Barış savaşı kaybetti
Bodrum Torba'da geçirdiği trafik kazasında ağır yaralanan genç oyuncu ve müzisyen Barış Akarsu, 5 gündür sürdürdüğü yaşam savaşını kaybetti..

Bodrum Torba'da geçtiğimiz cuma günü geçirdiği trafik kazasında ağır yaralanan genç müzisyen ve oyuncu Barış Akarsu, beş günlük yaşam mücadelesini dün gece yitirdi.
Barış'ın ölümü, hastane önünde ve evlerinde uyanmasını bekleyen yakınlarını ve sevenlerini yasa boğdu. Zeynep Koçak ve Nalan Kahraman'ın da hayatını kaybettiği kazadan sonra ağır yaralı olarak Özel Bodrum Hastanesi'ne kaldırılan Barış için doktorların ilk açıklaması, "Yaşaması mucize" şeklinde olmuştu. Kazada duran kalbi hastanede çalıştırılan, beyin ödemi ve vücudunda kırıklar oluşan Barış beş gündür ölümle pençeleşiyordu. 28 yaşındaki Barış'ın yaşam mücadelesi solunum cihazına bağlı olarak sürerken, önceki gün İstanbul'dan Bodrum'a gelen Prof. Dr. Atilla İdrisoğlu'nun "Hastanın genç olması her şeyi değiştirebilir" sözü de umut yaratmıştı.
Ancak Bodrum Özel Hastanesi'nden Op. Dr. Abdullah Servet, dün gece 23.10 sıralarında yaptığı açıklamada Barış'ın kurtarılamadığını söyledi. Servet, "Maalesef saat 21'e doğru kalbi durdu. Müdahale ettik. 45-50 dakika yanıt alamadık. Gereken herşeyi yaptık. Hepimizin başı sağolsun" dedi. Acı haberi alan sanatçının yakınları ve sevenleri gözyaşlarına boğulurken, Barış'ın ailesi doktorlar tarafından müşahade altına alındı. atv'de yayınlanan Akademi Türkiye yarışmasını kazanarak üne kavuşan Akarsu, başrol oynadığı "Yalancı Yarim" adlı dizinin çekimleri için Bodrum'da bulunuyordu. Genç sanatçının cenazesi, dedesinin yanında toprağa verilmek üzere bugün İstanbul'dan memleketi Amasra'ya götürülecek.
Barış savaşı kaybetti
Bodrum'da özel hastanenin önü... Gecenin yarı vakti... Yüzler, abartma olmasın belki binler bahçede kocaman bir göz olmuş, ağlıyor. Barış savaşı kaybetti. 120 saatlik yaşam mücadelesi ne yazık ki genç sanatçının yitip gitmesiyle sonlandı. Garip mi, şaşırtıcı mı, hüzünlendirici mi, yoksa kıvanç verici bir şey mi siz karar verin.
Hastane kalabalığında onun yaşıtı, hayranı, belki arkadaşı, fanı, müptelası olanlardan daha çok belkide yüzünü ilk kez kazadan sonra adam akıllı gören, tanıyan, duyan 70'lik nineler, dedeler, ufacıcık çocuklar, bütün aile fertleriyle dualarını, iyilik temennilerini toplayıp gelmiş insanımız var. Ama olmadı. Olmadı işte... Günlerdir hastaneyi mekan tutmuş olan meslektaşlar, bir haber objesi değil, çok yakınları, kardeşleri kaybolmuş gibi üzüntülü ağlamaklı...
Bodrum'un genç Emniyet Müdürü Yılmaz Özden sanki aileden biri gibi. Günlerdir olduğu gibi bu acı anda da anne babanın yanında. Onlar da, o anne baba da, artık doktor kontrolünde hastanenin bir odasında, gözetim altında. Bir şey, bir gencin dudaklarından dökülüyor ve açıklığa kavuşuyor.
Barış ve arkadaşları kaza geçirmeden önce neredeydi. Bu soru da aydınlanıyor. Ve üç yitik gencin kazadan hemen önce Bodrum'un köklü mekanlarından Ali Gonca'da yemek yedikleri ve çok az alkol aldıkları belirleniyor. Sabahın ilk ışıklarına kadar kalabalık dağılmıyor. Ama ne denir ki! Vay gidene vay gidenlere...