Dolar
42,2358
0,00%
Euro
48,8867
0,09%
Sterlin
55,6645
-0,03%
Bitcoin
4.445.959
-0,57%
BİST-100
10.789,03
-1,24%
Gram Altın
5.608,17
0,45%
Gümüş
50,78
0,54%
Faiz
39,77
0,00%

Küresel altın fiyatlarındaki yükseliş hane halkının harcamalarını artırarak iç talepteki yavaşlamayı sınırladı

Nihai yurt içi talep üçüncü çeyrekte yavaşladı, Merkez Bankası’na göre iç talep koşulları dezenflasyonist düzeyde. Küresel altın fiyatlarındaki hızlı yükselişin “servet etkisi”, hane halkının kartlı harcamalarını, dolayısıyla iç talebi artırıcı bir faktör.

11.11.2025 04:02Güncelleme: 11.11.2025 04:07
Küresel altın fiyatlarındaki yükseliş hane halkının harcamalarını artırarak iç talepteki yavaşlamayı sınırladı
16px
32px

Merkez Bankası ekono­mistleri; yurt içi tale­bin seyri, küresel altın fiyat­larındaki yükselişin etkileri, reel sektör firmalarının satış performansı ve konkordato olayları, fiyatlama davranışı, enflasyon beklentilerinin ka­tılığı ve e-Fatura uygulaması­nın sonuçları olmak üzere altı cephede Türkiye ekonomisi­ne mercek tuttu.

Merkez Bankası’nın 2025 yılının 4’ün Enflasyon Rapo­ru’nda yer alan altı araştır­manın bulgularına göre; ge­nel olarak yurt içi talepte bu yıl üçüncü çeyrekte görülen yavaşlama enflasyonu baskı­layacak düzeyde, ancak son dönemde küresel altın fiyat­larındaki yükselişin “servet etkisi” ile hane halkının kart­lı tüketim harcamalarında yol açtığı artış karşıt bir faktör. Reel sektörün fiyatlama dav­ranışlarındaki iyileşme ise dezenflasyon sürecine katkı veriyor. Firmaların tahsilat sorunları ve konkordato ile il­gili sorunlarının temmuzdan bu yana azaldığı gözleniyor. Bu arada e-Fatura uygulama­sının yaygınlaşması kayıt dı­şılığı önemli oranda azalttı.

NİHAİ İÇ TALEP HIZ KESTİ

Dünya'dan Nakİ Bakır'ın haberine göre, enflasyonist baskıları iz­lemek amacıyla nihai yurt içi talebin seyrine ilişkin yapılan çalışmada, üretim, ciro, pe­rakende satış, ticaret hacmi, kartla yapılan harcamalar, it­halat miktarı, otomobil ve be­yaz eşya satışları gibi göster­geler ve alt kırılımlarını içe­ren, toplamda 127 farklı seriyi kapsayan bir iktisadi faaliyet bloğu ve buna dayalı bir bile­şik endeks oluşturuldu. 2025 yılı üçüncü çeyreği itibarıyla sonuçlar, yurt içi talep artışı­nın hem yıllık hem de çeyrek­lik bazda yavaşladığına işaret etti. Bu çalışmaya ilişkin ra­porda yer alan analiz sonuçla­rında; “Bu seyir, talep koşulla­rının dezenflasyonist düzey­de olduğu değerlendirmesini teyit etmektedir” denildi.

ALTINDAN GELEN SERVET ETKİSİ

Bir diğer çalışmada, küresel altın fiyatlarının hane halkla­rında yarattığı servet etkisi­nin, kredi ve banka kartı har­camaları üzerinde yol açtığı değişim sorgulandı. Hanele­rin elindeki hisse senedi, gay­rimenkul, döviz, altın gibi var­lıkların değerindeki artışın, daha zengin hissettirmesi ve dolayısıyla daha fazla harca­maya yöneltmesi durumu­na “servet etkisi”, varlıkların değer yitirmesi durumunda harcamaların kısılmasına ise “negatif servet etkisi” deniyor.

Bu çalışmada, kartlı harca­maları POS işleminin gerçek­leştiği firmanın bulunduğu il ve ait olduğu sektör grubuna göre 81 il ve 25 ayrı alt harcama gru­bu için zaman serisi olarak ay­rıştıran veri seti kullanıldı. Bul­gular altın fiyatlarındaki artışın özellikle dayanıklı ve yarı daya­nıklı ürün ve seyahat harcama­larında anlamlı bir etki yaptı­ğını gösterdi. Dayanıklı ve yarı dayanıklı harcama gruplarında Eylül 2023-Eylül 2025 arasın­daki iki yıllık dönemde altın fi­yatları kaynaklı “ilave” artışın yüzde 6-yüzde 12 arasında ol­duğu görüldü. Küresel altın fi­yatlarındaki hızlı artışın hane halkının harcama artışında et­kili olduğunu gösteren bu du­rum, ekonomik olarak anlamlı büyüklükte bir etkinin varlığı­na işaret ediyor. Altındaki de­ğerleme etkisinin öne çıktığı yakın dönemde servet kanalın­dan gelen bu etki, iç talep ve çık­tı açığının tahminlerin üzerin­de kalmasına yol açacak faktör­ler arasında sayılıyor.

FİRMALARIN FİYATLAMA DAVRANIŞINDA İYİLEŞME

Reel sektör firmalarının fi­yatlama davranışlarına iliş­kin çalışmada ise 2024 yılının ikinci yarısından itibaren fi­yat değiştirme sıklığında göz­lenen kademeli düşüş eğili­minin 2025 yılı boyunca da sürdüğü ve göstergelerin ta­rihsel ortalamalara yakın­sadığı saptandı. Bu bulgular, imalat sanayide fiyatlama davranışlarının daha dengeli bir görünüme kavuştuğuna ve dezenflasyon süreciyle uyum­lu hale geldiğine işaret ediyor.

Maliyet baskısı altında fiyat artışı öngören firma oranının da fiyatlama davranışlarında­ki kademeli iyileşmeyi teyit ettiği belirtilen raporda, şöy­le denildi:

“2025 itibarıyla reel sektör fiyatlama dinamikleri daha istikrarlı ve öngörülebi­lir bir görünüme kavuşmuş­tur. Maliyet baskısı altındaki firmalarda dahi fiyat artışı ön­gören firma oranındaki gerile­me, fiyatta kalma sürelerinin uzaması ve enflasyon beklen­tilerindeki iyileşme, reel sek­tör fiyatlama davranışların­da atalet etkisinin azaldığı­nı göstermektedir. Fiyatlama davranışlarında gözlenen iyi­leşmenin para politikası gü­venilirliğini ve beklentiler ka­nalıyla etkinliği destekleyerek dezenflasyon sürecinin kalı­cılığına katkı sağlamaktadır.”

ENFLASYON BEKLENTİLERİNDE YANLILIK AZALDI

Bir başka çalışmada ise enf­lasyon beklentilerinin oluşumu ele alındı. Bulgular, Türkiye’de piyasa katılımcılarının enflas­yon beklentilerinde belirgin bir bilgi katılığı bulunduğunu ve bu katılığın dönemsel olarak de­ğiştiğini gösterdi. 2021–2023 döneminde yüksek oynaklık ve artan bilgi maliyetlerinin, bek­lenti hatalarında kalıcılığı güç­lendirmesi ve olumsuz yönde gelen enflasyon sürprizlerine karşı belirgin bir kötümserlik yanlılığı oluşturmasına işaret edildi. 2018-2023 dönemin­de beklentilerin oluşumunda asimetrik tepkiler gözlemle­nirken sıkı parasal duruşun da etkisiyle son dönemde bu far­kın kapandığı, beklentilerde­ki yanlılığın azaldığı saptandı. Sonuçlar, Türkiye’de beklen­tilerin bilgi katılıkları çerçe­vesinde şekillendiğini, ancak güvenilir para politikası uygu­lamaları ve güçlü iletişim sa­yesinde yeniden çıpalanma sü­recinin kademeli biçimde güç­lendiğini ortaya koydu.

E-Fatura Kayıt Dışılığı Azalttı

Kâğıt fatura kullanımını azaltmak, kayıt dışılığı düşürmek, vergi denetim mekanizmalarını güçlendirmek amacıyla, e-Fatura uygulamasına ilişkin düzenleme 2010 yılında yürürlüğe girdi. 2013’te yüksek cirolu firmalarla başlayan süreç, 2020’den itibaren hızlanarak daha geniş bir firma tabanını kapsadı. 1 Temmuz 2021-Haziran 2025 döneminde e-fatura sistemine dahil firma sayısı önemli ölçüde arttı. Kapsamdaki firmaların yüzde 53,6’sı e-faturaya geçerken, bu firmaların toplam ciro içindeki payı yüzde 97’ye, ihracat içindeki payı yaklaşık yüzde 100’e, istihdam içindeki payı ise yaklaşık yüzde 93’e ulaştı.

2025 hesap dönemi brüt satış hasılatı 10 milyon TL ve üzeri olan işletmeler, 1 Temmuz 2026 itibarıyla e-Fatura uygulamasına geçecek. Ayrıca, 1 Ocak 2026 itibarıyla tutar sınırı olmaksızın tüm faturaların elektronik olarak düzenlenmesi hedefleniyor.

Enflasyon raporunda yer alan bu konuya ilişkin çalışmadaki analiz sonuçları, e-faturaya geçişle birlikte firmaların kayıtlı reel satışlarında kayda değer bir artış yaşandığını ortaya koyuyor. Kullanılan ekonometrik yöntemin yapısı gereğince, analiz sadece e-faturaya geçiş yapmadan önce ciro beyan eden firmaları kapsıyor. Öte yandan, e-faturaya geçişle birlikte kayıtların takip edilmesinin kolaylaşması, daha önce hiç ciro kaydı bulunmayan firmaların da ciro beyan etmesini sağlıyor. Bu nedenle e-faturaya geçişin kayıtlı satışlara etkisi yukarıdaki hesaplamalardan daha yüksek olduğu belirtiliyor. Raporda “Özetle, e-faturaya geçiş ile birlikte satışlardaki kayıt dışılıkta bir azalma olmuştur. Satış hacim endeksleri başta olmak üzere çeşitli makroekonomik göstergelerin yorumlanmasında bu durumun da dikkate alınması önem taşımaktadır” deniyor.

KONKORDATO RİSKLERİ AZALDI

Yüzyüze yapılan görüşmelere dayalı “Reel Sektöre İktisadi Mercek (RESİM)” çalışmasına göre üçüncü çeyrek itibarıyla yurt içi satışlardaki sınırlı artış toplam talebi desteklerken, ihracatta risk vurgusu ile üretim faaliyeti ve yatırım duruşundaki zayıflık devam etti. Yurt içi satışlar ise sınırlı bir artış gösterdi.

Saha görüşmelerinde, konkordato başvurularının dönem dönem arttığı, bazı sektörlerde yoğunlaşma eğilimi gösterdiği ve konkordato sürecinde bulunan müşteriler nedeniyle de tahsilat kayıplarının yaşanabildiği ifade edilirken, tahsilat sorunları ve konkordatolara atıfların temmuz ayından itibaren gerilemeye başladığı saptandı. Ağustosla birlikte alacak tahsilatında ilave sorun yaşadığını belirten firmaların sayısı gerilemeye başlamış, eylül ve ekim aylarında düşüş devam etti. Benzer şekilde görüşmelerde konkordato risklerine ilişkin vurguda da son aylarda bir miktar gerileme gözlendi.

Konkordato süreci firmaların tedarikçilerine olan ödemelerini erteleme imkânı tanıdığı için bu firmaların doğrudan ve dolaylı olarak ekonomik büyüklüklerdeki payları önem taşıyor. Merkez Bankası, konkordato başvurusu yapan firmalar ile tedarikçilerini ve ekonomideki paylarını; iktisadi faaliyetin görünümü, fiyat istikrarı ve finansal istikrar açısından yakından izliyor.

patronlardunyasi.com

editörün seçtikleri
Roket gibi fırlayan hisseler ve düzenleyici kurumların radarına giren fonlar
Roket gibi fırlayan hisseler ve düzenleyici kurumların radarına giren fonlar#BORSA
benzer haberler
Orta Asya'dan Afrika'ya birçok ülkeden heyet, yatırımcılarla görüşmek üzere soluğu Türkiye'de alıyor
Orta Asya'dan Afrika'ya birçok ülkeden heyet, yatırımcılarla görüşmek üzere soluğu Türkiye'de alıyor