Ege'de ilk kanola hasatı başladı

Kanola ve biyodizel yakıt üretimi konusunda çevredeki çiftçilere örnek olması için Ekim ayında toplam 125 dekarlık 3 ayrı alanda sözleşmeli kanola ekimi yaptıran şirket, bu ay içerisinde özel bir cins pamuk ektirerek aynı tarladan bir yılda iki ürün almayı planlıyor.

Ege Biyoteknoloji A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanı Prof. Dr. Adnan Akyarlı, Türkiye’nin yıllık bitkisel yağ açığının 1 milyon tona ve bitkisel yağ ithalatının 1 milyar dolara ulaştığını hatırlatarak, bu açığın kapatılabilmesi için ülke koşullarında en uygun yağlı tohum bitkisinin kanola olduğunu söylüyor.
Bergama’daki Yavaşça Örnek Çiftliği’nde yapılan kanola ekimi sayesinde bölgedeki birçok üreticinin kendilerine alternatif ürün belirlediklerini söyleyen Prof. Dr. Adnan Akyarlı, Ege Biyoteknoloji olarak amaçlarının tarımı teşvik olduğunu söyledi.

Bu çalışmayla, kanola ürününün dekar başına verimliliğini, maliyetini, yağ yüzdesini belirlemeyi ve çevredeki çiftçilere örnek olmak suretiyle onları kanola tarımı için teşvik etmeyi ve cesaretlendirmeyi planladıklarını ifade eden Akyarlı, şunları söyledi.

“Kanola tarımının ve buna bağlı olarak biyodizel üretiminin teşvik edilmesi gerekiyor. Nitekim kanola ürününe ödenecek olan 0.20 YTL’lik prim bu konuda iyi bir başlangıç olacaktır. Ancak benzer desteğin biyodizel üretimine de  verilmesi doğru olur. Halen yürürlükte olan 0.65 YTL / Litre tutarındaki ÖTV; sadece ithal yağlardan üretilen biyodizele uygulanmalı, yerli tarım ürünlerinden üretilen biyodizel ise ÖTV uygulaması dışında tutulmalıdır. Sayın Başbakanın bu konudaki olumlu yaklaşımının bir an önce Bakanlar Kurulu kararına dönüşmesini bekliyoruz. Ancak bu şekilde başlattığımız kanola ekimi, çiftçimiz tarafından benimsenerek tüm yurda yayılacak, yerli yağlardan biyodizel üretimi hızla artacaktır. Sonuçta çiftçimizde ülkemizde kazançlı çıkacaktır.”

DEKAR BAŞINA 400 KG KANOLA

Dekar başına 400 kilogram kanola hasat ettiklerini kaydeden Prof. Dr. Adnan Akyarlı, bu rakamın başlangıç olarak iyi olduğunu ve verimliliği arttıracaklarını ifade etti. Hasat edilen kanola ürününden tohum sıkma makinasında yağ elde edileceğini ve bu yağdan da Ege Biyoteknoloji tarafından geliştirilerek imal edilen ünitelerde biyodizel üretileceğini vurgulayan Akyarlı, böylece zincirin tamamlanacağını ve tüm gelişmiş ülkelerde başarı ile uygulanan “tarladan depoya”  sloganının benimseneceğini belirtti.
Avrupa Birliği Ülkeleri'nde mazota yüzde 2 oranında karıştırılması (B2) zorunluluğu getirilen biyodizelin, dizel araçlarda istenirse yüzde 100 oranında (B100) olarak kullanılabildiğini hatırlatan Prof. Dr. Adnan Akyarlı; “ABD'de eyaletler göl ve nehirlerde teknelerin B100 kullanılmasını zorunlu kılmış. Cincinnati'de tüm belediye otobüsleri B100 kullanıyor. Avrupa’nın birçok yerinde de benzer uygulamalar var. Türkiye doğal kaynaklarını koruyabilmek için yenilenebilir enerjiye dönmek zorunda” diye konuştu.

Ege Biyoteknoloji’nin Türkiye’nin araştırma geliştirmeye en fazla kaynak ayıran şirketlerinden biri olduğunu dile getiren Prof. Dr. Adnan Akyarlı şunları söyledi.
“Ayrıca mikroalglerin (tek hücreli yosun) hammadde olarak kullanılması konusunda projeler geliştiriyoruz. Bu alanda tüm dünya ile birlikte çalışmalar yapıyoruz. Alglerin hammade olarak kullanılması hem verimliliği, hem de alan gereksinimi açısından yararlı olacak. Çünkü alglerin kullanılmasıyla sadece karadaki alanlar değil, denizler de bu süreçte alan olarak kullanılabilecek. Şirket olarak Ege Bölgesi’nin, Türkiye’nin geleceğine yatırım yapmaya devam edeceğiz.”