Garih cinayetinde tek hata oldu
Üzeyir Garih'in öldürüldüğü dönemde içişleri bakanı olan R. K. Yücelen'den 7 yıl sonra itiraf..

Üzeyir Garih'in öldürüldüğü dönemde içişleri bakanı olan R. K. Yücelen, suikastın Ergenekon'la bağlantılı olduğu iddiasını yanıtladı: Olayı aydınlattık; yalnızca bir hatamız oldu
Avukat Doğan Kasadolu'nun Üzeyir Garih cinayetiyle ilgili iddiaları, dönemin İçişleri Bakanı Rüştü Kazım Yücelen'i şaşırttı. Cinayetin ardından Garih ailesini iki kez ziyaret ettiğini anlatan Yücelen, Üzeyir Garih'in torununun kaçırılarak ailenin tehdit edildiği yönünde kendisine herhangi bir bilgi verilmediğini söyledi.
Üzeyir Garih cinayetine ilişkin bazı belgeler, Ergenekon davasının tutuklu sanıkları arasında yer alan Doç. Dr. Ümit Sayın'dan çıkmıştı. Garih cinayetiyle ilgili kuşku uyandıran bu gelişmenin ardından, cinayetin işlendiği dönemde Alarko Holding'de ithalat koordinatorü olarak görev yapan Doğan Kasadolu, 2001'de Yener Yermez tarafından Eyüp Mezarlığı'nda bıçaklanan Garih'in, Ergenekon tarafından öldürüldüğünü öne sürdü. Kasadolu, bu iddiasını Ergenekon soruşturmasını yürüten İstanbul Cumhuriyet Başsavcı Vekilliği'ne verdiği dilekçede dile getirdi.
'Torun kaçırıldı' iddiası
Kasadolu, cinayetin ardından Üzeyir Garih'in evine gelen polis kıyafetli bazı kişilerin, ünlü işadamının o gün 14 yaşında olan torunu Tal Herzikowitz'i kelepçe takarak götürdüklerini ve serbest bırakılması karşılığında aileden fidye alındığını da ileri sürdü.
İddialar bununla da sınırlı kalmadı. Garih cinayetinden mahkûm olan Yener Yermez'in, Ergenekon davasının tutuklu sanıklarından emekli Albay Fikri Karadağ'ın askeri olduğu iddia edildi.
Taraf'ın bu iddialarla ilgili sorularını yanıtlayan dönemin İçişleri Bakanı Rüştü Kazım Yücelen, "İddiaları ben de hayretle izliyorum" dedi. Garih ailesinin evini cinayetin hemen ardından iki kez ziyaret ettiğini söyleyen Yücelen, "Bu iddiaların hiçbiri o günlerde dile getirilmedi" diye konuştu. Garih cinayetini tüm ayrıntılarıyla aydınlattıklarını savunan Yücelen, "Olay benim için gayet açık" ifadesini kullandı.
Yedi yıl sonra gelen itiraf
Garih cinayetini soruştururken "tek bir hata" yaptıklarını savunan Yücelen, o hatayı da şöyle anlattı: "Cinayet cumartesi sabah işlenmişti. Katil, Üzeyir Garih'in cep telefonunu da çalmıştı. Telefon açıktı; yani sinyal alıp veriyordu. Polisin elinde de sinyallerden cep telefonlarının bulunduğu yeri bir metre hatayla saptayabilen aletler vardı. Ancak o tarihte İstanbul Emniyeti'nde bu aletten yoktu. İstihbarat Daire Başkanlığı'ndaki aleti İstanbul'a getirttik. Ancak aletin İstanbul'a gelmesi akşam saat 17.00'yi buldu.
Bu arada saat 16.00 gibi cep telefonu kapatıldı. Pili gövdesinden ayrıldığı için sinyaller tümüyle kesildi. Ankara'dan getirttiğimiz alet geciktiği için o gün telefonun koordinatlarını saptayamadık. Aleti özel bir uçakla getirtseydik katili o gün yakalayabilirdik.
Ama cep telefonu pazartesi sabahı yeniden sinyal vermeye başladı. Alet, sinyalin Hasdal Kışlası'ndan geldiğini belirledi. Kışlaya gidildiğinde telefonu bir astsubayın kullandığı belirlendi. Önce telefonu kullanan astsubay sorgulandı. Astsubay, cep telefonunu cumartesi akşamı Yener Yermez'in elinden aldığını söyleyince Yermez gözaltına alındı ve cinayeti tüm ayrıntılarıyla anlattı."
Soner Arıkanoğlu/Taraf