Dolar
42,2362
0,00%
Euro
48,8513
0,02%
Sterlin
55,6256
-0,10%
Bitcoin
4.434.570
-0,82%
BİST-100
10.789,03
-1,24%
Gram Altın
5.607,331
0,44%
Gümüş
50,75
0,48%
Faiz
39,77
0,00%

Seçkin iş insanları, finansçılar, bugün ABD'de piyasaya çıkan David McWilliams'ın 'Paranın Tarihi: İnsanlığın Hikayesi' kitabını okumaya başladı

ABD'de ünlü ekonomist David McWilliams'ın "Paranın Tarihi: İnsanlığın Hikayesi" adlı kitabı bugün ABD'deki kitapçılarda raflardaki yerini aldı. Seçkin ekonomistler, finansçılar ve tarihe meraklı çevrelerin heyecanla beklediği kitapta, neler var? Sizler için kısa bir derleme yaptım.

10.11.2025 15:00Güncelleme: 11.11.2025 06:44
Haberi paylaşın
Seçkin iş insanları, finansçılar, bugün ABD'de piyasaya çıkan David McWilliams'ın 'Paranın Tarihi: İnsanlığın Hikayesi' kitabını okumaya başladı
16px
32px

Burak ARTUNER 

İnsanlık tarihinde kaydedilen ilk kişisel isim bir krala veya rahibe ait değildi. Mezopotamya'da yaşayan Kasım adında Sümerli bir bira üreticisine aitti ve adı, aldığı bir krediyi belgelemek için bir kil tablete yazılmıştı.

Antik Sümer'den kalma bu tablette tahıl dağılımı belgeleniyor.

YÜZDE 33 FAİZLİ KREDİ 

Yaklaşık 5.000 yıl önce, bir parti bira yapmak için biraz arpa ödünç almış ve ilginç bir şekilde borçlarını yazmıştı.

Ancak 'küçük' bir sorun vardı: Faiz oranı yüzde 33'tü ve zaman daralıyordu. Birayı yeterince hızlı üretebilecek miydi? Maaşını alabilecek miydi? Arpa fiyatları düşüp onu mahvedecek miydi?

Ekonomist David McWilliams'ın “ Paranın Tarihi: İnsanlığın Hikayesi ” adlı kitabı Henry Holt Yayınları'ndan bugün piyasaya çıktı. Bu kitapta, Sümerler döneminden kalma ve ilk ismi geçen Kasım'a ait bu belgede yer alıyor. Kitapta, "Kasım'ın gece geç saatlerde bol hasat için dua ederken hayal edebiliyoruz” ifadelerine yer veriliyor. 

"FAİZ BÖYLE İŞLER..."

Kasım'ın finansal kaygıları, gerçekten de öyle oldukları için, dikkat çekici derecede modern hissettiriyor. McWilliams, kredisinin faiz oranının keyfi olmadığını, "parayla ifade edilen zamanın bedeli" olduğunu yazıyor. Ayrıca şu değerlendirmede bulunuyor: "Bu oran, kredi verenin risk, fırsat maliyeti ve borçlunun çaresizliğini hesaplamasını temsil ediyordu. İster Bronz Çağı'nda bir bira üreticisi olun, ister öğrenci borcu olan bir Y kuşağı mensubu olun, faiz böyle işler."


 
"BİR KESE DOLUSU PARA TAŞIYAN TANRI MERKÜR"

Yazar Williams, daha sonra ibadetin belirgin bir şekilde ticari bir boyut kazandığı Pompeii'ye geçiyor ve şunları yazıyor: "Arkeologların antik kentte ortaya çıkardığı 29 güzel ve süslü mozaiğin 19'unda, tekrar eden bir görüntü beliriyor. Bu, bir kese dolusu para taşıyan kanatlı bir adam - tanrı Merkür."

McWilliams'ın yazdığına göre, Merkür, herhangi bir Olimpik yeteneğinden dolayı değil, ticaretin tanrısı olduğu için büyük saygı görüyordu: "Bir pazarlıkçı, satıcı, büyüleyici, güvenilir bir ortak ve aynı zamanda bir düzenbaz, tefeci ve iş bitiriciydi."

ROMALILARIN KREDİ SİLAHI 

Romalılar sadece paraya tapmakla kalmıyor, aynı zamanda krediyi ürkütücü derecede çağdaş hissettiren şekillerde silah olarak kullanıyorlardı. Bankaları, bankerleri, ipotekleri ve spekülatif gayrimenkul balonları vardı. 

Roma İmparatoru Tiberius.

DÜNYANIN İLK KREDİ KRİZİ NASIL GERÇEKLEŞTİ? 

MS 33'te ise McWilliams'ın "dünyanın ilk kredi krizi" olarak adlandırdığı krizi yaşadılar. İmparator Tiberius, Capri'de yarı emekliliğinin tadını çıkarırken, iddia edilen bir darbe haberi huzurunu bozdu. Sejanus adında genç bir taht taliplisi, senatörleri ve aristokratları onu devirmek için harekete geçirmişti. Kurnaz ve acımasız Tiberius, komplocuları ortaya çıkardı. Hainleri tespit ettikten sonra Sejanus'u öldürttü ve işleri daha da ileri götürdü.

SENATO DEVASI BİR BORÇ VERME ŞEBEKESİ İŞLETİYORDU

McWilliams, "Kendisine ihanet etmeye hazır senatörlerin sayısının çokluğu karşısında sarsılan Tiberius, onlara en çok zarar verecek noktadan, yani ceplerinden, harekete geçti," diye yazıyor. Senato'nun devasa bir borç verme şebekesi işlettiği, Roma'da düşük faiz oranlarıyla borç alıp eyaletlere fahiş faiz oranlarıyla borç verdiği ortaya çıktı. Tiberius, senatörleri gelirlerinin bir kısmını İtalyan topraklarında tutmaya zorlayan bir yasa çıkardı; bu da spekülatif taşra mülklerini derhal elden çıkarmak zorunda kalmaları anlamına geliyordu. 

ROMA VE CAPRİ'DEKİ LÜKS GAYRİMENKULLERİNİ SATTILAR

Arazi fiyatları düştü. Borçlar kaldı. Bilançolar çöktü. McWilliams, "Kredi imparatorluğu bir emlak patlamasının ortasındaydı, hazine doluydu ve düşük faiz oranları arazi fiyatlarını yükseltmişti," diye yazıyor. Sonra her şey kilitlendi. Bankalar kredileri geri çağırdı. Romalılar altın ve gümüş stokladı. Likidite yok oldu. Bunun sonucunda ortaya çıkan panik sisteme yayıldı; toprak sahipleri, Suriye ve Mısır'daki pervasız yatırımlarını karşılamak için Roma ve Capri'deki birinci sınıf gayrimenkulleri satmak zorunda kaldı. 

İMPARATOR TİBERİUS'UN EKONOMİK İNTİKAMI 

Tiberius'un ilk finansal krizde piyasaya sürdüğü paralar.

Tiberius sadece hainleri öldürmekle kalmadı, aynı zamanda ekonomik intikam da aldı. Tiberius, uzun uzun düşündükten sonra çok ileri gittiğini fark etti. Komploculara bir ders vermek istemişti ama bunun yerine tüm Roma finans sistemini tehlikeye atmıştı. Çözümü neydi? Kredi piyasalarına 100 milyon sestertius enjekte ederek bankaları kurtardı ve kredi tutarının iki katı değerinde araziyi teminat olarak aldı. 

McWilliams, bu hamlesiyle Tiberius'un  - Antik dünyanın merkez bankası başkanı - haline geldiğini de ekliyor.

LENİN VE HİTLER'İN KEŞFETTİĞİ NEYDİ? 

McWilliams'ın kitabındaki en dikkat çekici kısımlardan biri de, paranın bir savaş silahı olarak kullanılması ve bunu herkesten daha iyi anlayan yirminci yüzyıl iki önemli tarihsel figürüyle ilgili. 

Nisan 1919'da "Daily Chronicle"da yayınlanan bir röportajda Vladimir Lenin, Rusya'nın para birimini değersizleştirerek kapitalizmi yok etme planından bahsetmişti. Lenin, "Hazinemiz, paranın değerini düşürmek amacıyla her gün yüz binlerce rublelik banknot basıyor," diye açıklamıştı. "Kapitalizmin ruhunu yok etmenin en basit yolu, ülkeyi hiçbir mali güvence olmaksızın yüksek nominal değerli banknotlarla doldurmaktır."

Lenin.

Lenin, Rusya'nın resmi darphanesini değersiz kağıt basmak üzere harekete geçirdi. Çünkü en basit köylünün bile bin rublelik banknotun sadece bir kağıt parçası olduğunu anladığı anda, "kapitalist devletin dayandığı paranın değer ve gücüne ilişkin büyük yanılsamanın yıkılacağını" hesaplamıştı. 

Hitler de Lenin'in paranın gücü anlayışını paylaşıyordu, ancak yaklaşımı daha cerrahiydi. Mayıs 1942'de şaşırtıcı bir plan yaptı: Kusursuz sahte İngiliz sterlinleri basıp bunları Britanya'ya havadan atarak hiperenflasyonu tetikleyecek ve düşman ekonomisini içeriden çökertecekti.
McWilliams, "Hitler ve Lenin ideolojik olarak zıt kutuplarda olabilirlerdi, ancak ikisi de paranın olağanüstü gücünü anlamıştı," diye yazıyor. "Parayı zayıflatırsanız, toplumun yapısını da zayıflatırsınız."

Adolf Hitler.

"PARAYLA OYNARSANIZ İNSANLARIN KAFASIYLA OYNARSINIZ"

McWilliams, tarihin çeşitli anlarına bakarak rahatsız edici bir gerçek ortaya koyuyor ve şu çarpıcı ifadeleri yazıyor:  "İnsanlar para konusunda aynı hataları yapmaya devam ediyor çünkü paranın temel yapısı değişmedi. Hâlâ güvenle, hâlâ zaman ve riskin fiyatlandırılmasıyla, hâlâ imparatorluklar kurma veya yıkma kapasitesiyle ilgili. Lenin ve Hitler, Tiberius'un iki bin yıl önce bildiklerini anlamışlardı. Para dinden, ideolojiden veya ordulardan daha güçlü olabilir. Parayla oynarsanız, fiyat sistemi, enflasyon ve ekonomiden çok daha fazlasıyla oynarsınız; insanların kafalarıyla oynarsınız."

Bu arada meraklılarına not: Williams'ın kitabı bugün itibariyle Amazon'dan da satılmaya başlandı.

patronlardunyasi.com