Unakıtan'a DB'den ilginç teklif
Maliye Bakanı Kemal Unakıtan, özelleştirmelerde izledikleri politikayı anlatırken, ''Halk tabiriyle şöyle:" dedi ve Nasrettin Hoca fıkrasını örnek gösterdi.

Maliye Bakanı Kemal Unakıtan, özelleştirmelerde izledikleri politikayı anlatırken, 'Halk tabiriyle şöyle: (Satışa çıkıyoruz arkadaş, parayı veren düdüğü çalar)' dedi.
Unakıtan, AK Parti Ankara İl Başkanlığı Siyaset Akademisi'nde 'Dünyada ve Türkiye'de Özelleştirme Politikaları' konulu ders verdi. Bakan Unakıtan, rekabete dayalı piyasa ekonomisine geçebilmek için devletin ekonomik faaliyetlerden elini çekmesi gerektiğini ifade ederek, kar eden, etmeyen ayrımı yapmadan takvimde yer alan tüm kurumların özelleştirmelerini tamamlayacaklarını söyledi.
2003-2005 döneminde '85 şirket, kuruluş ve işletmedeki kamu hisseleri; 6 liman; 3412 varlık ve gayrimenkulün satış ve işletme hakkı devrinin yapıldığını' ifade eden Unakıtan, '20 yılda 8 milyar dolar özelleştirme yapıldı. Biz ise son 3 yılda 18.4 milyar dolarlık özelleştirme gerçekleştirdik' dedi.
Unakıtan, Özelleştirme İdaresi Başkanlığı bünyesinde yapılan bu özelleştirmelere, Atatürk Havalimanı, Vakıfbank, Galataport özelleştirmeleri ile TMSF'nin yaptıkları da dahil edildiğinde rakamın 32 miyar 748 milyon dolara yükseldiğine işaret ederek, şöyle konuştu: 'Galataport için 'nasıl verdiniz' diye konuşuyorlar. Bizim özelleştirmede bir metodumuz var, bu kısaca halk tabiriyle: (Satışa çıkıyoruz arkadaş, parayı veren düdüğü çalar) Onun için bizim bütün ihalelerimiz gayet açık, milletin önünde, şeffaf oluyor.
Bazıları çok şeyler ümit ettiler biz hükümete geldiğimizde. Efendim özelleştirmeleri yaparken (Bunun parasına, puluna bakmayın, yapacak kimler, onlara verin) dediler. Parayı veren yapamayacak, bazı beyler yapacak, alışmışlar. Orası senin, burası benim, ancak onlar alır, başkası alamaz. Artık ismi duyulmamış nice kimseler bastırıyor parayı, alıyor. Kim varsa, bileğine, parasına güvensin, bastırsın alsın, mal onundur.'
'BİZİM MALLARI DA SATAR MISINIZ?'
Unakıtan, Dünya Bankası'ndaki uzmanlarla da görüştüğünü ve onların da Türkiye'nin izlediği yolu 'en doğru yol' olarak gösterdiğini ifade ederek, sözlerine esperili bir anlatımla sürdürdü: 'Bize bir çok müracaat var; (Aman sayın bakanım, biz bu fiyatlara satamıyoruz, bizim malları da satar mısınız?) Şimdi ayrı bir fasıl açacağız bütçeye gelir kaynağı: (Her türlü mal satılır, komisyonlar falan yere aktarılır.) Ciddi ciddi de teklif edenler var. (Sayın Bakan, ben satamadım bir türlü Özelleştirme'ye söylesek Özelleştirme İdaresi satsa olur mu?) diye.'
HYUNDAI YATIRIMI
Bakan Unakıtan, Davos'ta, Ofer'le yaptığı görüşmeye ilişkin eleştirilere de değinerek, 'Nasıl konuşmayayım onlarla. Ben oraya onlarla, Türkiye'ye gelecek yatırımcılarla konuşmak için gittim' dedi. Türkiye'nin yurtdışında tanıtımını yaparak yabancı sermayeyi çekmeye çalıştıklarını anlatan Unakıtan, ülkede sermaye birikimi az olduğu için yabancı sermayeye ihtiyaç duyulduğunu söyledi.
Unakıtan, Bulgaristan, Polonya, Çekoslavaya gibi ülkelerin de aynı durumda olduğunu belirtirken, Hyundai yatırımına değindi ve 'Bak Hyundai gelmiş şimdi (Çekler bana bunu veriyor siz verirsiniz) diyor. Herkes peşinde. Bizde de bazı aklıevveller çıkmış: (Yabancı yatırımcıya ne lüzum var efendim) diyor. Bu kadar dar düşünen adamı hiçbir yere koymamak lazım, onların bazıları yanlışlıkla Parlamento'ya girmiş ben ona hayret ediyorum' diye konuştu.
Unakıtan, bir dinleyicinin, Hyundai yatırımına ilişkin sorusu üzerine mevcut koşullar içinde ellerinden geleni yapacaklarını, ancak kimseye özel bir uygulamanın olmayacağını kaydetti. Teşvik ka