Para piyasalarında gün sonu
Hazine geçen hafta 304.9 milyon $ ile ayın en yüksek dış borç servisini gerçekleştirdi. Bu hafta ise 55.2 milyon $’lık bir borç servisi planlanıyor.
Hazine geçen hafta 304.9 milyon $ ile ayın en yüksek dış borç servisini gerçekleştirdi. Bu hafta ise 55.2 milyon $’lık bir borç servisi planlanıyor. Geçen hafta yapılan ödemeye karşılık Hazine'nin 2012 vadeli eurotahvil ihracını 350 milyon € artırmasından kaynaklanan para girişi gerçekleşmişti. Söz konusu miktar 14 Aralık'ta Hazine hesaplarına geçti.
Hazine'nin bu yıl başından itibaren gerçekleştirdiği dış borç geri ödemelerinin toplamı 15.63 milyar $’a ulaştı. Aylık bazda en yüksek ödemeler 2.4 milyar $ ile Şubat ve 2.46 milyar $ ile Ağustos aylarında gerçekleştirildi.
Hazine, bu yıl için öngördüğü 5.5 milyar $’lık dış borçlanma hedefini, en son geçen hafta girişi olan eurotahvil ihracıyla aşmış oldu. Vadeleri 5’le 20 yıl arasında değişen tahvillerle Hazine bu yıl uluslararası piyasalardan toplam 4.0 milyar $ ve 2.0 milyar € borçlandı.
Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer tarafından 2 maddesi veto edilen Kamu Mali Yönetim ve Kontrol Kanunu içinde yer alan menkul kıymetlerin vergilendirilmesine ilişkin yasada, Gelirler Genel Müdürlüğü tarafından yapılan açıklamada bir gecikme olmayacağı belirtildi. Açıklamada daha önce açıklandığı şekliyle finansal yatırım araçlarının vergilendirilmesine ilişkin düzenlemelerin 1 Ocak 2006'da yürürlüğe gireceği bildirildi.
Cumhurbaşkanının, bütçe hazırlama sisteminde bazı düzenlemeler içeren ve Kamu Mali Yönetimi ve Kontrol Kanunu'nda değişiklik yapan kanunun 8. ve geçici 1. maddelerini yeniden görüşülmek üzere Meclis'e iade etmesi, söz konusu kanunun yılbaşında yürürlüğe girip girmeyeceği konusunda soru işaretleri yaratmıştı. Ancak veto edilen maddelerin, bütçe yapısını düzenleyen hükümleri içeriyor olması ve yatırım araçlarının vergilendirilmesiyle ilgili aynı yasada yapılan düzenlemelerle bir ilgisinin bulunmuyor olması söz konusu endişelerin ortadan kalkmasına yardımcı oldu.
Piyasalarda yılsonu öncesi genel bir rehavet havası ve buna bağlı durgun ve hacimsiz bir seyir hakim oluyor. En çok işlem gören tahvilde bileşik faizler % 14.10 seviyesiyle yeni O/N fonlama seviyesinin yaklaşık 30 baz puan kadar altında seyrediyor. İç piyasada somut bir gündem olmaması hacimsiz seyri destekliyor. Son dönemde uluslararası kredi derecelendirme kuruluşlarından birinden uzunca bir süre sonra not arttırımı alan Türkiye’nin, buradan aldığı destekle eurotahvillerinin fiyatlarında önemli yükselişler yaşanırken 150 $’ın üzerinde rekor seviyeler test edildi. Gelişmekte olan ülke piyasalarını yakından ilgilendiren Brezilya ve Arjantin’in IMF’ye olan borçlarını kapamaları noktasında gelen talebin yarattığı olumlu havadan Türk eurobondları da nasibini alıyor. Geçtiğimiz dönemde 150 $ seviyeleri direnç seviyesi olmuşken, iç ve dış konjonktürdeki olumlu gelişimlerle bu seviyenin bundan böyle bir destek seviyesi olacağı bir yapı gündeme gelebilir. IMF borçları konusunda diğer ülkelerin attığı bu adım kısa vadede bizim piyasamızı da olumlu etkileyebilir. Ancak orta ve uzun vadede IMF’ye borçlu ülkeler sınıfında nominal borç toplamı babında Türkiye’nin ilk sıralarda yer alacak olması, uluslararası piyasa oyuncularının risk algılaması konusunda Türkiye özelinde negatif algılamaları beraberinde getirebilir. Bu noktada zaman içinde Türkiye’nin ekonomik performansı, faiz dışı fazla konusundaki hassas yaklaşımının devem edip etmeyeceği, tüm global piyasalar nezdinde Türkiye’nin net dış borç ödeyicisi olma yolunda ne gibi adımlar atacağı ve bunun cari açık söylem ve endişelerini ne derecede karşılayacağı takip edilecek önemli unsurlar olarak karşımıza çıkacak.
İç piyasada Merkez Bankası’nın yeni yılın ilk ayında faiz indirimine ara verebileceği konusunda genel bir beklenti var. Bu beklenti faizlerde % 14 bileşiğin altında kalıcı olunamamasına neden oldu. Daralan hareket aralığıyla birlikte yılsonu pozisyon kapamalarına bağlı olası satış dalgası az da olsa temkinli olmayı beraberinde getiriyo