Murat Ülker, Nicola Kobie'nin kitabı üzerinden teknolojik vaatlerin peşinden giderken neden hâlâ “geleceğe” ulaşamadığımızı sorguluyor
Yıldız Holding Yönetim Kurulu Üyesi ve pladis Yönetim Kurulu Başkanı Murat Ülker, bu haftaki blog yazısında Nicole Kobie’nin “The Long History of the Future” (Geleceğin Uzun Tarihi) kitabından yola çıkarak teknoloji dünyasının vadettiği “gelecek”le hâlâ neden yüzleşemediğimizi sorguladı. Ülker, teknolojik gelişmelerin toplumsal kabul, etik değerler ve insan psikolojisiyle iç içe geçtiğini belirterek, “Geleceğin görüntüsü sürekli bulanıklaşıyor, vaatler daha karmaşık hale geliyor, kaygılanıyoruz” ifadeleriyle yazısına başladı.
Murat Ülker, Kobie’nin sekiz başlıkta ele aldığı teknolojik gelişmeleri değerlendirirken kendi deneyim ve yorumlarını da paylaştı.
SÜRÜCÜSÜZ ARABA TEREDDÜTÜ
Sürücüsüz araçlar konusunda halen bir güven sorunu olduğunu belirten Ülker, “Trenlere biniyoruz, sürücüyü de görmüyoruz ama, sanki araba öyle değil. Hele arabanızla aranızda bir ilişki varsa, aşıksanız ona. Ben değil ama bazıları var, kıyamayan binmeye…” sözleriyle kişisel tereddütünü dile getirdi.
"YAPAY ZEKA HENÜZ İLKOKULDA"
Yapay zekâ konusuna değinirken teknolojinin henüz gelişme aşamasında olduğunu ifade eden Ülker, “Bana göre yapay zekâ daha ilkokulda, hele mezun olsun, ergenliği atlatsın; alırız karşımıza muhatap oluruz. Ama yine de dikkat, benim gibi 17 senede mezun olacak değil ya; bakarsınız seneye mezun, hatta reşit olmuş halde çıkıverir karşımıza” diyerek teknolojinin hızla olgunlaşabileceğine de dikkat çekti.
ROBOTLAR, SAYBORGLAR VE KÖLE MESELESİ
Üretim hatlarında kullanılan robot teknolojilerine dair geçmişteki girişimlerinden söz eden Ülker, “1980’lerin ikinci yarısında zor bela İsveçli ABB firmasını ikna etmiş ve otomotivde kullandıkları bir robotu, bizim bayramlık çikolataları kutuya dizmeye ikna etmiştik” dedi.
Robotların yaygınlaşmasında teknik yeterliliğin yanı sıra etik ve sosyal kabullerin de büyük rol oynadığını vurgulayan Ülker, “Galiba biz kendimize ait her şekilde istihdam ve suistimal edebileceğimiz köleler arıyoruz” tespitinde bulundu.
"AR CİHAZLARIMIZ ŞİRKETTE DEPODA DURUYOR"
Artırılmış gerçeklik (AR) teknolojisinin beklenen etkiyi yaratamadığını söyleyen Ülker, Google Glass gibi ürünlerin yüksek beklentilerle tanıtıldığını ancak kullanıcı deneyimi açısından sınıfta kaldığını ifade etti. Bu konuda kişisel bir örnek de vererek, “Bizdeki, şirkette depoda duruyor” dedi.
HOLLYWOOD'UN DA KATKISI BÜYÜK
Kobie’nin kitabında ele alınan akıllı şehir, uçan arabalar, beyin-bilgisayar arayüzleri ve hyperloop gibi teknolojilere dair eleştirilerini de paylaşan Ülker, “Bu sapkın ve azgın fikirlerin gelişmesinde Hollywood’un da çok payı var. Ben bunlara ‘büyüklere masallar’ diyorum” ifadeleriyle teknolojik hayalleri besleyen popüler kültüre dikkat çekti.
"LAFI SÖYLEYENE DEĞİL SÖYLETENE BAKALIM"
Yazısını geleceği inşa edenlerin niyetlerine ve vizyonlarına dikkat çekerek sonlandıran Murat Ülker, Kobie’nin “Geleceği kimler inşa ediyor?” sorusunu öne çıkardı. Ülker, teknolojik gelişmelerin sadece kâr odaklı değil, toplumsal fayda ve sürdürülebilirlik ilkeleriyle yönlendirilmesi gerektiğini vurgularken, “Velhasıl biz lafı söyleyene değil söyletene bakalım, değil mi?” dedi.
patronlardunyasi.com
