Sabancılara sahtecilik davası
SABANCI AİLESİNDEKİ MİRAS KAVGASI BÜYÜYOR. SEVİLAY SABANCI AİLEYE DAVA AÇTI

Sabancı Grubu'ndaki miraskavgası büyüyor. İhsan Sabancı'nın kızı Sevilay Sabancı, Güler Sabancı'nın da aralarında bulunduğu aile üyeleri hakkında suç duyurusunda bulundu.
İhsan Sabancı'nın resmi nikahsız yaşadığı Nevin Tenik'den olan kızı Sevilay Sabancı, dedesi Hacı Ömer Sabancı'nın ölümü sonrasında 1966 yılında çıkarılan veraset ilamında adının yer almaması dolayısıyla 'sahtecilik' yapıldığı iddiasıyla Sabancı Holding Yönetim Kurulu Başkanı Güler Sabancı ile Erol, Şevket ve Yüksel Sabancı, itirazda bulunmadığı için annesi ve olaya karıştıkları gerekçesiyle tapu sicil görevlileri hakkında, Adana Cumhuriyet Savcılığı'na suç duyurusunda bulundu.
Sevilay Sabancı, suç duyurusunda bulunmak üzere, eşi Hakan Çınar ve avukatı Haldun Hulki Gürcan ile geldiği adliye binası önünde yaptığı açıklamada, aile tarafından yıllar önce dışlandığını söyledi. Bundan sonra da hakkını aramaya devam edeceğini belirten Sevilay Sabancı, Sabancı Ailesi'nden manevi beklentisinin bulunmadığını, iki kızını düşünmek zorunda olduğunu belirterek, şöyle konuştu:
'Çocuklarım, aileyle hiç karşılaşmadı. Ben de onlarla görüşmüyorum. Sadece rahmetli Hacı Sabancı ile görüşüyordum. Bana yapılan haksızlıkların hesabını vermelerini istiyorum. Bu nedenle suç duyurusunda bulunmaya geldik. Benim bu mirastaki hakkımın ne kadar olduğunu bilmiyorum. Ancak, rahmetli Hacı Ömer Sabancı'nın 1966 yılında ölümüyle birlikte adım yok sayılarak yapılan veraset işlemlerine ilişkin taşınmaz malların değeri yaklaşık 300 milyon dolar.'
VERASET İLAMININ GEÇERSİZLİĞİ...
Avukat Haldun Hulki Gürcan da suç duyurusunu, 1966 yılında alınan 'veraset ilamı' dolayısıyla yaptıklarını söyledi. Veraset ilamında müvekkilinin adının yer almadığını belirten Gürcan, 'Bu şekilde alınan veraset ilamı ve yapılan işlemler geçerli değildir' dedi.
Gürcan, geçersizliğin 'sahtecilik' sebebine dayalı olduğunu belirterek, şunları kaydetti:
'Yapılan tüm intikaller, tesciller ve işlemler de bu nedenle geçerli sayılamaz. Bu işlemler, iptale tabidir. Biz öncelikle veraset ilamının iptalini talep edeceğiz. Güler Sabancı tarafından, bir süre önce açtığımız veraset ilamının iptali davasının reddine ilişkin dava da kabul edilmemiştir. Bunun sonucunda, müvekkilimin mirasçılığı yönünde yasal bir engel kalmamış ve durum tescillenmiş oldu. Yani, 1966 yılında alınan veraset ilamının geçersizliği ortaya çıktı.'
SUÇ DUYURUSUNDAN...
Sevilay Sabancı'nın, avukatı aracılığıyla Cumhuriyet Savcılığı'na verdiği suç duyurusunda, şu iddialara yer verildi: 'Güler Sabancı, benim haklı mücadelemi, mirasçılığımı, sonuca ulaşmamı, yasal hakkımı almamı ve daha önemlisi tüm şüphelilere yönelik tapu iptali ve başkaca davalar açmamı engellemek, uzatmak ve
beni yıldırmak için Adana 4. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2004/179 esas sayılı dosyasıyla nüfus kaydının terki davası açtı. Bu davada, benim nüfus tescilimle ilgili tanıma belgesindeki imzanın ortak miras bırakanımız (babamız) İhsan Sabancı'ya ait olmadığı ileri sürülmesine rağmen, Adli Tıp Kurumu Fizik İhtisas
Dairesi incelemesinde aksi yönde rapor verdi. Şüpheliler, halen 1966 yılındaki düşünceyi taşımaktadır. Sahte işlemleri şüpheliler adına vekil sıfatı ile yapanlar ise beni ve tüm aileyi çok yakından tanıyanlar, bu duruma göz yuman ve işin içinde olan kişilerdir.
Türkiye'de deprem de çok, para da... Haliyle fırsatçısı, sahtekarı da çok. Her deprem sonrası önce deprem uzmanları sahne alır, sonra aralarında rantiyeci suçlaması baş gösterir. Vatandaş kime neye inanacağım derken fırsatçılar yolunu bulur. Tüm bunları düşünürken aklıma 2006'da halen Türk televizyonlarına uzman olarak çıkan bir profesörün Türkiye'ye getirdiği ve İstanbul Büyükşehir Belediyesi'ne "depremi önceden bilen cihazı" pazarlamaya çalışan Azerbaycanlı Profesör Kerim Kerimov geldi.
#depremABD Başkanı Donald Trump "masayı dağıttı"... Artık yeni bir dünya düzeni oluştu. Avrupa'da ekonomiyi yönlendiren güçlü bir lider yok. Yeni formül: Avrupa Birliği artı Türkiye'dir. Almanya-Türkiye iş birliği, entegrasyonu önceliğimizdir. Türkiye'ye ye uygulanan "vize" vetosu ilk iş olarak tedavülden kaldırılmalıdır.