Roland Garros ve Wimbledon moda dünyasında tenis rüzgarı estirdi
Wimbledon’da şampiyonun belli olduğu bugün de sizlere tenisin moda dünyasına etkisinden bahsedeceğiz. Tenniscore adı verilen stil dalgası, Rolland Garros ve Wimbledon ile sadece sporla ilgilenenleri değil, sadeliği, nostaljiği ve ‘quiet luxury’ çizgisini arayan geniş bir kitleyi de peşinden sürüklemeye başladı.

Tenisin moda dünyasına etkisini inceleyen gazeteci İdil Demirel, şunları kaleme aldı;
Roland Garros ve Wimbledon moda dünyasında tenis rüzgarı estirdi. Lüks moda ve spor giyim markalarının da tenis estetiğine koleksiyonlarında geniş yer vermesi üzerine sokaklar ve plajlar resmen tenis kortlarına döndü.
Kortların klasik beyazları, pileli etekleri, polo yaka gömlekleri ve sade ama çarpıcı duruşu; bugün sokak modasında, defilelerde, sosyal medyada ve marka iş birliklerinde yepyeni bir anlatıya dönüştü. Tenniscore adı verilen bu stil dalgası, doğal olarak arka arkaya düzenlenen Roland Garros ve Wimbledon ile sadece sporla ilgilenenleri değil; sadeliği, nostaljiyi ve 'quiet luxury' çizgisini arayan geniş bir kitleyi de peşinden sürüklemeye başladı.
Tenniscore'un çekiciliği, net çizgilere sahip bir minimalizmle, zarif sportifliğin kusursuz birleşiminden geliyor. Beyazlar, krem tonları, pileli formlar, kaliteli dokular ve fonksiyonel detaylar... Bu stilin merkezinde konforla birlikte gelen bir asaleti arayan modern tüketici var. İsviçreli performans markası On, tenis dünyasına bir ürün serisiyle değil, bir vizyonla giriş yaptı. Roger Federer'in yatırımcısı ve yüzü olduğu marka, kortta olduğu gibi sokakta da sade zarafeti temsil ediyor. On'un tasarımları, fonksiyonel teknolojiyi ve temiz çizgileriyle tanınan İsviçre estetiğini tenis modasına taşıyor.
Kanadalı dev Lululemon, 2025 Wimbledon'da ilk kez erkek tenis koleksiyonunu tanıttı. Leylah Fernandez ve Frances Tiafoe gibi yıldızlarla yapılan iş birlikleri, markanın tenis modasına girişinde dönüm noktası oldu. UV korumalı kumaşlar, file paneller ve nefes alabilir yapılar, performans kadar görünümün de ön planda olduğunu kanıtlıyor.
Yoga estetiğini tenisle buluşturan ALO, bu yaz 'Better Together' koleksiyonu ile korta zarif bir giriş yaptı. Vücuda oturan tasarımlar, sade siluetler ve dinamik kumaşlarla wellness dünyasıyla moda arasında köprü kuruyor. Koleksiyon, hem aktif kullanım hem de günlük stil için tasarlandı; tam anlamıyla 'korttan kahveye' bir geçiş vaadi sunuyor.
Fast fashion markası H&M'in sportif kolu H&M Move, bu sezon tenis, padel ve pickleball gibi raket sporları için özel bir koleksiyon çıkardı. DryMove teknolojili pileli etekler, çok cepli taytlar ve klasik kesimli üstler ile fonksiyon ve stil uyumu yakalandı. H&M Move, tenniscore'u kitleselleştiren markalardan biri haline geldi.
Bottega Veneta, yeni kreatif direktörü Louise Trotter'ın vizyonuyla tenis yıldızı Lorenzo Musetti'yi marka elçisi olarak seçerek, kortlara sofistike bir duruş kattı. Musetti'nin Wimbledon'daki yürüyüşü, korta çıkış anının sadece bir sportif seremoni değil, adeta bir moda şovuna dönüştüğünü ve ne kadar güçlü bir pazarlama aracı haline geldiğini bir kez daha gösterdi. Bottega'nın bu stratejisi, tenis estetiğini sadece kıyafetle değil, hikâyeyle de besliyor.
Gucci, 1970'lerdeki ilk tenis koleksiyonlarından ilham alarak bugünün 'tenis lüksü'nü yeniden tanımlıyor. Pleated etekler, belirgin yakalı polo gömlekler, GG monogramlı tenis çantaları ve HEAD işbirliğiyle üretilen sınırlı sayıda raket... Gucci'nin tenniscore yaklaşımı, retro nostalji ile çağdaş ironiyi harmanlıyor. Bu koleksiyonla "game, set, match" deyimi kelimenin tam anlamıyla moda sahnesine taşınıyor.
patronlardunyasi.com