PR ajanslarının görevi basına ‘set' çekmek mi?
Röportajlar neden son anda iptal olur? PR'cılar haber süreçlerini yavaşlatıyor mu?

Halkla ilişkiler ajansının günlerce görüşme ayarlayamamasına karşın sonunda gazetecinin dayanamayıp kuruluşun başındaki kişiyi direkt arayıp ihtiyacı olan bilgiyi birkaç dakika içinde edinmesi akıllara “Acaba PR"cılar haber sürecini yavaşlatıyor mu?” sorusunu getiriyor.
PR'cılar, haber süreçlerini yavaşlatıyor mu?
Gündelik basın faaliyetlerinde halkla ilişkiler (PR) ve gazetecilerin birbirlerine duyduğu ihtiyaç su götürmez bir gerçek. Fakat halkla ilişkiler ajansının günlerce görüşme ayarlayamamasına karşın sonunda gazetecinin dayanamayıp kuruluşun başındaki kişiyi direkt arayıp ihtiyacı olan bilgiyi birkaç dakika içinde edinmesi akıllara "Acaba PR'cılar haber sürecini yavaşlatıyor mu?" sorusunu getiriyor. Konu ile ilgili olarak da her iki taraf birbirini suçluyor.
Halkla ilişkiler ve gazetecilik birbirine bağımlı meslekler arasında başı çekiyor. İngiltere'de yapılan araştırmalara göre gazetelerde yayınlanan haberlerin yüzde 70'i PR ajansları kaynaklı. Türkiye'de de durum bundan çok farklı değil. Ancak bu yakın ilişki birçok sorunu da beraberinde getiriyor. Özelikle gazeteciler "haber süreçlerini yavaşlattığı" gerekçesiyle oldukça şikayetçi halkla ilişkiler ajanslarından. Birçok kez ya gazetecinin görüşme teklifi geri çevriliyor ya da kararlaştırılan röportaj son anda iptal ediliyor ve tabii bu da gazetecinin amirine karşı zor durumda kalmasına neden oluyor. Kimi durumlarda ise son çare olarak başvurulan yazılı cevap alma girişimi de başarısızlıkla sonuçlanıyor. Zira gelen cevaplar her ne kadar kuruluş tarafından onaylanmış olsa da reklam metni gibi yazıldığı ve soruları cevaplayan halkla ilişkiler elemanının konuyla ilgili yeterli bilgisi olmadığı için oldukça "sığ" kalıyor.
Halkla ilişkiler ajansının günlerce görüşme ayarlayamamasına karşın sonunda gazetecinin dayanamayıp kuruluşun başındaki kişiyi direkt arayıp ihtiyacı olan bilgiyi birkaç dakika içinde edinmesi ise bu anlamada yaşanan en trajikomik durumlardan biri olsa gerek.
Bu anlamda şikayetlerin yoğunlaştığı noktalardan biri de PR ajansının haber sürecini oldukça yavaşlatması. PR ajansından istenen küçük bir görsel için bile gazeteci, "Kuruma danışmamız gerekiyor" yanıtı alıyor. İletişim danışmanlığı şirketlerinin her durumda "Kuruma sormamız gerekiyor" yanıtı da bu kuruluşların "danışmanlık şirketi" olma işlevini tartışmaya açıyor.
Bir diğer ilginç durum ise bazı PR ajansı elemanlarının daha ilk görüşmede samimiyet kurmak ve bir sonraki görüşmede daha rahat haber önerisinde bulunmak için gazeteciye "sen" diye hitap etmekteki ısrarları. Ancak bu sorunlar dile getirilip halkla ilişkiler sektörünün önde gelen isimlerine sorulduğunda sinirler birden geriliyor. Bir çoğundan, "Bunlar nasıl sorular? Bizim yanlışlarımız varsa gazetecilerin de yanlışları var. Gidin bir de bizim şikayetçi olduğumuz konuları onlara sorun" gibi tepkiler yükseliyor. Hatta kimisi bize gazetecilere yöneltmemiz için soru bile gönderiyor. Onlar açısından bakıldığında da haksız sayılmazlar. Neticede gazetecilerde "sütten çıkmış ak kaşık" değil!
İşte Marketing Türkiye dergisinin 15 Şubat 07 tarihli sayısında çıkan haberde sektörde gizli bir yara olarak süre gelen konu ile ilgili piyasa uzmanlarına sorulan ilginç sorular ve uzmanların yanıtlarından kısa alıntılar.
• PR haber süreçlerini yavaşlatıyor mu?
• Neden en küçük bir görsel için bile ajanslar kuruma danışıyor?
• PR ajanslarının görevlerinden biri de basına "set' çekmek mi?
• Sütten çıkma ak kaşık kim?
• PR'cılar gazetecilere neden ısrarla "sen" demek ister?
• Gazeteciler neden davet edildikleri toplantılara katılmıyor?
Ali Saydam: (Bersay İletişim Danışmanlığı Yönetim Kurulu Başkanı)
PR ajansları olmadan olmaz
PR ajansları olmadan bu kadar çok gazetecinin kuruluşlardan yanıt alabilmesi mümkün değil. Aralarında kazan-kazan ilişkisi kurmaları gerekiyor. Asıl sorun PR ajansında çalışan kişilerin gelen cevapları vermekte ehil olup olmamaları.
Burçak Güven: (Forbes Türkiye Genel Yayın Yönetmeni)
PR'cı baskısıyla evet dedim
Nadiren de olsa "evet' dedikten sonra katılamadığım davetler olabiliyor. Ama gelemeyeceğimi mutlaka haber veriyorum. Bir-iki kez de PR'cı baskısından kurtulmak için "peki' dediğim durumlar olduğunu hatırlıyorum.
Mehmet Uçan: (A&B İletişim Müşteri Ekipleri Kıdemli Koçu)
Haber yapmayı engellemiyoruz
Kurumlar halkla ilişkiler şirketleriyle, iletişimi engellemesi için değil, yönetmesi, hızlandırması ve güçlendirmesi için işbirliği yapıyor. Eğer kastettiğiniz, bir kuruluşun hatalarını, yanlışlarını örtbas etmek amacıyla basının işini yapmaya engel olmasıysa, şirketimiz kurumlarının yanlış biçimde etkilenmesine yol açacak faaliyetlerin gizlenmesine yardım etmez.
Güngör Uras: (Milliyet ve Dünya Gazeteleri Köşe Yazarı)
Zarar veren bir kalem olmadım
Katılacağımı belirttiğim halde gidemediğim toplantı her halde yoktur. Hatırlamıyorum. Yalan dolan, kulaktan dolma bilgi ile yazarak herhangi bir kurumun saygınlığını zarara uğrattığımı bugüne kadar bana söyleyen olmadı. Herhangi bir kurumu batıracak, sarsacak, zarara uğratacak güçte bir kaleme sahip değilim.
Necla Zarakol: (Zarakol İletişim Danışmanlığı Kurucusu)
Gazetecilerin ısrarı yanlış olabilir
"Gazetecilerin kendi görsel malzeme arşivleri ellerinin altındayken ve internet bu konuda sonsuz olanaklar sağlarken belki bir fotoğraf için ısrar etmek de yanlış olabilir."
"Haberin ayrıntıları 15 Şubat 07 tarihli Marketing Türkiye dergisinde…"