Koç İtalyanlara seslendi

Koç Holding Yönetim Kurulu Başkanı Mustafa Koç, gelişmiş bir Türkiye'nin sadece bölgenin değil, dünyanın istikrarına katkıda bulunacağını belirterek, 'Bu yeni dönemde Avrupa'ya düşen, uzun dönemdeki çıkarlarını doğru tahmin ederek, Avrupa'nın geleceği ve dünya barışı için büyük önem taşıyan bu birleşme sürecine (Türkiye'nin AB'ye üyeliği) kısa vadeli münferit politik çıkarların gölge düşürmemesini sağlamaktır' dedi.
Koç, '3 Ekim Sonrası Avrupa'da Türkiye' konulu 'İkinci Türk-İtalyan Forumu'nda yaptığı konuşmada, Koç Topluluğu'nun İtalyanlar ile ilişkisinin köklü bir geçmişi bulunduğunu ve bunun 3 kuşak öncesine dayandığını söyledi. 2002'de finans alanında UniCredit ile işbirliğine gittiklerini hatırlatan Koç, 'Umut ediyorum ki Koç Topluluğu olarak İtalyan ortaklarımızla yıllardır süregelen dostluk ve işbirliği artarak ve güçlenerek devam edecektir' dedi.

Türkiye'nin 3 Ekim tarihinde AB'ye tam üyelik yolunda çok önemli bir eşiği aşarak aday ülke statüsünden müzakere eden ülke statüsüne geçtiğini hatırlatan Koç, bu önemli eşiğin geçilmesinin, Türkiye açısından gelişmiş ülkeler arasında yerini almak için gerekli değişim sürecine süreklilik kazandıracağı konusunda bir taahhüt olarak görülmesi gerektiğini söyledi. Koç, bu tarihin Avrupa açısından ise AB'nin kendi geleceğini,
Türkiye'yi hesaba katmadan oluşturmak istemediğinin bir göstergesi olduğunu ifade etti.

'BAŞLANGIÇ ÇİZGİSİ OLDUĞUNUN BİLİNCİNDEYİZ'

Türkiye olarak aşılması gereken engelleri küçümsemediklerini dile getiren Koç, ekonomide istikrar ve hızlı büyüme çizgisine gelmek için çok önemli başarılara imza atıldığını, ancak bunun henüz bir başlangıç çizgisi niteliği taşıdığının bilincinde olduklarını söyledi. Türkiye'nin dengeli gelişen hızlı adımlarla aradaki mesafeyi
kapatan bir yapıya kavuşmak için reform çalışmalarını ara vermeden sürdürmek istediğini belirten Koç, şöyle devam etti:
'Siyasette istikrarın değişim kararlılığı ve iradesinin izlerini güçlü bir şekilde görmek mümkün. Ama daha hızlı mesafe alabilmek için AB'nin demokrasi ve insan hakları alanındaki normlarına uyum yolunda yapılan düzenlemelerin toplumun her kesimi tarafından benimsenmesi, uygulamaya kalıcı bir şekilde yansıması gerektiğinin de farkındayız ve bu doğrultuda çabalarımızı yoğunlaştırıyoruz. Ekonomik ve siyasal değişimin, sosyal değişimle beraber yürümesi gerektiği artık hepimizce malum. Bu konuda yetkililere düşen, bu gelişimin önündeki engelleri temizlemek ve eğitim gibi çok temel konularda gerekli reformları başlatmaktır. Ama tabii bu kendi başına yeterli değil. Sosyal dönüşümü sağlamak için ek çaba gerekli.'

'DEĞİŞİMLERİN ZAMANLAMA DIŞINDA AB İLE BİR ALAKASI YOK'

Mustafa Koç, eğitim, kadının günlük yaşamdaki yeri ve çocukların yetiştirilme koşulları gibi alanlarda çalışan sivil toplum kuruluşlarına değinerek, Türk-İtalyan Forumu'nun gündeminde sadece ekonomik konular değil, kadının toplumda değişen rolünün de bulunduğunu vurguladı. Kadının toplumdaki yerine ilişkin özellikle sivil toplum kuruluşlarının yoğun şekilde çalıştıklarını anlatan Koç, 'Şurası bir gerçek ki, bu değişimlerin zamanlama dışında AB ile bir alakası yok. Türkiye bu değişimleri gerçekleştirmek için çalışıyor. Çünkü
Türkiye'nin, bunu yapmadığı ve gelişmiş Batı toplumları arasında yerini almadığı takdirde, genç, dinamik ve kalabalık nüfusunu ekonomik ve sosyal açıdan tatmin edemeyeceğini biliyoruz' diye konuştu. Gelişmiş bir Türkiye'nin sadece bölgenin değil, dünyanın istikrarına da katkıda bulunacağını kaydeden Koç, Türkiye'nin AB'ye üyelik sürecine değinerek, şöyle dedi: 'Bu yeni dönemde Avrupa'ya düşen, uzun dönemdeki çıkarlarını doğru tahmin ederek, Avrupa'nın geleceği ve dünya barışı için büyük önem taşıyan bu birleşme sürecine (Türkiye'nin AB'ye üyeliği) kısa vadeli münferit politik çıkarların gölge düşürmemesini sa