'Süper zenginler' İstanbul ve Adana'da
Türkiye'de 'süper zenginler' olarak tanımlanan en zengin yüzde 1'lik dilimde bulunanlar, ağırlıklı olarak İstanbul ve Adana'da yaşıyor.

İstanbul'daki 'süper zenginler'in hane halkı geliri 27.5 milyar TL iken, bu rakamın Adana'da 18 milyar TL olduğu bildirildi.
Türk Mimar ve Mühendis Odaları Birliği (TMMOB) Adana İl Koordinasyon Kurulu (İKK) tarafından Seyhan Oteli'nde bu yıl ikincisi organize edilen 'Kent Sorunları Sempozyumu' sona erdi. Sempozyumun son gü nünde yaptığı konuşmayla bir Adana profili ortaya koyan İKK Sekreteri Mustafa Altıokka, kentin uzun yıllardan bu yana işsizlik sıralamasında Türkiye'de ilk sıralarda yer aldığının altını çizerek, 2009 yılında Türkiye genelindeki işsizlik oranı yüzde 11 iken, bu rakamın Adana'da yüzde 20.5 olarak açıklandığını hatırlattı.
"ADANA SINIF ÇELİŞKİSİNİN EN DERİN OLDUĞU İLLERİN BAŞINDA GELİYOR"
Adana Valiliği verilerine dikkat çeken Altıokka, kentte Sosyal Güvenlik Kurumu'na (SGK) bağlı olarak çalışan kişi sayısının 356 bin 545 olmasına rağmen yeşil kart sahibi aile sayısının 322 bin 525'e ulaştığını, bu durumun da kentteki yoksulluğun en temel g östergesi olduğunu söyledi. Kentin sınıf çelişkilerinin en derin olduğu illerin ba şında yer aldığını dile getiren Altıokka, "Örneğin 'süper zenginler' olarak tanımlanan en zengin yüzde 1'lik dilimde bulunanların yaşadığı illerin başında İstanbul gelirken, Adana ise ikinci sırada yer alıyor. İstanbul'da yaşayanların aylık hane halkı geliri 27.5 milyar TL'ye ulaşırken, Adana'daki süper zenginlerin aylık hane halkı geliri 18 milyar TL'dir. En zengin yüzde 1'lik kesim Adana ve İstanbul'da il gelirinin yüzde 29'una sahip ve bu durum iller sıralamasında birincidir" dedi.
"ADANA GÖÇ ALAN DEĞİL, GÖÇ VEREN KONUMUNDA"
Özellikle son yıllardaki verilere dikkat edildiğinde Adana'nın göç alan değil, tam tersine göç veren bir konumda olduğunun görülebileceğini ifade eden Altıokka, 2009 yılında kente gelenlerin sayısı 53 bin 685 kişi olmasına karşın verilen göçün ise 54 bin 109 kişi olduğunu, net göç hızının da yüzde 0.2 olarak kayıtlara geçtiğini kaydetti. Altıokka, "Bu durumdan şunu söyleyebiliriz; kentimize gelen-giden sayısı yaklaşık birbirini dengelemesine karşın, yıllık artışı ülke ortalamasının üstündedir. Yani, Adana doğurganlığı yüksek bir ildir. Kent merkezinde yaşayanların nüfus hareketleri son derece dinamiktir. Bu durumdan kısa ve uzun vadede kenti yönetenlerin bütüncül sonuçlar çıkarması bir zorunluluktur" diye konuştu.
"KÖY VE BELDELER KENT MERKEZİNE YÜKSEK ORANDA GÖÇ VERİYOR"
Adana kent merkezinde bir milyon 805 bin 145, belde ve köylerdeyse 257 bin 81 kişinin yaşadığı nın altını çizen Altıokka, söz konusu verilere göre Adana'da kentte yaşayanlar ın oranının yüzde 87.5 gibi çok yüksek bir oran olarak göze çarptığını vurguladı. Buna göre kent merkezinde nüfus artış hızının yüzde 23.40, belde ve köylerdeyse yüzde 22.60 olduğu bilgisini veren Altıokka, Adana'nın köy ve beldelerinin oldukç a yüksek oranda göç verdiğini, bu göçün de büyük bir bölümün ün Adana kent merkezine doğru olduğunu belirtti. İlçelerdeki nüfus hareketliliğin yine aynı dinamik yapıya sahip olduğunu kaydeden Altıokka, Ceyhan ve Kozan dışındaki ilçelerin göç vermediğini, merkez ilçelerdeki nüfus artış oranlarına bakıldığındaysa son derece çarpıcı verilere ulaşıldığını ifade etti. Merkez ilçe Çukurova'nın en yüksek nüfus artışına sahip olduğuna dikkat çeken Altıokka, ilçenin mevcut sosyoekonomik yapısı göz önüne alındığında diğer illerden veya kentin diğer ilçelerinden Çukurova'ya göç olduğunun görülebileceğini söyledi.
"HEMŞEHRİLİK BİLİNCİNİN YENİDEN SORGULANMASI GEREK"
'Adanalı' olarak doğanların oranının yüzde 61.4 olduğuna işaret eden Altıokka, bu oranının da diğer illere göre oldukça yüksek olduğunu belirtti. Alt ıokka, açıklamasını şöyle sürdürdü:
"Bir diğer ifadeyle de Adana'da önemli ölçüde dışarıdan gelen göçle 'Adanalı' bulunmaktadır. 'Adanalılık' kavramının bu noktada irdelenmesi, değişen nüfus bileşeni ile hemşehri bilincinin de yeniden sorgulanması gerektiği açıktır."
2009 yılı verilerine göre Adana'da 147 bin 397 kişinin okuma-yazma bilmediğini ifade eden Altıokka, bu rakamın Ankara'da 147 bin 939, Bursa'da ise 106 bin 247 olduğunu hatırlattı. Bu durumun nedenlerinin araştırılmasının oldukça önemli olduğunu vurgulayan Altıokka, kentin mevcut imar durumuyla ilgili de değerlendirmelerde bulundu.
"ADANA'NIN GELECEĞİNİ BELİRLEME GÜCÜ ELDEN KAÇIRILDI"
Yaklaşık 30 yıl önce Adana için dile getirilen 'imarlı kent; 200 bin yeni konut, bir milyon nüfuslu yeni Adana modeli'nin tarlaların apartmanlaşmasıyla yüksek emlak rantının sağlanmasına yol açtığını söyleyen Altıokka, "Her türlü kent estetiğinden yoksun, bloklar halinde beton yığını oluşturarak planlı ve kimlikli kentleşme ilkelerini tümüyle yadsıyan bu model, mevcut eski Adana'ya öldürücü bir darbe vurması dışında bir yarar sağlamamıştır. Geldi ğimiz noktada Adana, nostaljik geçmişiyle küresel güçlerin kendisine hazırladığı muhtemel geleceği arasına sıkışmış; kentin sahiplerinin Adana'nın geleceğini belirleme gücünü ellerinden kaçırıp, dış dinamiklere terk etme ihtimali ile yüz yüze kalmıştır" diye konuştu.