Dolar
38,8691
0,13%
Euro
43,3759
-0,14%
Sterlin
51,6075
-0,29%
Bitcoin
4.100.455
0,00%
BİST-100
9.668,36
1,33%
Gram Altın
3.999,568
-1,09%
Gümüş
32,31
-1,09%
Faiz
48,56
0,00%

Sadece motorların değil, şiirin ve doğanın da kenti: Stuttgart

Kimilerine göre sadece bir sanayi kenti, kimilerine göre Almanya’nın işlevsel yüzü. Ama işin içine girince fark ediyorsunuz; Stuttgart sadece motorların değil, şiirin ve doğanın da kenti. Almanya’nın en zengin, en üretken ve en organize bölgelerinden biri olan Baden-Württemberg’in başkenti Stuttgart’ta 3 günlük bir keşfe çıkıyoruz. Dağlık yapısı, ormana komşu mahalleleri ve tepelerine serpiştirilmiş üzüm bağlarıyla, bu şehir tam anlamıyla “yükseklerde yaşayanlar” için kurulmuş.

18.05.2025 14:12Güncelleme: 18.05.2025 14:42
Sadece motorların değil, şiirin ve doğanın da kenti: Stuttgart
16px
32px

Kaan İNCİLİ


Gelin önce bir klasikle başlayalım: Mercedes-Benz Müzesi. 130 yılı aşkın bir otomobil tarihine tanıklık edeceğiniz bu zarif yapı, sadece araba meraklılarını değil, tasarım ve mühendislik hayranlarını da etkiliyor. Spiral rampalarla inerken, otomobilin zaman içindeki evrimini adeta bir serüven gibi izliyorsunuz. Üstelik sadece arabalar değil; aynı zamanda Almanyanın tarihine de ışık tutan kronolojik bir anlatı sizi bekliyor. 1886 model ilk benzinli otomobilden günümüzün Formula 1 araçlarına kadar ilerlerken, zamanın ruhunu da hissediyorsunuz. Çocuklu aileler için interaktif alanlar da düşünülmüş; müze eğlenceli olduğu kadar öğretici.

Hemen ardından bir başka dev: Porsche Müzesi. Stuttgart’ın Zuffenhausen semtinde yer alan bu fütüristik bina, sanki ileri doğru fırlamak üzere tasarlanmış bir otomobil gibi duruyor. İçeri girdiğinizde sizi karşılayan ilk şeylerden biri 356 No.1 Roadster oluyor; Porsche efsanesinin başladığı an. Sergilenen araçların her biri birer mühendislik şaheseri gibi duruyor: 911 modelleri, yarış araçları, prototipler ve hatta geleceğin elektrikli modelleri. Müzede yalnızca otomobil görmekle kalmıyor, aynı zamanda bir tutkunun, tasarım anlayışının ve hız estetiğinin izini sürüyorsunuz. Eğer şanslıysanız, test pistinden gelen motor sesleri fonda size eşlik ediyor olabilir.

Ama sadece sanayiyle sınırlı değil burası. Şehir merkezine döndüğümüzde, Neues Schloss (Yeni Saray) ve onun etrafında kurulu Schlossplatz, geçmişin zarafetiyle bugünün dinamizmini aynı karede buluşturuyor. Çimlere uzanıp bir kahve içmek, yerel halkın günlük temposuna kısa bir mola ile eşlik etmek için birebir.

Eğer yeşile ve yürüyüşe meraklıysanız, hemen rotayı Killesberg Parkına çevirelim. Bahar aylarında rengarenk çiçekler, yazın ise doğanın dingin ritmi eşlik eder size. Kulesine çıkarsanız, Stuttgart’ı 360 derece izleyebilir, şehirle doğanın iç içe geçmişliğine hayran kalabilirsiniz.

Kültürden vazgeçmeyenler için Staatsgalerie Stuttgart kesinlikle atlanmamalı. Kandinskyden Picassoya uzanan koleksiyonlar, savaş sonrası mimarinin çarpıcı örneklerinden biri olan pembe-yeşil cam cephesiyle birleşince, bir sanat mabedi haline geliyor. Müzenin hemen yakınında Opera Binası yer alıyor. Eğer programınıza denk gelirse bir bale ya da opera gecesi, bu seyahatinizi unutulmaz kılabilir.

Staatsgalerie Stuttgart - 2025 - Tripadvisor

Gastronomi tarafında ise Stuttgart, tipik Svabya mutfağının lezzetlerini sunar. Maultaschen (bir çeşit doldurulmuş makarna), Käsespätzle (peynirli erişte) ve elbette üzüm bağlarından gelen yerel şaraplar sofranızı süsler. Özellikle Stuttgarter Weindorf zamanı gelirseniz, şehir merkezi açık hava şarap festivaline dönüşür. Ahşap stantlarda yerel üreticilerle sohbet edip, bölgenin en iyi Rieslinglerini deneyebilirsiniz.

Biraz da şehirden çıkalım. 30 dakika uzaklıktaki Ludwigsburg Barok Sarayı sizi adeta bir masalın içine davet eder. Versaillesa rakip gösterilen bahçeleri, çocuklar için Peri Masalı Bahçesi ve yılın bazı dönemlerinde düzenlenen tematik festivalleriyle Stuttgart gezisinin göz kamaştıran sürprizlerinden biridir.

Gün batarken, eğer manzarayı yüksekten izlemek isterseniz, Fernsehturm Stuttgart yani TV Kulesi sizi bekliyor. Dünyanın ilk beton televizyon kulesi olarak 1956da inşa edilen bu yapı, şehri ve etrafındaki ormanları izlemek için harika bir noktadır. Kuledeki kafede bir kahve veya yerel bir tatlı ile günü tatlıya bağlayabilirsiniz.

Ve unutmayın: Stuttgart sadece “çalışkanAlmanyanın değil, aynı zamanda doğayla iç içe yaşayan, bağbozumunda neşelenen, sanatta ciddiyet arayan, ama yemeğinde neşeyi unutmayan bir Almanyanın da yüzüdür.

Tatmadan Dönmeyin: Maultaschen, Käsespätzle, Zwiebelrostbraten, Riesling şarabı, Brezel

Görmeden Dönmeyin: Mercedes-Benz Müzesi, Schlossplatz, Ludwigsburg Sarayı, Staatsgalerie, Fernsehturm

Ertelemeyeceğiniz tek hayaliniz, sizi farklı ufuklara götürecek yeni seyahatler olsun.

Sevgiyle kalın.

patronlardunyasi.com