Dolar
38,5717
0,17%
Euro
43,7436
0,35%
Sterlin
51,3673
0,55%
Bitcoin
3.760.206
1,20%
BİST-100
9.167,58
0,98%
Gram Altın
4.008,59
0,00%
Gümüş
32,1
-1,00%
Faiz
48,55
0,12%

Otomobil dünyasında güç, hız ve prestij rekabeti artık yepyeni bir boyut kazandı, markalar müşteriye özel kokpit tasarımlarıyla da yarışıyor

Lüks otomobil dünyasının uzun yıllar boyunca vazgeçilmez olan temel taşları hız, prestij ve performans oldu. Fakat günümüzde bu rekabet başka bir sahneye taşındı. Otomotiv şirketleri, müşterilerinin değişen beklentilerine ayak uydurabilmek için iç mekân tasarımlarını da kökten değiştiriyor.

02.05.2025 08:27Güncelleme: 02.05.2025 09:13
Otomobil dünyasında güç, hız ve prestij rekabeti artık yepyeni bir boyut kazandı, markalar müşteriye özel kokpit tasarımlarıyla da yarışıyor
16px
32px

Halide TONGA

Elektrikli araçların (EV) piyasada artan talebi, Çinli markaların otomotiv dünyasını sarsan satış performansı, ABD Başkanı Donald Trump’ın uyguladığı gümrük tarifleri gibi birçok etkene ayak uydurmaya çalışan lüks otomotiv dünyasının görmezden gelemeyeceği bir gerçek var. O da müşterilerinin beklentilerini karşılayabilmek.

Günümüz teknolojisinde yapay zekanın otomobil dünyasındaki sağlamlaşan konumunu daha önce yazmıştım. Kimileri, dijitalleşmenin sınırlarını zorlayan ekran teknolojileriyle “geleceğin sürüş deneyimini” vaat ederken; kimileri, el işçiliğinin sıcaklığını ve materyal kalitesinin zarafetini ön planda tutarak “zamansız lüks” algısını sürdürmeye çalışıyor. Ancak iç mekân tasarımı yapay zeka sistemlerinden ibaret değil. Bu çekişmenin tam ortasında ise ne istediğine karar vermeye çalışan yeni nesil bir müşteri profili yer alıyor.

El işçiliği mi yoksa teknoloji mi? Yoksa her ikisinin harmanlandığı eşsiz tasarımlar mı? BMW'nin dijital ekran devrimi ile Bentley'nin zamansız el işçiliği arasında sıkışan lüks segment, artık iki farklı lüks tanımı sunuyor: Yüksek teknoloji mi, duygusal zanaatkârlık mı? Yeni nesil müşterinin tercihleri ise yeniden şekilleniyor.

Lüks segment bu konuda ikiye ayrılıyor. Lüksün geleneksel el işçiliğinde olduğunu ve yüksek teknolojinin konfor yaratabileceğini savunanlar. BMW, Mercedes-Benz, Audi gibi Alman üreticiler teknoloji odaklı bir konfor vizyonu sunarken, Bentley, Rolls-Royce ve Aston Martin gibi markalar, lüksün hâlâ "dokunulabilir" olması gerektiğini savunuyor.

BMW i7: DİJİTALİN YENİ TANIMI

BMW’nin yeni nesil 7 Serisi ve i7 modelleri, markanın "curved display" ismini verdiği kavisli bilgi-eğlence ekranıyla dikkat çekiyor. 14.9 inçlik dokunmatik ekran ile 12.3 inç dijital gösterge paneli, tek bir cam yüzey altında birleşerek modern bir "kokpit hissi" yaratıyor.

Arka koltukta ise opsiyonel bir seçenek var ve 31.3 inç Theater Screen ile yolculara adeta bir sinema deneyimi yaşatmayı başarıyor. Ses sistemi ise Bowers & Wilkins Diamond Surround teknolojisiyle donatılmış.

Özetle, BMW, minimalist, teknolojik, sürücü ve yolcuya dijital kontrol sunan bir ortam yaratmayı tercih ediyor.

BENTLEY FLYING SPUR: DUYGULARA HİTAP EDEN ZANAAT

Bentley ise, teknolojiyi geri planda bırakan tasarımları ile öne çıkıyor. Ancak tüm modelleri fonksiyonel. Bentley’in asıl odağı, ahşap, deri ve metal işçiliğindeki mükemmellik.

Flying Spur’a bakıldığında, kabininde kullanılan deri kaplamalar, İskoçya’dan temin edilen doğal boyalı derilerle, el işçiliğiyle üretildiği biliniyor.

‘Bentley Rotating Display’ isimli bir döner ekran modülü de bulunuyor. Kullanıcıya 3 farklı görünüm imkanı sağlıyor. Yani teknoloji var ama en sade haliyle. Bentley, geleneksel, sıcak ve zanaat odaklı detaylara odaklanıyor.

MERCEDES-BENZ S-SERİSİ: İKİ DÜNYAYI BULUŞTURAN HİBRİT YAKLAŞIM

Mercedes, S-Serisi’ne bakıldığında ise aslında hem dijital dünyayı hem de el işçiliğini harmanlayan bir ara yol izlemeye çalıştığı anlaşılıyor.

12.8 inç OLED merkez ekran ve gelişmiş ‘MBUX 2.0’ arayüzü sunulurken, aynı zamanda kabin içinde masajlı Napa deri koltuklar, ahşap detaylar ve el dikimi süslemeler de yer alıyor.

Öte yandan, ‘Hey Mercedes’ komutu ile çalışmaya başlayan bir sesli asistan sistemi var ve kabin anında akıllı bir dijital ortama dönüşüyor. Kısacası, akıllı teknoloji ile fiziksel lüks görünümü dengesini arayan modeller üretmeyi tercih ediyor.

Ayrıca "Hey Mercedes" komutuyla çalışan sesli asistan sistemi, kabini akıllı bir dijital

ROLLS-ROYCE SPECTRE: DİJİTAL RUHLA EL YAPIMI BİR SARAY

Rolls-Royce ise sanki farklı bir dünyadan günümüze göz kırpıyor. İlk elektrikli modeli Spectre ile hem çağın gerekliliklerine ayak uyduruyor hem de lüks anlayışından ödün vermiyor. Kabinde fiber optik yıldız tavan, elle işlenmiş ahşap paneller ve tamamen kişiselleştirilebilir iç tasarım seçenekleri de sunuluyor.

Yeni nesil “Spirit” bilgi-eğlence sistemi, ilk kez dijitalleşmiş gösterge paneliyle Rolls’un klasik çizgilerine modern bir ayrıcalık sağlıyor. Özetle dijitali estetikle ile buluşturan kişisel deneyim alanı yaratıyor.

MÜŞTERİLER NE İSTİYOR?

Peki müşteri kitlesi bu markalardan ne istiyor? Yeni nesille birlikte değişen tercihlere ayak uydurmaya çalışan markalar için iç mekanda değişime gitmek zorunda. Çünkü, McKinsey & Co. verilerine bakıldığında, Z kuşağı ve genç Y kuşağı, iç mekânda teknolojik donanımı artık bir lüks değil, zorunluluk olarak görüyor. Buna karşın, ultra lüks segment müşterileri hâlâ el işçiliği ve materyal kalitesini "ayrıcalık" olarak tanımlıyor.

Bloomberg'in 2024 raporuna bakıldığında ise, müşteri memnuniyetinde artık iç mekânların sessizliği ve teknolojik arayüz kalitesi, motor gücünün önüne geçmiş durumda.

patronlardunyasi.com

editörün seçtikleri
İş insanı Serdar Bilgili, Manhattan'daki '125 Greenwich' gökdeleni için 350 milyon dolarlık kredi aldı
İş insanı Serdar Bilgili, Manhattan'daki '125 Greenwich' gökdeleni için 350 milyon dolarlık kredi aldı#Serdar Bilgili
benzer haberler
Ford’un ABD satışları Nisan’da yüzde 16 arttı, elektrikli araçlarda ise düşüş görüldü
Ford’un ABD satışları Nisan’da yüzde 16 arttı, elektrikli araçlarda ise düşüş görüldü