Kaplumbağa Terbiyecisi'nin kanlı öyküsü

Türkiye'nin en eski ve ünlü galericilerinden Yahşi Baraz, Başbakan Erdoğan ve AK Parti'nin Türkiye'de sanatın Anadolu'ya yayılmasına katkı sağladığını söylüyor. Baraz'a göre Anadolu zenginleştikçe sanat da peşinden gitti

Yahşi Baraz, 1975'te İstanbul Kurtuluş'ta açtığı Galeri Baraz'la Türk resim dünyasının gelişmesine katkı sağlayan önemli isimlerden biri. Öyle ki, yaşayan en pahalı Türk ressamı Burhan Doğançay, 2.2 milyon liralık en pahalı eseri Mavi Senfoni'yi, Baraz'ın ofisinde yapmış. "80'li yıllarda Burhan Doğançay, Mehmet Güleryüz, Adnan Çoker, Erol Akyavaş'ı bin dolara satmaya çalışıyordum" diyor Baraz, Türkiye resim piyasasının gelişimini anlatırken. Baraz'a son dönemde üst gelir grubu olduğu kadar orta sınıfın da ilgilendiği bir kavram olan sanata yatırım yapma fikrini nasıl değerlendirdiğini soruyorum. Piyasanın nereye gittiğini, bu işten para kazanılıp kazanılmayacağını da...

Sohbetimiz sırasında konu Türkiye'de satılan en pahalı resim olan Osman Hamdi'nin Kaplumbağa Terbiyecisi'nden açılıyor. Kıraç Vakfı, Pera Müzesi'nde sergiledikleri resme 5 milyon lira ödemişti. Tablonun onlardan önceki sahibi ise Erol Aksoy'du. Aksoy'dan önceki sahiplerinin hikayesini ise Baraz'dan dinleyelim: "Kanlı bir hikayesi var o tablonun. Dedesi Ünyeli bir kaptan olan Süleyman Saim Birkök'ün mühürlü evinden çıktı. İyi bir resim toplayıcısı olan Birkök askerlik arkadaşının oğlunu evlatlık aldı ve onu İsviçre'de okuttu. Tüm servetini ona bırakacaktı ama oğlu pek vefalı çıkmadı. 1959 yılında Balat'taki tersanede tartışmaya başlıyorlar ve tek kurşunla manevi oğlunu öldürüp hapse girdi. İçinde beş Osman Hamdi olduğu söylenen ev yıllarca mühürlü kaldı. Yıllar sonra ise içindeki eserler Resim Heykel Müzesi'ne teslim edildi.

Sabah