Lefter Küçükandonyadis'in hayatını anlatan Lefter filmindeki, Türkiye'de futbol endüstrisini başlatan cümle ve patron başkanın sırrı
Lefter futbolda ilklerin adamıydı, bonservis bedeliyle yurt dışına giden ilk futbolcu, bugün yurt dışında futbolcuların önünü açan bir öncüydü. Üç aşkı, meşin yuvarlak, eşi Stravrini ve Fiorentina günlerinde tanıştığı Meri olan ünlü futbolcunun, jübilesinden sonra da futbol oynadığı günlerin bilinmeyen hikayesi...

Burak ARTUNER
Dün izinliydim... Fırsattan istifade Lefter: Bir Ordinaryüs Hikayesi filmini izledim...
Türk futbolunda, bahis tartışmalarının, şike iddialarının havada uçuştuğu bir döneme denk gelen filmi izlerken değişik duygular arasında bocaladım durdum.
Netflix'te dün yayına giren filmde Lefter'i oynayan Erdem Kaynarca'nın, eşi Stavrini'yi canlandıran Deniz Işın'ın, yasak aşkı Meri rolündeki Aslıhan Malbora'nın oyunculuklarını çok beğendim. Tabii babası balıkçı Hristo'yu izlerken Halit Ergenç'in gittikçe büyüyen oyunculuğuna bir kez daha saygı duydum.

Lefter, çocukluk aşkı ve ömür boyunca evli kaldığı Stavrini ve kızı ile
Kısacası çok başarılı bulduğum dönem filmini kimi zaman duygulanarak kimi zaman keyiflenerek, kimi zaman günümüzle içsel karşılaştırmalar yaparak seyrettim.

BAŞKANI SATAN PATRON BAŞKAN KİMDİ?
Filmdeki bir sahne ise ekonomik duyargaçlarımı açtırdı bana... Fenerbahçe Başkanı'nın, Lefter'i İtalya'nın Fiorentina kulübüne satma kararı aldığı sahnede geçen diyalogların peşine düştüm...
Kimdi o cesur kararı alan Fenerbahçe Başkanı...
Tabii ki ünlü bir patrondu.
Ali Muhiddin Hacı Bekir... 1950 ila 1952'de Fenerbahçe'nin başkanıydı.
Köklü, tarihi şeker firmasının sahibi ve patronuydu ve Fenerbahçe'nin efsanevi başkanı Şükrü Saraçoğlu'ndan sonra bu göreve gelen isimdi.

Ünlü iş insanı Ali Muhiddin Hacı Bekir 1950-1952 yılları arasında Fenerbahçe Başkanı'ydı
İLK GAZİ'Yİ ONUN ATI KAZANMIŞTI
Büyükada'daki köşkü ve at yarışçılığındaki katkılarıyla tanınmıştı.
1927'de Atatürk'ün himayesinde başlatılan Gazi Koşusu'nu kazanan Neriman'ın sahibi de ondan başkası değildi.
Sarı-Lacivertlilere gönül vermiş bir patrondu ve Fenerbahçe yönetiminde çeşitli görevler aldıktan sonra 28 Aralık 1950'de Fenerbahçe başkanı olmuştu...

BAŞKANIN FİLMDEKİ SÖZLERİ...
Ne diyordu filmin o 48 saniyelik diyoloğunda Başkan Hacı Bekir:
- Siz muvaffakiyetten vazgeçiyorsunuz, bunun başkaca bir izahı yok
- Gidenin yerini doldurmak en evvela senin vazifen.
- Giden dediğiniz kişi Lefter, başkanım.
-Lefter, bonservis bedeliyle yurt dışına transfer olan ilk futbolcumuz olacak. İlk... Bunun takımımız ve ülkemiz için ne manaya geldiğini biliyorsun umarım...

Lefter ve Metin Oktay dostluğu filmde özellikle vurgulanıyor
O sırada Lefter içeri girer...
- Gel Lefter biz de seni bekliyorduk. İşittin sanırım Fiorentina seni bekliyor. Hatırı sayılır bir ücret karşılığında 35 bin...
İşte böyle bugün Türk futbolcuların milyonlarca dolar, milyonlarca sterlinlik bonservis ücretleriyle ülkeye kazandırdığı futbolcu ithalatının ilk örneği Lefter'di
Aslında yurt dışına giden ilk futbolcu değil ikincisiydi ama bonservis ücreti kazandıran ilk futbolcuydu.
Yurt dışına giden ilk Türk futbolcu Bekir Refet Teker, nâm-ı diğer 'Bombacı Bekir'di Futbola 1915'te Fenerbahçe'de başlayan Bombacı Bekir, 1921 yılında İttihatspor'dan Alman Karlsruher FC'ye transfer olmuştu ama bonservis ücreti ödenmemişti.

İkinci Lefter'di ve büyük bir bonservis ücreti ödenerek...
Filmi seyredecekler olacağı için daha fazla detay vermeyeceğim ancak Lefter'in jübilesinden sonra en büyük aşkı futbolu tamamıyla terk etmediğini yine futbol oynadığına dair pek bilinmeyen bir hikayeyi de aktarmadan edemeyeceğim...
Filmde hem eşi Stivrani hem de gizli aşkı Meri'nin hemfikir olup Lefter'e söyledikleri bir cümle var:
"Senin en büyük aşkın futbol"

Lefter'in 2012'deki cenaze töreni için stadyumda düzenlenen tören
JÜBİLE SONRASI OYNADIĞI İKİ KULÜPTE DAHA OYNADI
Fenerbahçe ve Milli Takım’da 665 karşılaşmada toplam 445 gol atan, babasının “profesör” olmasını beklediği ancak futbolun ona "Ordinaryüs" mevkini verdiği Lefter, hem eşi hem de sevgilisinin dediği gibi jübileden sonra bile 'futbol aşkı'na yenik düşmüştü.
Lefter, jübile maçından sonra da futbol oynamıştı.
Fenerbahçe’nin efsane futbolcusu Lefter Küçükandonyadis 1964’te Fenerbahçe’den ayrıldıktan sonra Yunanistan’ın AEK takımında birkaç ay forma giymiş, sezon sonunda da futbola veda etmişti. Ancak 1967’de sürpriz bir şekilde Boluspor’un başına teknik direktör-oyuncu olarak geri döndü. 43 yaşında futbola dönerek 2. Lig’de (bugünkü adı 1. Lig) 10 maça çıkan Lefter’in Bolu’daki dönemine ve yine bir patronla ilgili anılarına dair çok şey bilinmez...

Lefter, jübilesinden sonra Boluspor'da teknik direktörlük yaparken de sahaya çıkıp 10 maçta mücadele etmişti
Boluspor'un kurucularından Ayhan Sabit Tüzün ve Saip Bilgihan 2022'de bununla ilgili şunları anlatmışlardı:
“O zamanlar Boluspor’un başkanı Kamil Bilgihan’dı (…) Kamil Bilgihan evli ama çapkın bir adamdı. Madenciydi, zengindi, ayrıca uyanık bir yöneticiydi. Lefter’le çok iyi anlaşıyorlardı.
Bolu’nun belki de yarısı Fenerbahçelidir. Dolayısıyla Lefter’in gelişi hem şehirde, hem de kulüpte bir hava yaratmıştı. (…) Kendisi oynamak istediği için lisansı çıkarıldı. Yoksa o sporcu olarak transfer edilmemişti. Hatta ben bunu yadırgadım. Kamil Abi ne yapıyorsun, adam kenara çekilmiş, emekliye ayrılmış, burada sahaya sürüyorsunuz dedim. Ama 1-2 maçta güzel de oynadı."

Yani Lefter benzeri İngiltere'de görülen menajer-futbolcu modelini Türkiye'de ilk uygulayan isimlerden biri olarak tarihe geçmişti…
Lefter Küçükandonyadis, teknik direktörü olduğu Boluspor formasıyla 1967-68 sezonunda 10 maçta oynamış ve 2 gol atmıştı...
Güzel Türkiye'ye güzel hatıralar bırakan Lefter'in toprağı bol olsun...
İyi hafta sonları...
patronlardunyasi.com















