Gemileri karadan yürüten Yavaşça Şahin Mehmet Ali Paşa’nın mezarı bugün dar bir aralığın gölgesinde unutuluyor
İstanbul’un fethinde gemileri karadan yürüten Yavaşça Şahin Mehmet Ali Paşa’nın Eminönü’ndeki mezarına ulaşmak gemileri karadan yürütmek kadar zor. Yıllar içinde yollar yükselip caminin bahçesi daralınca mezarın başına gitmek neredeyse imkânsız hale gelmiş.

Şahin Mehmet Ali Paşa, hakkında az şey bilinen Osmanlı paşalarından. Atılgan ve gözü pek bir asker. Bu yüzden önce ‘Şahin’ lakabını almış. Fatih döneminde Osmanlı ordusunun önemli paşalarından biri olarak öne çıktı. İstanbul’un fethi sürecinde de mühim görevler üstlendi. Önce Kaptan-ı Derya Baltaoğlu Süleyman Bey’in, ardından Hamza Bey’in emrinde donanmada görev aldı. Resmi kayıtlarda yer almasa da genel kabule göre fetih sürecinde meşhur ‘gemilerin karadan yürütülmesi’ operasyonunu o yönetti.
‘AMAN YAVAŞÇA HA’
Hürriyet'ten Musa Kesler'in haberiine göre, Dolmabahçe’den kızaklarla yola çıkarılan kadırgalar, halatlarla çekilerek Haliç’e indirilirken başında Yavaşça Paşa vardı. Haliç’in girişine zincir gererek gemilerin girişine tamamen kapattıklarını düşünen Bizanslılar bir sabah onca gemiyi görünce büyük moral bozukluğu yaşayacaklardı. Bir rivayete göre halatları çeken askerlere sürekli ‘Aman yavaşça ha’ dediği için bir başka rivayete göre de Sultan’a bu operasyonu anlatırken ‘Düşman duymasın diye yavaşça geldim hünkârım’ dediği için ‘Şahin’ sıfatının önüne ‘Yavaşça’ lakabını da almıştı.
Caminin duvarına 1950’den sonraki tadilatlarda konulan metal levhada ‘kadırgaları karadan yürüten komutan’ yazıyor.
DAR ARALIĞIN ARKASINDA
Fetihten sonraki hayatına dair de çok fazla detay bilinmiyor. Ancak kendi adına yaptırdığı Eminönü’nün Mercan Yokuşu’ndaki cami bugün hâlâ ayakta. 1478’de vefat eden paşanın mezarı da bu caminin haziresinde. Ayrıca caminin duvarına 1950’den sonraki tadilatlarda konulan metal levhada ‘kadırgaları karadan yürüten komutan’ yazıyor. 1950’li yıllarda cami büyük bir tadilat görmüş. Zamanla yanından geçen yol da yükselmiş. Paşanın mezarı duvar ile minarenin arasına sıkışan bir aralığın arkasında kalmış. Sonradan duvara iliştirilen ve şadırvan vazifesi gören lavaboların önünden dikkatle geçmek gerekiyor. Mezara giden aralıktan bir kişinin zorlanmadan, sıkışmadan geçmesi çok zor. Yani şimdilerde 572 yıl önce ‘gemileri karadan yürüten’ paşanın mezarına ulaşmak en az gemileri karadan yürütmek kadar zor.
GEMİLER KARADAN YÜRÜDÜ MÜ?
İstanbul’un fethinin neredeyse her yıldönümünde gemilerin karadan yürütülüp yürütülmediğine dair tartışmalar gündeme gelir. Hem Fatih dönemi tarihçilerinin hem de sonradan araştırmalar yapan birçok tarihçinin makalelerinde bu konu açık olarak belirtiliyor...
Tursun Bey
“Sanat-ı cereskalde (yük kaldırma, çekme) mahir, mühendis ve fen adamı hazır oldu. İslam gemileri bayraklarla bezenip yelkenleri açtılar. Galata kalesi ensesinden havada yürüttüler.”
Hoca Sadeddin Efendi
“Yenihisar tarafından gemileri sürüp, Galata ardından deryaya aşıralar ve topların ateşiyle hisardakiler deniz yöresinden dahi şaşıralar.”
Kitab-ı Cihannüma
“Ve yetmiş pare gemi dahi kalenin üstün yanından, Galata’nın üst yanından tepeden aşağı yelken açıp, savaşçıları içinde ayağın dururken bir tasnifle kurudan yürüdüp hisar dibine denize indirdi.”
Georg Ostrogorsky
“Mehmed II. 22 Nisan’da büyükçe sayıda gemiyi karadan Haliç’e nakletmeyi başardı ve böylece şehir Haliç’ten bombardımana maruz kaldı.”
Babinger
“Bir fırlatma rampasını andıran yol, koyun ve öküz yağıyla sıvandı. Gemiler bu rampadan silindirler üstünde geçirilip Haliç’e indirildi.”
patronlardunyasi.com