Yunanlılar ortaklık için İstanbul'da
Çeşitli sektörlerden Yunan firmalarının temsilcileri, Türk firmalarıyla işbirliği olanakları kurmak amacıyla İstanbul'da temaslarına başladı.
Yunanistan Dış Ticaret Müsteşarlığı, Selanik Sanayi Odası ve İstanbul Başkonsolosluğu Ticaret Ataşeliğinin The Marmara Otelde düzenlediği ortak organizasyonla; ahşap ve laminant, tarım makineleri ve yedek parçaları, kimyasal temizlik ürünleri, doğal ve bitkisel kozmetik, ilaç, telekomünikasyon ve bankacılık gibi sektörlerde faaliyet gösteren dokuz Yunan firmasının temsilcileri, 42 Türk firmasının temsilcileriyle iş ve güç birliği olanaklarını incelemek ve yeni ticari ilişkiler geliştirmek amacıyla ikili görüşmeler gerçekleştirdi.
Toplantıya ilişkin soruları yanıtlayan Yunanistan'ın İstanbul Başkonsolosluğu Ekonomi ve Ticari Ateşesi Dimitris Chalepidis, son senelerde Türkiye'de, özellikle bankacılık sektörü başta olmak üzere bütün sektörlerde çok büyük gelişmeler yaşandığını belirterek, ''Bu yüzden böyle bir ülke yabancıların ilgisini çekiyor'' diye konuştu. Ekonomide atılan kararlı adımların sonucunda özellikle faiz konusunda yaşanan olumlu gelişmelerin Türkiye'nin ilerlemesini sağladığını vurgulayan Chalepidis, ''Önemli olan da ekonomik açıdan ilerleme ve açılma zaten'' dedi.
''TÜRKLER VE YUNANLILAR BİRBİRİNE GÜVENİYOR''
Chalepidis, son dönemde Türk ve Yunan firmaları arasındaki yakınlaşmaya ilişkin olarak da ''Politikacıların tutumu başka, ticaretle uğraşan insanların, iş adamlarının tutumu başkadır. Ama son dönemde politikacılar da yakınlaşmaya, yan yana gelmeye karar verdiler. Politikacılar yan yana geldiğine göre, iş adamları da tabii ki bir araya gelmek istiyorlar'' değerlendirmesini yaptı. İş adamlarının, en başta iki ülkenin birbirine coğrafi yakınlığı ve düşünce tarzlarının aynı olması dolayısıyla işbirliği yapmak istediklerine dikkat çeken Chalepidis, şunları söyledi:
''Ekonomik açıdan Türkiye'den gelen bir mal, Çin'den gelenden uzaklık bakımından bakıldığında çok daha ucuzdur. Ama önemli olan mesafeden çok düşünce tarzının, mantalitenin aynı olmasıdır. Ben ticari ateşe olarak değil insan olarak baktığımda şunu görüyorum; bir Türk ile bir Yunan masaya oturup (tamam) dediği zaman o iş olur, anlaşır ve o işi yapar. Ama (hayır) dedikleri zaman da hayırdır, yani anlaşmadığı zaman da bu açıktır. Böyle olması, ticaretle uğraşan insanlara, her iki tarafa da güven veriyor.''
''İKİLİ TİCARET HACMİ 2 MİLYAR DOLARI AŞACAK''
Dimitris Chalepidis, Türkiye ile Yunanistan arasında bu yıl ikili ticaret hacminin 2 milyar doları aşacağını, özellikle 2001'de Türkiye'de yaşanan büyük krizden bu yana ikili ticarette çok büyük artış olduğunu kaydederek, ''Ticaret hacminin 4 sene önce 1 milyarın altında olduğu düşünülürse, sağlanan gelişme açıktır. Üstelik böyle bir ticaret hacmi varken, yaşanan problemler de o kadar azdır'' dedi.
TÜRKİYE'NİN AB YOLCULUĞU
AB Komisyonunun Türkiye'ye ilişkin önerilerinin yer aldığı tavsiye kararının, Türkiye'nin AB üyelik sürecini nasıl etkileyeceğinin sorulması üzerine de Chalepidis, şu karşılığı verdi: ''Türkiye, ekonomik açıdan iyi gidiyor. Böyle devam ederse, özellikle de devletin ekonomi politikaları böyle giderse AB standartlarına çok daha yakın olacak. Fakat AB'ye girebilmek için sadece ticaret yeterli olmuyor. Kültür, inanç, düşünce gibi faktörler de etkili oluyor. Zaten bir ülkenin AB'ye giriş sürecinin problemsiz olması imkansızdır, hele de sürenin kısalığı da göz önüne alınırsa bu çok normaldir. Önemli olan, iki tarafın da hem Türkiye'nin hem de Avrupa'nın arayı bulmasıdır. Son dönemde yaşanan sorunlar küçük değildir, ama zamana ihtiyaç vardır. Bu, her ülkenin AB'ye giriş sürecinde yaşanan şeylerdir. Problemleri aşmak için zaman lazım. Politikacılar genelde problemin bugün için önemli olduğunu söylüyor, ama ileride ne kaybettiklerini düşünmüyorlar.''
Türkiye ile Yunanistan birçok problemleri olmasına rağmen çok yan yana geldiğini, çünkü düşünce tarzlarının, bakış açılarının daha yakın olduğunu gördüklerini dile getiren Chalepidis, ''Bunu özellikle Türkiye'nin Ege kıyıları ile Yunanistan adaları arasında çok iyi görüyoruz, oradaki ilişkiler çok daha kuvvetli, kültür, turizm, düşünce açısından çok daha yakınlar, bunu görüyorlar. Bu kültürel yakınlık, son yıllarda meyvelerini ekonomik hayatta vermeye başladı'' diye konuştu.