Dolar
41,2763
0,16%
Euro
48,5773
0,22%
Sterlin
56,1006
0,26%
Bitcoin
4.646.066
0,78%
BİST-100
10.511,65
0,60%
Gram Altın
4.846,403
0,60%
Gümüş
41,27
-0,19%
Faiz
42,87
0,00%

Türkiye'de otellerde lüks kumarhanelerin açıldığı 1990'larda neler yaşanmıştı, kumarhanelerin yasaklanmasına hangi olay neden olmuştu?

Son kumar ve bahis operasyonlarında, lüks rezidansların 'bahis evleri' olarak kullanıldığının ortaya çıkması 1990'larda Türkiye'de kumarın otellerde oynatılmasını ve sonra yasaklanmaya giden süreci hatırlattı.

10.09.2025 10:03Güncelleme: 10.09.2025 10:21
Türkiye'de otellerde lüks kumarhanelerin açıldığı 1990'larda neler yaşanmıştı, kumarhanelerin yasaklanmasına hangi olay neden olmuştu?
16px
32px

Burak ARTUNER 

1980 darbesi sonrası... 

1983'te askerî yönetim tarafından siyasi faaliyetlere getirilen yasağın kaldırılmasının ardından, Turgut Özal Anavatan Partisi'ni (ANAP) kurdu. ANAP, 1983 genel seçimlerinde yüzde 45,14 oranında oy alarak parlamentoda çoğunluğu kazandı ve Özal, 45. Türkiye Hükûmeti'ni kurarak Türkiye'nin Başbakanı oldu. 

Ekonominin durumu iç acıcı değildi. Özal, turizm gelirlerinin artırılması amacıyla kumarhanelerin açılmasına onay verdi. 

Özal aslında, Türkiye'nin doğal güzelliklerini de öne çıkarıp, Monte Carlo gibi zengin turistleri Türkiye'ye çekebilmeyi umuyordu. En başta hedef turistlerdi ancak Anayasa Mahkemesi kumarhanelerin 'eşitlik' gereği Türk vatandaşlarına da açılamasına yönelik bir karar başladı. 

Türkiye'nin her yerinde İstanbul başta olmak üzere lüks otellerin içinde kumarhaneler açılmaya başlandı. Sadece İstanbul'da 5 yıldızlı oteller içinde açılan kumarhane sayısı kısa sürede 30'u aşmıştı...

EV KADINLARI KUMARHANELERDE "GÜN" YAPIYORDU

Bu kumarhaneler müşteri çekebilmek için açık büfe ücretsiz hizmet sunuyordu. 

O yıllarda ev kadınları bile kumarhanelerin slot makinelerinin ışıklarının etkisi altına hızlıca girivermişti. 

Kumarhanelerde toplaşıp adeta 'kumar günleri' düzenliyorlardı. 

Tabii dar bütçeleriyle kumarhane batağına giren Türk insanı, cenderede sıkışmaya başladı. 

İNTİHAR EDENLER, VARINI YOĞUNU SATIP KUMARA YATIRANLAR

O zamanlar Sabah'ta polis muhabirliği yapıyordum. 

Bir gün her şeyini kaybeden bir adamın kumarhanenin önünde intihar ettiğini görüyorduk. 

Bir gün Anadolu'dan gelip kamyonunu satan, kumara oturunca elindeki tüm parayı kaybeden ve sonra paniğe kapıldığı için ailesine  "Kamyonu sattım, paramı vapurda uyurken çaldılar" diye yalan söyleyen Anadolu gençleri gördük, tanıdık. 

"PARASI OLMAYAN KUMAR OYNAYAMAZ" MI? 

Başbakan Özal o dönemde yöneltilen eleştirilerle ilgili Bodrum'da yaptığı bir açıklamada, "Kumarın Türkiye'de artması zenginlik işaretidir. Parası olmayan kumar oynayamaz" diyerek olaya başka bir boyuttan bakıyordu. 

KANGRENE DÖNÜŞTÜ

Tüm bunlar az zamanda kumarın, toplumsal bir kangrene dönüştüğünü gösteren işaretlerdi. Kumarla birlikte mafyanın gözü de dikkati de kumarhanelere çevrilmişti. Çünkü, kumarhaneler kara para aklama için elverişli bir imkan sunuyordu. Özellikle terörden gelen paranın kumarhanelerde aklandığına ilişkin devletin ilgili birimlerinden gelen raporlar vardı. 

HER ŞEYİ DEĞİŞTİREN SUİKAST

O yıllar aynı zamanda PKK terörünün en yoğun adeta bir savaş yoğunluğunda yaşandığı yıllardı. 

Tarih... 28 Temmuz 1996

Kumarhaneler Kralı olarak bilinen Ömer Lütfü Topal, otomobiliyle evine giderken İstanbul Yeniköy'de son derece profesyonel bir suikast sonucu çapraz ateşe tutularak öldürüldü. 

Sonrasında devletin bazı birimlerindeki insanların bu suikastı organize ettiğine dair bulgular ortaya çıktı, yargılamalar yapıldı, hükümler verdi, oralara girmeyeceğim...

Bu olay zaten kamuoyunda büyük tartışmalara neden olan kumarhaneler için de sonun başlangıcı oldu. 

Bu olaydan tam 14 gün sonra Başbakanlığı kumar makinelerine 'Tek Kollu Canavar' adını veren Necmettin Erbakan'ın üstlendiği Refahyol hükümeti kumarhanelerin faaliyetlerini durdurmak için yasa çıkardı. Dönemin Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel, 15 Ağustos 1996’da kumarhaneleri yasaklayan yasa tasarısına onayladı. Kumarhanelerin 6 ay içinde tümüyle kapatılması kararlaştırıldı. 

AĞLAYARAK VEDA ETTİLER

6 ay çabuk geçti... Kumarhanelerin kapatıldığı gece basın takipteydi. Kumarhanenin kapatıldığı saat 24.00'ü gösterdiğinde yaşananlar bir gazete haberinde şöyle aktarıldı:

Kumarhanelerde, saatler tam 24.00'ü gösterdiğinde hüzünlü anlar yaşandı. Bayan müdavimlerle krupiyeler, gözyaşlarını tutamadılar ve birbirlerine sarılarak vedalaştılar. bu arada bazı kumarhane görevlileri, basın mensuplarını tartaklayarak istenmeyen olayların yaşanmasına neden oldular. Kuşadası'ndaki bir kumarhanenin çalışanları "Bizi bu hale basın getirdi. Bundan sonra basın bizim en büyük düşmanımız. Savaş açacağız, sokağa ineceğiz" 

İşte böyle, yasal kumarhaneler kapatıldı gitti ama yasadışı ve sanal kumar teknolojinin de gelişmesiyle aldı başını gitti. 

Her gün yapılan baskınlar, onlarca gözaltılar... 

Sonuçta rezidanslarda bile 'bahis evleri' adı altında kumar oynatma girişimleri...

Özal'ın o sözü çınlıyor kulaklarımda: "Kumarın artması zenginliğin işaretidir. Parası olmayan kumar oynayamaz."

Gerçekten öyle mi acaba?

patronlardunyasi.com