Satıcı: 12 aylık ihracatımız hedeflerin üzerine gerçekleşebilir

Satıcı, Haziran ayı ihracat rakamlarına ilişkin yaptığı açıklamada, Türkiye ekonomisinin özellikle son 3 yıldır dünyanın 3 büyük ekonomi bloğu olan ABD, Avrupa ve Japonya'nın faizleri düşük seviyelerde tutmaları sonucunda oluşan likidite bolluğundan olumlu yönde etkilendiğini belirterek, gelişmiş ülkelerdeki düşük faiz oranları sayesinde gelişmekte olan ülkelere ciddi anlamda fon akışı sağlandığını anımsattı.

Merkez Bankası'nın dövize olan talebi frenleyebilmek için faizleri 2 kez yükseltmesi sonucu 2,5 yıl geriye dönüldüğünü ifade eden Satıcı, "Bununla kalmayan TCMB, döviz ve YTL ihaleleri düzenleme kararı almış; bu kararlarının etkisinin az olduğu durumlarda da döviz piyasasına satış yönlü müdahale etmiştir" dedi. Merkez Bankası'nın kurlarda yaşanan gelişmeleri kontrol altına alabilmek için çok fazla çaba sarf ettiğini belirten Satıcı, kurların uzun süredir baskı altında tutulması nedeniyle kurlardaki düzeltmenin çok hızlı bir şekilde gerçekleştiğini bunun da Merkez Bankası'nın etki alanını sınırladığını kaydetti. Satıcı, şunları kaydetti: "Eğer döviz kurları bu kadar baskı altında tutulmasaydı, faiz indirimlerinde geç kalınmasaydı kurlardaki düzeltme hareketi zamana yayılacak, böylece dövize olan talebin birden patlamasının önüne geçilebilecekti. Fakat TİM'in bu doğrultuda yaptığı tüm uyarılara rağmen bu konuda önlem alınmaması sonucunda Türkiye ekonomisi sıkıntılı bir dönemece girmiştir."

3 yıl önceki açıklamasını anımsatan Satıcı, o zaman da kur ve para politikasını eleştirdiklerini belirtti. Bundan 7 ay önce de benzer uyarılarını tekrarladıklarını ifade eden Satıcı, zamanın kendilerini haklı çıkardığını, ancak buna sevinemediklerini, çünkü bundan en büyük zararı yine Türkiye'nin gördüğünü ifade etti. Faizlerdeki yükselişin ardından enflasyonun da bir risk olarak tekrar Türkiye ekonomisinin önüne çıktığını belirten Satıcı, "2006 yılında geçilen enflasyon hedeflemesi için öngörülen yüzde 5'lik enflasyon hedefinin aşılacağı neredeyse kesindir" dedi.

Türkiye'nin AB'ye üyelik yolculuğunda en ciddi aşamalardan biri olan fiili müzakerelerin Haziran ayı içerisinde başlamış olmasının, Türkiye adına son derece olumlu bir gelişme olduğunu ifade eden Satıcı, ihracatçılar olarak bu süreçte gelinen aşamanın kendilerini mutlu ettiğini dile getirdi. Satıcı, şöyle devam etti: "Toplam 71 veto hakkından ilk ikisini Bilim ve Araştırma müzakerelerinde kullanma yönünde irade gösteren Kıbrıs Rum Yönetimi'nin tehditkar tavırları ve AB Dönem Başkanlığı ve Konsey üyelerinin son dakikada durumu kurtarma eğilimi ile sürecin bu şekilde devam edemeyeceği artık hepimizin malumudur. AB üye ülkelerinin iç politikada yaşadığı sıkıntılar ve AB'nin genel sistemine ilişkin sorunlar yüzünden, Kıbrıs Rum Yönetimi'nin Türkiye'nin üyeliğine yönelik veto tehditleri şimdilik bir can simidi gibi görülüyor. Ancak bu durum hiçbir açıdan sürdürülebilir değildir. Hiçbir taraf bu durumdan faydalı çıkmayacaktır."

Oğuz Satıcı, Türkiye'nin 2006 yılı 6 aylık 39 milyar 406 milyon dolarlık ihracatının 89,6'sına denk gelen 35 milyar 307 milyon dolarlık kısmını 10 ilin gerçekleştirdiğini bildirdi. Türkiye ihracatının yüzde 51,2'sini tek başına İstanbul karşılarken, Bursa'nın payının yüzde 9,3, İzmir'in payının ise yüzde 7,3 olarak ortaya çıktığını belirten Satıcı, bu üç ilin dışında Kocaeli, Sakarya, Ankara ve Manisa'nın da 1 milyar dolar sınırını aştığını kaydetti. 2006 yılında İstanbul'dan yapılan ihracatın bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 5,7 oranında artarak 20 milyar 177 milyon dolara çıktığını, İstanbul ihracatında en büyük sektörün yüzde 24,6'lık pay ile hazır giyim ve konfeksiyon olduğunu bildiren Satıcı, bu sektörü yüzde 14,2'lik pay ile taşıt araçları ve yüzde 13,4 ile demir çelik ürünlerinin izlediğini belirtti.

Oğuz Satıcı, ge