TÜSİAD'ın IMF'de ısrarının ardında ne var?
Kiz, Türkiye'de hükümet ve iş dünyasından bazı çevreler arasında tansiyonu yükselen polemiğe yol açtı.
ABD'de konut kredileri piyasalarında başlayan ve kısa sürede bütün dünyayı etkisini altına alan küresel kriz, Türkiye'de hükümet ve iş dünyasından bazı çevreler arasında tansiyonu yükselen polemiğe yol açtı.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ve hükümet yetkilileri, Türkiye'nin küresel krizden en az zararla çıkması için gereken bütün önlemlerin alındığını belirtirken, kriz uyarısı yapanları da “yangına körükle gidenler” olarak nitelendirdi.
Ancak gelişmiş ülkelerin, birbiri ardına batan bankalara yönelik trilyonlarca dolarlık kurtarma planlarını açıkladığı ve bankaların zarar ve yükümlülüklerini üstlendiği kriz şartlarında, uluslararası kurumların da teyidiyle Türk bankacılık sistemi belki de en sağlam dönemini yaşıyor.
Uzmanlar, krizin asıl kaynağı olan mortgage tahvilleri ve 'zehirli varlıklar' olarak nitelendirilen türev ürünlerin bankaların bilançolarında yer almamasının, Türkiye'nin mali sistemini hasardan büyük ölçüde uzak tuttuğunu belirtiyor.
Bankaların sermaye rasyoları ve açık pozisyon riski açısından sağlam durduğu ve 'kurtarılmak isteyen' bankanın olmadığı bir dönemde 'kriz söylemini' ısrarla sürdüren çevreler, soru işaretlerini akla getiriyor.
BORÇLU ŞİRKETLER TEHLİKEDE
Ekonomi uzmanları, krizin asıl etkisinin, yıllardır düşük kur avantajından yararlanarak pozisyon açıp para kazanan şirketler üzerinde hissedileceğini belirtiyor.
Türkiye'nin küresel krize bağışık olmadığı ve mevcut şartların büyümeyi yavaşlatacağı, tüketimi azaltacağı ve kredi hatlarında daralmalara yol açacağı uzmanların ittifakla belirttiği bir husus. Bu çerçevede hükümetin reel sektörü rahatlatacak adımlar atması ve piyasalarda güveni yeniden tesis edecek adımlar atması bekleniyor. Ancak "kriz çığırtkanlarının", yönetemedikleri riskleri devlete ve dolayısıyla vergi mükelleflerine fatura etmelerinin de önüne geçilmesi gerektiğine işaret ediliyor.
IMF İLE ANLAŞMA ŞART
Görüşlerinize başvurduğumuz Galatasaray Üniversitesi Öğretim Görevlisi Seyfettin Gürsel de, dövizle borçalanan şirketler ve aşırı büyümeden kaynaklanan sorunların ciddi bir endişe kaynağı olduğunu söyledi.
Piyasalardaki belirsizliğin ve özellikle kurlardaki oynaklığın durması için IMF ile anlaşmanın elzem olduğunu savunan Gürsel, hükümetin acil bir basın toplantısıyla IMF ile prensipte anlaşıldığını duyurması gerektiğini ifade etti.
Star
