'Tayyip Bey, 'Cumhurbaşkanlığına aday değilim' dedi'. Peki hedefi ne?

Murat Sabuncu'nun yazısı..
    
 
Tayyip Bey, Çankaya’ya AKP’ye yakın ama toplumun çoğunluğunun onayını alacak akil bir isim getirecek. 2007 seçimlerine de partisinin başında girecek. Ancak bir dahaki Cumhurbaşkanlığı seçimlerine doğru Türkiye için başkanlık sistemini tartışmaya açarak ülkeyi başkanlık sistemine geçirecek. Ve Türkiye’nin ilk başkanı olacak.

Başbakan Tayyip Erdoğan, 2007 Mayıs'ında "köşk"e çıkacak cumhurbaşkanında olması gereken özellikleri çizdi: Liderlik, ülkeyi temsil, toplumun tamamını kucaklama, herkese eşit mesafe, gerginlik yaratmama, birlik ve beraberlik zemini hazırlama, koordinasyon. Sonra AKP’nin cumhurbaşkanını seçerken göstereceği tavır konusunda da mesajlar verdi. Örneğin diğer partilerle uzlaşma arayabileceğini ima etti. “Parlamento içi ve parlamento dışı” ilişkilere de dikkat çekti. "Özellikle 'dışı' 30 Ağustos’tan sonra daha sert bir tavır içinde olabilir” diye mi düşündü acaba bunu söylerken, kim bilir?

Kimileri bu konuşmadan Tayyip Erdoğan’ın cumhurbaşkanlığına adaylığını ilan ettiği sonucu çıkardı. Ben tam tersini düşünüyorum. Erdoğan, tarif ettiği kişinin kendisi olmadığını biliyor ve kamuoyuna önümüzdeki aylarda sürpriz bir şekilde “ilginç bir isim önerebilir.” Erdoğan’ın saydığı kriterler içinde ona en yakını belki de liderlik özelliği. Ancak bu liderliğin kendi partisi AKP içinde de "olmazsa olmaz" olduğunun bilincinde. Erdoğan, son günlere kadar kendisinden sonra partisinin geleceği üzerine uzun süren fikir jimnastiği yaptı. Milli Görüş günlerinden tanıdığı, halen kabinede bakanlık yapan bir “ağabey”inin işadamları grubuna anlattığına göre en büyük korkusu Çankaya Köşkü’ne çıkarsa partisinin küçülebileceği. Kendisinden sonra partisini yönetebilecek liderlik gücüne sahip bir isim göremiyor.

Erdoğan'ın başkanlık planı

Anlatılanlara göre Tayyip Bey’in planı şöyle: Çankaya’ya AKP’ye yakın ama toplumun çoğunluğunun onayını alacak akil bir isim getirecek. 2007 seçimlerine de partisinin başında girecek. Ancak bir dahaki cumhurbaşkanlığı seçimlerine doğru Türkiye için başkanlık sistemini tartışmaya açarak ülkeyi başkanlık sistemine geçirecek. Ve Türkiye’nin ilk başkanı olacak.

Tabii bunlar kulislerde konuşulanlar. Ancak herkes biliyor ki Erdoğan,  adımlarını emin atmak isteyen bir isim. Şu anda Çankaya’yı hem de türbanlı eşiyle birlikte zorlamak için erken olduğunu düşünüyor. Hele ekonomi de siyasete bağlı bu kadar olumsuz sinyal verirken.. Tek güçlüğü, önereceği ismin eşinin türbanlı olup olmayacağı. Eğer türbansız bir aday önerirse Bülent Arınç ve bir grup AKP’li ismi kaybedebileceğini görüyor. Erdoğan’ı zor bir karar süreci bekliyor.

Erdoğan’ın sempatik İtalyan arkadaşı

Tayyip Erdoğan’ın İtalya’nın eski Başbakanı Berlusconi ile “arkadaşlığı” bilinirdi. Her iki yönetici de birbirlerine böyle hitap ederlerdi. Bugün Türkiye’ye İtalyan basınının önemli dergisi Panaroma’nın deyimiyle “Erdoğan’ın arkadaşı Emma Bonino’ geliyor. Dergiye göre İtalya’nın Avrupa Birliği ile ilişkilerden sorumlu bakanı Bonino, Türkiye’nin hem AB’ye girişi için hem de İtalya-Türkiye ekonomik ilişkilerinin geliştirilmesi için temaslarda bulunacak. Bonino, Avrupa’da Türkler için çok olumlu çabalar sarf etmiş bir kişi. Bundan bir süre önce La Stampa gazetesinde “Bonino, Müslüman  Ülkenin AB'ye Girişi Konusunda Şüphecileri Yanıtlıyor" başlığı altında ve Francesca Paci imzasıyla bir söyleşi yayımlanmıştı. Bu söyleşinin önemli kısımları şöyle: 

SORU: German Marshall Fund'ın ya