Dolar
42,304
0,11%
Euro
49,1843
-0,14%
Sterlin
55,8065
-0,36%
Bitcoin
4.212.910
0,00%
BİST-100
10.628,63
-0,11%
Gram Altın
5.704,046
0,88%
Gümüş
53,1
1,52%
Faiz
40,2
0,00%

İş dünyası, rekor büyüme için ne dedi?

2010 yılı büyüme rakamları siyasette ve iş dünyasında geniş yankı buldu. İşte yapılan açıklamalar

31.03.2011 09:56
Haberi paylaşın
İş dünyası, rekor büyüme için ne dedi?
16px
32px

Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, 2010 yılının tümünde büyüme hızının beklentilerin üzerinde yüzde 8,9 olarak gerçekleştiğini belirterek, böylece Türkiye ekonomisinin toplam büyüklüğünün cari fiyatlarla 1,1 trilyon lirayla tarihi rekor seviyesine ulaştığını bildirdi. 

     Babacan, yaptığı açıklamada, 2010 yılı dördüncü çeyreği ile birlikte 2010 yılı bütününe ilişkin Gayri Safi Yurtiçi Hasıla (GSYH) verilerinin kamuoyuna duyurulduğunu, açıklanan verilerin, 2009 yılı son çeyreğinde başlayan güçlü büyüme eğiliminin 5 çeyrektir aralıksız devam ettiğini gösterdiğini belirtti.
     Bakan Babacan, GSYH'nin, dördüncü çeyrekte bir önceki yılın aynı dönemine göre reel olarak yüzde 9,2 seviyesinde artarken, mevsim ve takvim etkilerinden arındırılmış milli gelir artış hızının bir önceki çeyreğe göre yükselerek yüzde 3,6 oranında gerçekleştiğini kaydetti. 

     2010 yılı dördüncü çeyreğinde büyümeye en fazla katkının özel sektör yatırım ve nihai tüketim harcamalarından geldiğini ifade eden Babacan, özel sektör yatırımlarının geçen yılın aynı dönemine göre reel olarak yüzde 49,5 oranında artarken, tüketim harcamalarının yüzde 9 oranında büyüdüğünü belirtti. 

     Öte yandan, dış pazarlardaki talebin görece zayıf seyrinin ihracat artışını sınırlandırırken, iç talebin etkisiyle ithalattaki yüksek artışın 2010 yılı dördüncü çeyreğinde net dış talebin büyümeye negatif yönde katkı yapmasına neden olduğunu kaydeden Babacan, iç talep koşullarındaki bu iyileşmenin, üretim artışı ile büyümenin arz tarafında da kendisini gösterdiğine işaret etti. 2010 yılı dördüncü çeyreği itibariyle sanayi katma değeri büyüme hızının yüzde 10,5 oranında gerçekleştiğini hatırlatan Babacan, buna paralel olarak, hizmetler sektörü katma değeri de yüzde 8,6 oranında büyüme kaydederken, özellikle ticaret, ulaştırma ve inşaat sektörlerindeki güçlü seyrin devam ettiğini kaydetti. 

     Babacan, 2010 yılının tümünde büyüme hızının beklentilerin üzerinde yüzde 8,9 olarak gerçekleştiğini, böylece Türkiye ekonomisinin toplam büyüklüğünün cari fiyatlarla 1,1 trilyon lirayla tarihi rekor seviyesine ulaştığını, 2010 yılında özel sektörün yatırım harcamalarının da 164,3 milyar liraya yükseldiğini ifade etti.
     Bakan Babacan, Türkiye ekonomisinin dördüncü çeyrekte ve yıl genelinde yakaladığı bu yüksek büyüme hızı ile G20, Avrupa Birliği ve OECD'ye üye ülkelerin tamamı arasında en iyi performans gösteren bir kaç ülkeden biri olma konumunu sürdürdüğünü kaydetti. 

     2010 yılında kaydedilen bu büyüme performansı sonucunda, kişi başına milli gelirin cari fiyatlarla 15 bin 138 lira olarak kriz öncesi seviyeyi de geçerek tarihi yüksek noktaya ulaştığını ifade eden Babacan, yine kişi başı milli gelirin 10 bin 79 dolar olarak gerçekleştiğini ve kriz öncesi seviyesine yaklaştığını belirtti.
     2010 yılında elde edilen bu başarının temelinde ısrarla uyguladıkları temel bir felsefenin olduğunu ifade eden Babacan, ''Devletin görevi güven ve istikrarı sağlamaktır. Ekonomik büyüme özel sektörün faaliyetleriyle oluşmalıdır. Mali disipline bağlı kalarak ekonomik büyümenin nasıl oluşacağını fiilen gösteren Türkiye örnek bir ülke haline gelmiştir'' dedi. 

YALÇINTAŞ:“REKOR BÜYÜME, EKONOMİDEKİ İSTİKRARIN SONUCU”

İstanbul Ticaret Odası (İTO) Başkanı Murat Yalçıntaş, 2010 yılı için yüzde 8.9 olarak gerçekleşen ve Avrupa’da rekor kıran büyümede özel sektörün çok büyük payı bulunduğunu söyledi. Yalçıntaş, ekonomideki rekor büyümeyi ülkedeki istikrarın sonucu olarak değerlendirdi.

Yalçıntaş, “Devletin ve özel sektörün harcamalarına baktığımızda, büyümenin ana motorunun özel sektör yatırımları ve iç tüketim olduğunu görüyoruz” dedi.

Yalçıntaş, 2010 yılında imalat sanayinin yüzde 13.6, toptan ve perakende ticaretin yüzde 13.3, inşaatın yüzde 17.1, ulaştırma ve haberleşme sektörünün ise yüzde 10.5 büyüdüğüne dikkat çekti. Başkan Yalçıntaş, “Gayri Safi Yurtiçi Hasıla’nın sabit fiyatlarla yaklaşık yüzde 57’sini oluşturan bu dört sektörün performansı, ekonomideki genel toparlanma ve büyüme azminin açık bir göstergesidir. Genel seçim sürecine girdiğimiz bu dönemde, hükümetin ve ekonomi yönetiminin makro istikrardaki hassasiyeti ile özel sektörümüzün bu dinamizmi ilerisi için bize umut vermektedir” dedi.

Yalçıntaş, 2010’un son çeyreğinde özel sektör sabit sermaye oluşumunun yüzde 49.5 yükseldiğine işaret etti. Yalçıntaş, “Bu performans göz önüne alındığında, geleceğe yönelik yatırımların hızlandığını görüyoruz. 2011 yılının ilk çeyreğinde de yüksek bir büyüme rakamının sürpriz olmayacağı söylenebilir” diye konuştu.

İTO Başkanı Yalçıntaş, ithalatın ihracattan daha hızlı artması neticesinde dış ticaretin büyümeye negatif katkıda bulunduğunu belirtti. Yalçıntaş, “Sanayimizdeki yapısal değişimleri gerçekleştirdiğimizde dış ticaretin de büyümeye pozitif katkıda bulunacağı günleri orta vadede göreceğiz” dedi.

Türkiye’nin yakaladığı rekor büyüme ile dünyanın dikkatini bir kez daha çekmeyi başardığına işaret eden Başkan Yalçıntaş, ekonomi yönetimine teşekkür etti. Yalçıntaş, “İnanıyorum ki, bu istikrar ortamı sürdükçe, 2023 yılında dünyanın en büyük 10 ekonomisi arasına girme hedefimize ulaşacağız” dedi.
     
 ÇAĞLAR: ''YÜZDE 8,9'LUK BÜYÜME ÖNEMLİ, ANCAK BUNUN SÜRDÜRÜLEBİLİR HALE GETİRİLMESİ DAHA ÖNEMLİ''

Ziraat Bankası Genel Müdürü Can Akın Çağlar, Türkiye'nin yüzde 8,9 büyümesinin önemli, ancak bunun sürdürülebilir hale getirilmesinin daha da önemli olduğunu belirterek, ''Çünkü ekonomideki en önemli kriterlerden bir tanesi istikrarı sağlayabilmek'' dedi. 

          Büyüme hızının 2010 yılında yüzde 8,9 olarak açıklandığının hatırlatılması üzerine Çağlar, bu rakamın beklentilerin üzerinde olduğunu söyledi. Olumlu tahminlerin yüzde 8 civarında olduğuna işaret eden Çağlar, ''Yüzde 8,9 gerçekleşmesi Türkiye'nin büyüdüğünü gösteriyor. Biz bu büyümeyi bir takım makro verilere bakarak takip ediyorduk, geçmiş 3 çeyrek de bunu teyit ediyordu zaten'' dedi. 

     Gerek imalat sanayi endeksleri, gerekse kapasite kullanım oranlarıyla bunu gözlemlediklerini ifade eden Çağlar, ''Bankacılar olarak bize gelen kredi taleplerinden bunu görüyorduk. Özellikle yatırım taleplerinden. Ülkenin büyüdüğünü bu yatırım ve kredi taleplerinden de gözlemleyebiliyoruz. Yüzde 8,9'luk bir büyüme önemli bir büyüme ama bunun bir defalık olması belki çok önemli bir şey değil, bunu sürdürülebilir hale getirmek çok önemli. Çünkü ekonomideki en önemli kriterlerden bir tanesi istikrarı sağlayabilmek'' diye konuştu. Çağlar, bu oranda bir büyümenin istihdama ve yatırıma katkısı olduğunu kaydetti. 

     Bu büyümeye bankaların katkısının olup olmadığının sorulması üzerine Çağlar, şunları söyledi:
     ''Öteden beri ekonomik büyümeyle bankacılığın kullandığı kredileri mukayese ettiğimizde çok net bir korelasyon görüyoruz. Mesela 2009 yılına baktığımızda bankacılık sektörünün kredileri yüzde 6 büyümüştü. O yıl ekonomi yüzde 4,5 küçülmüştü. Banka kredilerinde bu yıl yüzde 34'ler civarında bir büyüme söz konusu, ülke de yüzde 8,9 büyüdü. Dolayısıyla bir ülkenin büyümesinde bankacılık sektörü ve krediler çok önemli bir motordur.''

ÖZDEBİR: ''AÇIKLANAN RAKAMLAR BİZLERİ ŞAŞIRTMADI''

Ankara Sanayi Odası (ASO) Başkanı Nurettin Özdebir, açıklanan büyüme rakamlarının kendilerini şaşırtmadığını belirterek, ''Cari açığı kapatmak için ekonomiyi yavaşlatmaktan çok, yapısal tedbirler üzerinde odaklanılması gerekir'' dedi. 

     Özdebir, yaptığı yazılı açıklamada, 2010 yılında sağlanan yüzde 8,9'luk büyümeyi değerlendirdi. Büyümenin yüzde 9'lara ulaşabileceğini beklediklerini ve bu tahmini de geçen yılın ikinci çeyreğinden itibaren birçok kez dile getirdiklerini ifade eden Özdebir, dolayısıyla açıklanan rakamların kendilerini şaşırtmadığını kaydetti. Sağlanan ekonomik büyümeye, sanayinin yaptığı yüksek katkıya dikkati çeken Özdebir, şöyle devam etti: 

     ''Sanayideki büyüme devam etmektedir. Ancak, sanayi üretiminin ulaştığı seviye beş yıl öncesinden çok farklı değildir. Son beş yıldır sanayimiz, sanayicilerin üstün çabasına ve verimlilikteki artışlara rağmen yerinde saymıştır. Bütün ekonomi politikalarında öncelik finans sektörüne verilirken sanayimizin üvey evlat muamelesi görmesi bu sonucu doğurmuştur. Biz yıllarca değerli TL'nin kanser gibi sanayimizi içten içe yıprattığını ve cari işlemler açığını artırdığını söyledik. Geldiğimiz nokta, bu uyarılarımızda ne kadar haklı olduğumuzu göstermektedir. Bu nedenle sanayideki büyümeyi destekleyici tedbirlerin alınması gerekir. Bu işsizlikle mücadeleye de katkı sağlayacaktır.'' 

     Ekonomi yönetimi ve Merkez Bankası'nın cari işlemler açığını azaltmak için ekonomiyi yavaşlatmak istediklerine dikkati çeken Özdebir, cari işlemler açığındaki artışın kendilerini de endişelendirdiğini belirterek, ''Türkiye, cari işlemler açığı vermeden büyüyemeyen bir ülkedir. Bu yapısal sorunun birçok nedeni vardır ve sadece para politikasıyla bu nedenleri ortadan kaldırmak mümkün değildir. Cari işlemler açığını kapatmak için ekonomiyi yavaşlatmaktan çok, başka çözümler üzerinde odaklanmamız gerekir. Bunun için yerli kaynaklarımızdan daha fazla yararlanmamızı sağlayacak tedbirlerin alınması gerekir'' dedi. Bu tedbirlere örnek olarak Devlet Bakanı Zafer Çağlayan'ın ''Girdi Tedarik Stratejisi''ni gösteren Özdebir, bu stratejinin ara malı ithalatını dolayısıyla da cari işlemler açığını azaltacak unsurlar içerdiğini belirtti. Özdebir, benzer biçimde madenlerden daha fazla yararlanmak için maden çıkarma ve taşımasına ÖTV iadesi yapılabileceğini kaydetti. 

KARAKUŞ: ''MİLLİ GELİRİN 2012'DE 1 TRİLYON DOLAR OLMASI HAYAL DEĞİL''

Ankara Giyim Sanayicileri Derneği (AGSD) Başkanı Canip Karakuş, 2010 yılında Türkiye'nin yüzde 8,9 büyümesinin ''büyüleyici'' olduğunu ifade ederek, bu büyümenin sürdürülebilir olması için tempoyu korumanın şart olduğunu belirtti.
     Karakuş, yaptığı yazılı açıklamada, büyüme rakamlarının futbol jargonu ile ''Hat Trick'' (üçleme) yapması halinde 2012 yılında Türkiye'nin, milli gelir açısından 1 trilyon dolarlık bir ülke olacağını ifade etti.
     Türkiye'nin ardı ardına bu düzeyde bir ''büyüme üçlemesi'' yapması halinde dünyanın en büyük 10 ekonomisi arasına girmesinin önünün açılacağını belirten Karakuş, şunları kaydetti:
     ''Dünya krizine rağmen büyümenin bu düzeyde gerçekleşmesi gerçek anlamda bir müjdeyi ifade etmektedir. Avrupa pazarının normalleşmesi ve ihracatın yukarı çıkması ile sürdürülebilir bir büyüme yakalamamız işten bile değildir. Türk özel sektörünün bu potansiyeli vardır. Milli gelirin 2012'de 1 Trilyon dolar olması hayal değil. Türkiye birkaç yıl sonra 'Zenginler Kulübü'nün bir ferdi olacaktır.'' 

DEVLET BAKANI ÇAĞLAYAN: TÜRKİYE EKONOMİSİ, VİTES BÜYÜTTÜ

Devlet Bakanı Zafer Çağlayan, Türkiye ekonomisinin vites büyüttüğünü belirterek, yüzde 8,9'luk büyümenin, Türkiye ekonomisinin potansiyelini gösterdiğini belirtti.
     Çağlayan, yaptığı yazılı açıklamada, Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) tarafından açıklanan 2010 yılı GSYİH rakamları ve Şubat 2011 dış ticaret rakamlarını değerlendirdi.
     Bakan Çağlayan, Türkiye'nin bu performansı ile küresel kriz öncesi seviyeye döndüğünü, gerek ihracat artışının, gerekse büyüme performansının bunun kanıtı olduğunu ifade etti.
     Çağlayan, Türkiye İstatistik Kurumu tarafından açıklanan 2010 yılı büyüme rakamının ve 2011 yılı Şubat ayı dış ticaret rakamlarının, Türkiye'nin ekonomik büyüme ve ihracatta vites büyüttüğünü gösterdiğini vurguladı. 

ÖZER: ''AÇIKLANAN HER RAKAMDA TÜRKİYE'NİN BELLİ BİR MESAFEYE GELDİĞİNİ, REKABET ETTİĞİ ÜLKELERE FARK ATTIĞINI GÖRMEK, TİCARET DÜNYASINDA DOPİNG ETKİSİ YAPIYOR'

 Denizli Ticaret Odası (DTO) Yönetim Kurulu Başkanı Necdet Özer, açıklanan her büyüme rakamında, Türkiye'nin belli bir mesafeye geldiğini, rekabet ettiği ülkelere fark attığını görmenin, ticaret dünyasında doping etkisi yaptığını söyledi.
     Özer, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Türkiye ekonomisinin 2010'da yüzde 8,9 büyüme göstermesinin ticaret dünyasında büyük heyecan uyandırdığını ifade etti.
     Türk ticaret dünyasının, ülkenin büyümesi noktasında kendinden fedakarlıklar yaparak büyük başarılara imza attığını belirten Özer, şunları kaydetti:
     ''Açıklanan her rakamda, Türkiye'nin belli bir mesafeye geldiğini, rekabet ettiği ülkelere fark attığını görmek, ticaret dünyasında doping etkisi yapıyor. İş adamlarımız, ihracatçılarımız işlerine her geçen gün daha sıkı sarılıyor. Bizler Türk ekonomisinin 2023 yılında 500 milyar dolarlık ihracat hedefine ulaşmada üzerimize düşeni yapmak için gecemizi gündüzümüze katarak çalışıyoruz''. 

VARDAN: ''TÜRKİYE EKONOMİSİ TARİHİNDE İLK KEZ 1 TRİLYON LİRAYI GEÇTİ

Müstakil Sanayici ve İşadamları Derneği (MÜSİAD) Genel Başkanı Ömer Cihad Vardan, Türkiye ekonomisinin 2010 yılında, tarihinde ilk kez 1 trilyon lirayı geçerek yüzde 8,9 oranında beklentilerin üzerinde rekor bir büyümeyle dinamizmini yeniden ortaya koyduğunu belirterek, ''Türkiye 2011'de de 2010'da olduğu gibi beklentilerin üstünde bir büyüme rakamını gerçekleştirebilir'' dedi.
     Vardan, büyüme rakamlarına ilişkin AA muhabirine yaptığı değerlendirmede, ''Bu rakamın oluşumunda en büyük faktör, yatırımların 2010 yılında yeniden canlanmış olmasıdır. Burada da en büyük pay, yüzde 33,5'luk bir artış gösteren ve büyümeye 6,6 puanlık katkı sağlayan özel sektör olmuştur. Ayrıca, tüketimin de toplam büyüme oranındaki 4,5 puanlık payı dikkati çekmektedir. Dolayısıyla, harcamalar yöntemiyle hesaplanan GSYH verileri, geçen yıl, hem yatırımcıların hem de tüketicilerin, piyasalarda oluşan güvenin ve siyasal istikrarın da etkisiyle, hayli olumlu tepkiler verdiklerini açıkça göstermektedir'' dedi.