Dolar
41,7165
0,03%
Euro
48,5715
-0,10%
Sterlin
56,0062
0,00%
Bitcoin
5.129.487
0,72%
BİST-100
10.815,35
0,01%
Gram Altın
5.412,529
1,30%
Gümüş
48,92
2,25%
Faiz
45,1
0,00%

Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan Meclis resepsiyonundaki görüntülere ilişkin açıklama: O kare gerçek Türkiye fotoğrafı

TBMM'nin yeni yasama yılı açılışında, Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, çok sayıda muhalefet partisinin liderleriyle bir araya geldiği ancak CHP temsilcilerinin olmadığı görüntülere ilişkin, "Resepsiyonda çekilen fotoğraf karesine gelirsek. O kare, gerçek Türkiye fotoğrafıdır. Birileri Türkiye’yi kamplara bölünmüş, paramparça gibi göstermeye çalışıyor, ancak hakikat oradaki birlik ve beraberlik tablosudur. O tablonun parçası olamayanlar, oturup kendilerini hesaba çekmelidir." dedi.

08.10.2025 08:48Güncelleme: 08.10.2025 09:01
Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan Meclis resepsiyonundaki görüntülere ilişkin açıklama: O kare gerçek Türkiye fotoğrafı
16px
32px

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Azerbaycan ziyareti sonrası Türkiye'ye dönüşte uçakta gazetecilere açıklamalarda bulundu, soruları yanıtladı.

Azerbaycan Devlet Başkanı İlham Aliyev'in ev sahipliğinde düzenlenen Türk Devletleri Teşkilatı 12. Zirvesi'ni tamamladıklarını belirten Erdoğan, "Malumunuz 3 Ekim tarihinde Türk Devletleri İşbirliği Günü'nü kutlamıştık. Böylece Teşkilatımızın temellerinin atıldığı Nahçıvan Antlaşması'nın 16. yılını geride bırakmış olduk. Kısa sayılabilecek bir zaman diliminde aile meclisimiz olarak gördüğümüz bu müstesna kuruluş, mühim mesafe kat etti. Kurumsal yapısını tahkim ederken Türk dünyasının müşterek vizyonunu da küresel çapta daha görünür hale getirdi." dedi.

Zirve'de, dış politika dahil sektörel, beşeri ve kültürel iş birliğini kapsayan içerikli bir gündemi değerlendirdiklerini kaydeden Erdoğan, "Türk dünyasının kurumsal bütünleşme sürecinin yanı sıra diğer ülke ve uluslararası teşkilatlarla iş birliğini geliştirmeye matuf adımları ele aldık. Teşkilatımızın uluslararası aktör olma konumunu pekiştirerek bu gayeyle 'Türk Devletleri Teşkilatı Plus' ismini verdiğimiz yeni bir format ihdas edilmesini kararlaştırdık." ifadelerini kullandı.

Savunma sanayi, enerji ve bağlantısallık konularının yanı sıra kritik mineraller alanında iş birliği başlatma kararını Gebele Bildirisi'nde kayda geçirdiklerini anlatan Erdoğan, Zirve'nin teması olan bölgesel barış ve güvenlik özelinde bildiriyi şekillendirdiklerini belirtti. Cumhurbaşkanı Erdoğan şöyle devam etti:

"GAZZE'DE BÜYÜK BİR DRAMA, SOYKIRIMA ŞAHİT OLDUK"

Gazze diyebilirim ki; adeta kıyametin dünyada görünen bir ön yüzü oldu. Düşünün, 67 bin Gazzeli şehit. Öbür tarafta 169 binden fazla yaralı. Fakat çok daha enteresanı var. Bugün yanımdaki arkadaşlardan bir tanesi "Bu rakamlar yanlış" dedi. "Neden?" dedim. "Rakamlar böyle değil. Enkaz altında kalanları da masaya yatırdığımız zaman rakamların 600 bin civarında olduğu söyleniyor." dedi. Hadi biz şu anda sadece 169 bin yaralıyı konuşuyoruz. Şehitlerimizi konuşuyoruz. Ama insanlık bütün bu olanlar karşısında sessiz. Yapılan herhangi bir şey ne yazık ki yok. Acı dolu, kan ve gözyaşı dolu iki yılı artık geride bıraktık. Gazze'de büyük bir drama, soykırıma şahit olduk. İsrail'in uluslararası hukuku ayaklar altına alan saldırıları tarihe kara bir leke olarak geçmiştir.

İsrail'in yaptıkları meşru müdafaa değil, planlı bir soykırımdır ve terördür. İsrail'in gözler önünde pervasızca gerçekleştirdiği katliamları ve onları görmezden gelenler, insanlık tarihinin utanç kayıtlarına geçmiştir. Bunların affedilir yanı yok. İsrail bebekleri öldürürken, hastaneleri, ambulansları, pazar yerlerini, mülteci çadırlarını, Birleşmiş Milletler misyonlarını, okulları, ibadethaneleri hedef alırken, "ama"lı "fakat"lı cümleler kuranlar, gelecek nesillere bu tutumlarını izah edemeyeceklerdir. Tarih doğru tarafta duranları da yanlışta ısrar edenleri de kayda alıyor. Nazilerin soykırımında kimin nerede durduğu ortadadır. Bosna'da ve diğer coğrafyalarda soykırımlar yaşanırken görmezden gelenler de ortadadır. Onları bizim jenerasyon gayet iyi biliyor. Bugün onlar nasıl bir utanç yaşıyor ise Gazze soykırımına sessiz kalanları da yarın benzer bir akıbet beklemektedir. Biz dün de bugün de tarihin doğru tarafında durmanın övüncünü yaşıyoruz. Bundan dolayı huzurluyuz.

"SURİYE DEMOKRATİK GÜÇLERİ VERDİĞİ SÖZÜ TUTMALI"

Suriye'nin yeniden istikrarsızlığa sürüklenmesine asla müsaade etmeyiz. Türkiye, sahadaki tüm gelişmeleri yakından izliyor. Sabırlı, sağduyulu, vakur tavrımız, bir acziyet olarak asla algılanmamalıdır. Suriye Demokratik Güçleri verdiği sözü tutmalı. Suriye ile bütünleşmeyi tamamlamalıdır. Ortak tarih, ortak gelecek ruhuyla hareket edilirse inanıyorum ki birçok sorun çözülür. Daha önce söyledim. Yönünü Ankara'ya ve Şam'a dönenler kazanacaktır. Türk, Kürt ve Arap ittifakı bölgede ebedi barışın ve huzurun anahtarıdır. Kimse provokasyonlara gelmemeli, yanlış heveslere kapılmamalı. Halep'teki gerginlikte Suriye yönetimi hassasiyetini korumuş ve Suriye Demokratik Güçlerinden 10 Mart mutabakatına uygun davranmasının beklendiğini de ilan etmiştir. Suriye'nin toprak bütünlüğü bizim için olmazsa olmazdır. Bunun aleyhine tutumları kabul etmemiz mümkün değildir. Suriye Cumhurbaşkanı Ahmed Şara ve yönetimi de bizimle aynı görüşte. Türkiye olarak Suriye halkının yanında olmaya devam edeceğiz.

"ZİYARETİMİZ, TÜRKİYE-ABD DOSTLUĞUNU DAHA DA GÜÇLENDİRDİ"

Türkiye ile Amerika arasında her alanda olduğu gibi savunma sanayii alanında da bir iş birliği mevcut. Bu ilişkileri geliştirmek amacıyla her iki konuyu da Amerika ile müzakere ediyor ve olumlu sonuçlar bekliyoruz. Sayın Trump'la yaptığımız görüşmede bu yönde müspet mesajlar aldık. F-35 konusunu açık ve net bir şekilde gündeme getirdik. Bunun yanında Türkiye bu projede ortak, parasını ödemiş, yükümlülüklerini yerine getirmiş bir ülke. Bizi bu programdan çıkaran gerekçelerin hiçbir meşruiyeti yok. Bunu Sayın Trump da daha önce dolaylı olarak dile getirmişti. Somut adımların atılması için gerekli teknik görüşmeler de her düzeyde yapılıyor. Umarız neticede hem F-35 konusu çözülür, hem de CAATSA yaptırımlarının kaldırılması sağlanır. Bunu da başarmamız gerekiyor. Ziyaretimiz, Türkiye-ABD ilişkilerinde yeni bir dönemi başlatmış, aramızdaki diyalog ve dostluğu daha da güçlendirmiştir.

Sayın Trump gerek Amerika'daki temaslarımızda gerek son telefon görüşmemizde “Halk Bankası'nın problemi bizim için bitmiştir” dedi. Tabii bu önemli bir siyasi irade beyanıdır, bizim için de kıymetlidir. Diğer yandan, tamamlanması gereken bazı süreçlerin olduğunu da biliyoruz. Temennimiz, bu süreçlerin bir an önce olumlu şekilde neticelenmesidir.

"O KARE, GERÇEK TÜRKİYE FOTOĞRAFIDIR"

Meclis açılış resepsiyonu davetine katılanların oradaki yer alışı bizim için çok çok önemliydi. DEM Grubuyla da orada bir araya geldik, sohbetlerimiz oldu. Bu sohbetlerin dışında da geleceğe yönelik neler yapılabilir? Bunları konuşma, görüşme fırsatımız oldu. Bundan sonrası da inşallah hayır olur diye düşünüyorum. Resepsiyonda çekilen fotoğraf karesine gelirsek. O kare, gerçek Türkiye fotoğrafıdır. Birileri Türkiye’yi kamplara bölünmüş, paramparça gibi göstermeye çalışıyor, ancak hakikat oradaki birlik ve beraberlik tablosudur. O tablonun parçası olamayanlar, oturup kendilerini hesaba çekmelidir.

"11. YARGI PAKETİYLE CEZALARDA CAYDIRICILIĞI ARTTIRIYORUZ"

18 yaş altı kişilerin işlediği cinayetler yüreğimizi yaktı, yakıyor. Çocuklarımızı terör örgütlerinin, suç çetelerinin elinden kurtarmakta kararlıyız. Devlet olarak bu konuda topyekün bir mücadele içindeyiz. 11. Yargı Paketiyle cezalarda caydırıcılığı arttırıyoruz. Ama sadece ceza yetmez. Aileyi güçlendirmeden, eğitimi desteklemeden, sosyal dayanışmayı büyütmeden kalıcı çözüm olmaz. Yalnızca ceza ile, yalnızca eğitim sisteminde yapılacak düzenlemelerle çözülemeyecek kadar komplike bir sorunla maalesef karşı karşıyayız. Ceza düzenlemelerinin yanı sıra yalnızlaşan, şiddete maruz kalan ya da tanık olan çocukların suça bulaşmadan korunmasını önceleyen tedbirler üzerinde çalışıyoruz. Yani suça bulaşan çocukların yanı sıra suça sürükleyen etkenlere de yoğunlaşmış durumdayız.

"TÜRKİYE EKONOMİSİ GÜÇLÜ TEMELLER ÜZERİNDE YÜKSELİYOR"

Dönemsel etkilerden dolayı eylül ayında enflasyon, beklentilerin üzerinde geldi, doğru. Ama kimse bu durumu, Türkiye ekonomisine yönelik bir karamsarlık tablosuna dönüştürmesin. Çünkü biz günü kurtaran değil, geleceği inşa eden bir program yürütüyoruz. Programımızı kararlılıkla ve başarıyla uygulamaya da devam ediyoruz. Bütün bunlarla beraber dönemsel dalgalanmalara değil, ekonomide tablonun tamamına odaklanmış durumdayız. Enflasyonla mücadele şüphesiz ki kolay değil. Geçmişte bu mücadeleyi biz başarıya ulaştırdık. Bugün yine biz ulaşırız. Çünkü biz bu konuda deneyimliyiz. Bu işi biliyoruz ve bundan nasıl sıyrılırız, bunun gayreti içerisindeyiz. Türkiye ekonomisi, hiç endişe etmeyin, güçlü temeller üzerinde yükseliyor."

patronlardunyasi.com