Sakin ama etkili kişiliğiyle bilinen Kayserili işadamı Ali Kibar, koltuğunda birden fazla karpuz taşıyor. Hyundai Assan Yönetim Kurulu Başkanlığı, Kibar Holding Başkan Yardımcılığı ve Kore Cumhuriyeti İstanbul Fahri BaşKonsolosluğu görevlerini başarıyla sürdüren Ali Kibar, başarı için disiplinin şart olduğunu belirtiyor. Asım- Semiha Kibar çiftinin oğulları olan Ali Kibar gençlik yıllarında uçak pilotluğu yapmış. İstanbul Havacılık Klubü’nün ilk kurucularından olan Ali Bey, bir iki arkadaşının hayatını kaybetmesi üzerine bu sevdadan vazgeçmiş. Ailesiyle tatil yapmayı özellikle de kayak sporunu seven ve son günlerde Hyundai’nin 1.2 milyar euro’luk yatırımı nedeniyle sık sık gündeme gelen Ali Kibar ile Kozyatağı’ndaki ofisinde görüştük.

Otomotiv işine 1990 yılında girdiniz. Sizce geç mi kaldınız?

Otomotiv sektörüne girmemiz tesadüf. Rahmetli Turgut Özal ile bir grup işadamı olarak Kore’yi ziyarete gitmiştik. Kore Hyundai firması ile demirçelik sahalarında işbirliklerimiz vardı. İşbirliğimiz ilerledikçe onların otomotiv alanları ile ilgilendiğimizi söyledik. Sıcak ilişkilerle mutabakata vardık. 1990’da distribütörlükle başladık. 1995’te de ailece sanayiye yakın olduğumuz için ortak olarak burada beraber yatırıma başladık. 1997’de ilk tesis açıldı.

Korelileri nasıl ikna ettiniz? Sadece Türkiye sevgisi değil herhalde...

1950’lerden beri iki ülke arasında dostluk var. Kore insanının Türkiye sevgisi çok fazla. Dünya Kupası ile daha da pekişti.

Hyundai’ın Avrupa pazarı için yapacağı dev yatırım için iki ülkenin çekişmesine tanık oluyoruz. Yatırımın Çek Cumhuriyeti yerine Türkiye’de olması için çabalıyorsunuz.

ÇOK BÜYÜK YATIRIM

Reel sektörün yatırımlarını farklı açıdan değerlendirmek gerekir. Daha önce başka bir markası için Slovakya’ya yapılan yatırım tek bir ülke pazarı için değil bütün bölge pazarlarına ulaşım için önemliydi. Bu tip yatırım kararlarını bu yüzden çok iyi düşünüp veriyorlar. Hyundai’nın şu anki yatırımı bir Avrupa projesidir. Tüm Avrupa’ya hatta Rusya’ya yönlendireceği çok büyük bir üretim tesisi yatırımı. Türkiye daha önce plan kapsamında dahi değildi. Yaptığımız son temaslar Türkiye’ye yönelik umutları çok yüksek noktalara taşıdı. Hükümetin böyle büyük ölçekli yatırımları ülkesine çekmek için öncelikle tahsis edilmesi gereken bir arazi konusu var. Lojistik olarak limana, tren taşımacılığına yakın, elektrik, su, doğalgaz altyapılarının olduğu, ve yan sanayiine yakın bir bölge olması çok önemli. Günde 1000’in üzerinde araç üretimi için kaç adet kamyon, TIR gerekecek. Hyundai trafik, hacim gibi konulara da bakıyor. Hükümetin önerdiği arazileri ziyaret ettik. İlgili yerel yöneticiler çok sıcak karşıladılar. Ama yerin uygunluğu çok önemli. Başka ülkelerde ilave teşvikler var.

Arsa teşviğinin yanısıra bahsedilen nakit teşviğinin içeriği nedir?

Başka ülkelerde “yatırım paketine şu kadar oranda toplam teşvik veriyorum” deniyor. Şu kadarını arazi, şu kadarını altyapı, bu kadarını ülkemde yarattığın kişibaşı istihdam için kullanıyorum deniyor. Bu yatırım ilk aşamasında 3 bin kişilik bir istihdam yaratacak. Yan sanayide hammadde üretmek için 2700 ilave istihdam yaratacak. Böyle bir yatırımı çekebilmek için hükümetimiz iyi niyetini ifade ediyor ama fiilen de bir teşvik paketinin sunulması icap ediyor.

ALİ COŞKUN ÇOK İLGİLİ

Başbakan veya Bakanımızdan som