Akın İpek: Üretim devam ediyor

Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM), Bergamalıların Ovacık Altın Madeni'yle ilgili açtığı davada Türkiye'nin toplam 945 bin avro tazminat ödemesine karar verdi.

AİHM'nin verdiği kararı değerlendiren Ovacık Altın Madeni'nin yeni sahibi Akın İpek, "Hatırlanacağı üzere Normandy Madencilik A.Ş. döneminde Ovacık Altın Madeni bir süre Bakanlar Kurulu'nun aldığı prensip kararıyla çalışmalarına devam etmiş, 10 kişi Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'ne dava açmıştı. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'de oluşmuş bir zarardan değil, Bakanlar Kurulu'nun aldığı prensip kararında ÇED raporu yerine Tübitak raporunu baz alması nedeniyle idari işlemdeki usül hatasından dolayı davacı 10 kişiye 3'er bin avro tazminat ödenmesine karar vermişti.Yeni alınan kararda bu davanın devamı niteliğindedir." dedi.

İpek, "Ovacık Altın Madeni'nin Koza Altın işletmeleri A.Ş tarafından satın alınmasından sonra , tesbit edilen eksikler, ÇED raporu dahil giderilmiş, tüm gereklilikler yerine getirilerek GSM İşyeri Açma Ruhsatı alınmıştır. Bu nedenle İnsan Hakları Mahkemesi'nin aldığı karar eski döneme ait bir karar olup Koza Altın İşletmeleri Ovacık Altın Madeni'nin çalışması ve yeni aldığı izinlerle alakalı değildir. Üretim sorunsuz ve kesintisiz devam etmektedir." şeklinde konuştu.

Dava açan 315 kişi, Türkiye Cumhuriyeti'nden 3 biner avro tazminat almaya hak kazanırken şirketin yeni sahibi Koza Altın İşletmeleri AŞ ise kararın eski döneme ait olduğunu, üretimin kesintisiz olarak devam ettiğini açıkladı.

Bergama madeniyle ilgili açtığı davayla müvekkili olan 315 kişinin Türkiye'den 3 biner avro tazminat kazanmasını sağlayan Av. Senih Özay, 1999 yılında AİHM'ye sabah ve öğleden sonra olmak üzere iki dava açtıklarını ve çok sayıda avukat arkadaşıyla aynı gün açtıkları ilk davanın 10 Kasım 2004'te aleyhlerinde, tek başına açtığı ikinci davanın ise bugün lehlerinde sonuçlandığı söyledi.

AİHM'nin Türkiye'deki geleneği iyi takip ettiğini ve sağcı solcu hükümetler arasında fark olmadığını gördüğünü söyleyen Özay, Türkiye'deki hükümetlerin tek düşüncesinin çok uluslu şirketleri üzmemek ve kızdırmamak olduğunu dile getirdi.

Türkiye'de davaları kazanmalarına rağmen hukuksuzluğun hüküm sürdüğünü iddia eden Özay, davanın köylülerin lehine sonuçlanacağın tahmin ettiklerini kaydetti. Bergama'daki altın madeninin çalışmasının Türkiye'deki onlarca yargı kararından sonra AİHM'nin kararıyla da hukuku ve insan haklarına aykırı bulunduğunu dile getiren Özay, "Ama ne yazık ki, bütün bu yargı kararlarına, altın madeninin zararlarını, tehlikelerini gösteren yüzlerce bilimsel rapora, yöre halkının tepkisine rağmen, altın madeni yargı kararlarının arkasına dolanılarak tesis edilen işlemlerle çalışmaya devam etti. AİHM önündeki ikinci Bergama dosyasında da, aynı birinci karar gibi Bergama'da altın madeninin çalışmasının, yargı kararlarının uygulanmaması anlamında adil yargılama hakkını, çevre ve insan yaşamı açısından yarattığı zarar ve tehlikeler bakımından, özel yaşamın dokunulmazlığı hakkını ihlal eder nitelikte olduğuna karar vermiştir." dedi.

Bergama olayında 10 yıldır yargı kararlarını uygulamayan devletin ikinci AİHM kararını uygulayacağı konusunda da umutlarının az olduğunu ifade eden Özay, Bergama köylülerinin yıllardır verdikleri mücadelenin boşa gitmediğini, hukuk devletinin er ya da geç yaşama geçtiğini görmek istediğini dile getirdi.

Özay, 2005 yılının haziran ayında 1479 kişi adına açtığı üçüncü davanın da leyhte sunuçlanması durumunda Türkiye'nin yaklaşık 4 milyon 437 bin avro tazminat ödeyeceğini belirtti.

Bergama Belediye eski Başkanı ve Bergama Çevr