Dolar
41,2763
0,16%
Euro
48,5773
0,22%
Sterlin
56,1006
0,26%
Bitcoin
4.646.066
0,78%
BİST-100
10.511,65
0,60%
Gram Altın
4.846,403
0,60%
Gümüş
41,27
-0,19%
Faiz
42,87
0,00%

İstanbul Ticaret Borsasının Altın Tohumlar projesinde bu ay 'altın çilek' konuşuldu

İstanbul Ticaret Borsasının (İSTİB) katma değeri yüksek tarımsal ürünlerin yaygınlaştırılması amacıyla başlattığı Altın Tohumlar projesinde bu ay "altın çilek" masaya yatırıldı.

24.09.2025 09:03Güncelleme: 24.09.2025 09:07
İstanbul Ticaret Borsasının Altın Tohumlar projesinde bu ay 'altın çilek' konuşuldu
16px
32px

İSTİB'den yapılan açıklamaya göre, toplantıda, altın çilek üretiminin Türkiye'deki geçmişi, besin değeri ve gelecekteki potansiyeli, üretim ölçeği, maliyetler ve ihracat imkanları ele alındı.

Çevrim içi gerçekleştirilen toplantının açılış konuşmasını İstanbul Ticaret Borsası Meclis Başkanı Ahmet Bülent Kasap, moderatörlüğünü ise İSTİB Genel Sekreter Yardımcısı İsmail Şen yaptı.

Atatürk Bahçe Kültürleri Merkez Araştırma Enstitüsünden Dr. Gülay Beşirli ve İdeal Tarım İş Geliştirme ve Zirai Operasyonlar Sorumlusu Ahmet İşçen konuşmacı olarak katıldı.

"DOĞRU TANITIM VE TÜKETİCİ BİLİNCİNİN ARTIRILMASI ŞART"

Açıklamada görüşlerine yer verilen İSTİB Meclis Başkanı Ahmet Bülent Kasap, fonksiyonel gıdaların yükselen önemine dikkati çekerek, halk arasında “yer kirazı” olarak bilinen altın çileğin ülkemizde hak ettiği noktaya ulaşamadığını vurguladı.

Kasap, küresel pazarın 2024’te 1,48 milyar dolara ulaştığını 2033’te ise 2,78 milyar doları aşmasının beklendiğini belirterek, "Bu tropikal meyvenin yüksek besin değeri ve sağlık faydalarıyla sofralarımıza girmesi için doğru tanıtım ve tüketici bilincinin artırılması şart." ifadelerini konuştu.

"60 GÜNE KADAR DEPOLANABİLMESİ MÜMKÜN"

Atatürk Bahçe Kültürleri Merkez Araştırma Enstitüsünden Dr. Gülay Beşirli, altın çileğin ilk kez 1995'te İtalya’dan ülkemize giriş yapmış olduğunu kaydederek, ürünün, Enstitümüz tarafından yürütülen adaptasyon çalışmalarıyla tarımsal üretime kazandırıldığını vurguladı.

Ticari anlamda tohum üretimi ve satışının Türkiye'de henüz başlamadığını dile getiren Beşirli, "Tıbbi olarak da kullanılan bu değerli meyvenin uluslararası standartlarda çeşit tescili ülkemizde güvence altına alınmıştır. Böylece dünya pazarında rekabet edebilmenin de önü açılmıştır. Altın çileğin raf ömrü kısa olmakla birlikte, 0°C’de yüzde 85-90 nem koşullarında 60 güne kadar depolanabilmesi mümkün." değerlendirmesinde bulundu.

Beşirli, yüksek potasyum içeriğiyle kemik sağlığını destekleyen, sindirimi kolaylaştıran ve bitkisel fosfor kaynağı olmasıyla dikkat çekici bir meyve olduğuna işaret ederek, şunları kaydetti:

"Taze tüketiminin yanı sıra marmelat, kurutulmuş ürünler, pasta sanayi, salatalar ve sofra süslemelerinde egzotik bir lezzet olarak kullanılabiliyor. Geçmişte hızlı kilo vermek amacıyla hap formunda bilinçsiz tüketimi nedeniyle olumsuz bir imaj edinmiş olsa da küçük ama besin değeri yüksek yapısıyla gelecekte altın değerinde bir ürün olma potansiyeli taşıyor.”

"ÜRÜNÜ AB ÜLKELERİNE İHRAÇ EDEBİLİRİZ"

İdeal Tarım İş Geliştirme ve Zirai Operasyonlar Sorumlusu Ahmet İşçen, küresel üretiminin yüzde 94’ünü tek başına Kolombiya’nın gerçekleştirdiğine değinerek, 2022 yılı itibarıyla Kolombiya’nın 20 bin ton üretimi ve 40 milyon dolarlık bir ihracatı olduğunu belirtti.

Kolombiya'nın ihracatını büyük oranda Hollanda’ya yaptığına değinen İşçen, "Güney yarım küreden kuzey yarım küreye taşınan bir ürün ve bu da lojistik maliyelerini oldukça yükseltiyor. Bizde ise üretimi henüz küçük ölçekte gerçekleştiriliyor. Talebi karşılamak için yaklaşık 10 ton ithalatımız, 10 ton da yerli üreticiden alımımız var. Ancak satış kanallarımızda son dönemde bir artış söz konusu. Fiyat beklentisi yüksek oluştuğu için bazen fiyatlar ithal fiyatların üzerine çıkabiliyor." ifadelerini kullandı.

İşçen, üretimde karşılaşılan zorluklara da dikkati çekerek şöyle devam etti:

“Hasadı zahmetli, işçilik giderleri yüksek. Bir kişi günde en fazla 20 kilogram toplayabiliyor. Sözleşmeli tarım modeliyle, topraksız yetiştiricilik ve jeotermal seracılıkla yılın 12 ayında yüksek kalitede üretim gerçekleştirebilirsek ürünü AB ülkelerine ihraç edebiliriz. Üretici açısından yüksek işçilik maliyetleri, tüketici açısından ise fiyat belirsizlikleri talebi sınırlandırsa da soğuk zincir ve bilinçli pazarlama sayesinde AB’ye daha düşük maliyetli ihracat yapma, raflarda sürekli yer alma ve üretim ölçeğini büyütme şansımız var."

patronlardunyasi.com

benzer haberler
Türkiye'nin ocak-ağustos döneminde serbest bölgeler dahil toplam makine ihracatı yüzde 0,3 artışla 18,5 milyar dolara ulaştı
Türkiye'nin ocak-ağustos döneminde serbest bölgeler dahil toplam makine ihracatı yüzde 0,3 artışla 18,5 milyar dolara ulaştı