: “Çamur at, izi kalsın”.

Bir linç kampanyası başlatıldı. Medyada, sosyal platformlarda, kulislerde aynı nakarat dönüp duruyordu: "Şu iş adamıyla görüştü, şurada şirket kurdu." Oysa o dönemde Şimşek’in siyasi bir görevi yoktu. Özel sektörde faaliyet gösteren her profesyonel gibi, iş ilişkileri vardı.

Peki, bu bir suç muydu?

Yoksa suç, ülkenin ekonomik çıkarlarını korumaya çalışan bir adamı, geçmişteki sıradan ticari faaliyetleriyle itibarsızlaştırmaya çalışmak mıydı?

Gerçek şu ki, bu bir iftira kampanyası değil, “bir itibar suikastiydi”.

CUMHURBAŞKANI ERDOĞAN SAHİP ÇIKAR

Ekrem İmamoğlu davasından dolayı milyarlarca dolar dışarı çıktı, bu paraların ülkeye geri dönmesi için Mehmet Şimşek gece gündüz çalıştı. Ancak muhalefet liderleri, onu hedef tahtasına oturttu.

Ben, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Mehmet Şimşek’e sahip çıkacağını düşünenlerdenim. 
Neden mi? 

Çünkü, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın siyasi hayatında da, kişisel hayatında da kerteriz aldığı isimlerden biri Mehmet Akif Ersoy'dur. 

Ne der o büyük şair:  "Tarihi tekerrür eder diye ifade ediyorlar, hiç ibret alınsaydı tekerrür mü ederdi" 

patronlardunyasi.com