Rubin, Erdoğan-Süzer kavgasını yazdı

Rubin, Erdoğan-Süzer kavgasını yazdı

Başbakan Erdoğan ve AKP’yi sert bir dille eleştiren ABD’li Ortadoğu uzmanı Michael Rubin, Erdoğan’ın bazı şirketlere ve işadamlarına karşı da kan davası güttüğünü ileri sürdü.

Rubin, Erdoğan-Süzer kavgasını yazdı
16px
24px
05.08.2005 15:30
ABONE OLgoogle
Erdoğan’ın hukuktan koptuğunu ve AKP’nin demokrasiden rahatsızlık duyduğunu öne süren Rubin’e göre, Erdoğan’da demokrasinin yapısında mevcut uzlaşmalara karşı sabırsızlık ve kan davası gütme gibi tehlikeli bir gidişat gözleniyor. Rubin bu sözlerine iş dünyasından örnek olarak da Erdoğan’ın İstanbul Belediye başkanlığı döneminde çatışmaya başladığı Süzer Grubu’nu gösteriyor. Holdingi kapsamında İstanbul’daki Ritz-Carlton Oteli, Pizza Hut ve Kentucky Fried Chicken Türkiye franchise hakları ve Kent Bankası bulunan bir Türk işadamı olan Mustafa Süzer Erdoğan’ın çatışmasını hatırlatan Rubin, belediye başkanlığında Erdoğan, Süzer’in Amerikalılarla ticari ilişkileri olmasından rahatsız duyduğuna da vurgu yapıyor. Oysa, Mustafa Süzer’in Dış Ticaret Derneği’nin başkanı olduğu dönemde ABD-Türkiye ticaretinin yüzde 350 arttığını kaydeden Rubin, Süzer ile Erdoğan arasındaki tartışmanın Süzer Plaza’nın yapımı sırasında başladığını ve bunun yıllarca sürdüğünü son olarak da Kasım 2004’te Ritz Carlton’da yapılan bir finansal toplantıya Erdoğan’ın katılmamasıyla tekrar gündeme geldiğini belirtiyor.

Erdoğan’ın, hukuk devleti pahasına kan davasını sürdürmek için tüm güçlerini kullandığını belirten Rubin, Süzer ile ilgili gelişmeleri yazısında şöyle özetliyor:

“Türkiye’deki 2001 mali krizi esnasında, Demokratik Sol Parti’nin Başbakanı Bülent Ecevit’in sol-eğilimli hükümeti, Kentbank dahil birçok bankaya el koymuştu, Süzer Gurubu’nun ve diğer birçok şirketler gurubunun malvarlıklarını dondurmuştu. Erdoğan iktidara geldiğinde, durumu istismar etmenin yollarını aradı. Türkiye’de bankacılık meselelerini denetleyen TMSF’nin başına yandaşlarından birini tayin ettikten sonra, TMSF’nin Kentbank’ın aktifini kendi siyasi müttefikine satmasını sağladı. Türk Yargıtay’ı Aralık 2003’te, Kentbank’a hükümetin el koymasını ve sonradan da satışını yasaya aykırı bulmuştu. Müteakiben, adalet Erdoğan hükümetinin Süzer’in malvarlığı üzerindeki tedbirin çözülmesini ve bankanın geri verilmesini emretti. Birbuçuk yıldan fazla bir zamandır, Erdoğan’ın hükümeti mahkeme emrine uymayı reddediyor.”

Süzer birçok benzerleri arasında sadece bir örnek olduğunu kaydeden Rubin, son aylardaki bir başka gelişmeye, Demireller olayına da dikkat çekiyor.

Rubin, AKP’nin Türkiye’yi götürmeyi denediği yön ve buna mukabil yetersiz muhalefetten sıkıntı duyan eski Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel’in, AKP’ye denk düşecek bir siyasi koalisyon kurmaya başlamış olduğuna yönelik basında çıkan haberler sonrasında, AKP hükümetinin Demirel’in kardeşinin mallarına el koymak için harekete geçmesine dikkat çekiyor. Rubin, 28 Haziran 2005 tarihli Tercüman Gazetesi’nde Süleyman Demirel’in “Yapılan şirketlerimizin işgalidir ve yasal değildir” sözlerini hatırlatıyor.

Demokrasilerde, siyasetin kendisini hukuk devletine tabi kıldığını belirten Rubin, Bush ile Beyaz Saray’daki basın toplantısında Erdoğan’ın, “Türkiye, artık istikrarlı ve güvenli bir ülke olarak her türlü yeni yatırımlara açıktır” sözlerini hatırlatıyor ve ekliyor: Ancak, Erdoğan’ın hareketleri giderek artan bir biçimde, kendi söylemini doğrulamamaktadır. Oysa istikrar ve güvenliğe giden en iyi yol, hukuk devleti ve yargının bağımsızlığından geçer.”

— American Enterprise Institute’da bir bilim adamı olan Michael Rubin, Middle East Quarterly’da yazmaktadır.
E-Bülten Aboneliği
İş, Ekonomi ve Cemiyet hayatının özel gündemi Patronlar Dünyası'nda... Günlük E-Bülten'imize abone olun, Patronlar Dünyası ayrıcalıklarını yaşayın.
Patronlar Dünyası ile Bir Adım Önde