Erol Evcil, İş Bankası'nı suçladı
Ağır Ceza Mahkemesinde yargılanan Erol Evcil, TMSF'nin şirketlere el koyma nedeninin iş Bankası olduğunu öne sürdü.

İşadamı Erol Eşrefoğlu (Evcil) ile Hüseyin Kayapalı'nın da aralarında bulunduğu 211 sanığın yargılandığı davanın ilk duruşmasında, Evcil'in ifadesinin alınması işlemi tamamlandı.
İstanbul 12. Ağır Ceza Mahkemesindeki duruşmaya, tutuklu sanıklar Erol Eşrefoğlu (Evcil), Hüseyin Kayapalı, Haluk İbrahim Uysal, İsmail Öztürk, Hakan Karakurt, Fettah Erdem ve Metin Temel ile 11 tutuksuz sanık katıldı. Kimlik tespitinde aylık gelirinin 30 bin YTL olduğunu ifade eden Erol Evcil, savunmasına iş hayatını anlatarak başladı. Ticarete çok genç yaşta sigortacılık yaparak başladığını belirten Evcil, 18 yaşında ilk şirketini kurduğunu söyledi.
Sigortacılıktan elde ettiği gelirle tekstil ve inşaat sektörlerine de yöneldiğini dile getiren Evcil, 1993 yılında tekstil sektöründe polyester iplikte Türkiye piyasasında önemli bir yere geldiğini belirtti. Ayrıca dünyanın en büyük zeytin fabrikasını kurduğunu anlatan Evcil, 1994-1996 yılları arasında 18 bankadan kredi kullandığını, bankalarda toplam kredi limitinin 280 milyon dolar civarında olduğunu, ancak bunları alıp kapatarak 2 yıl içinde 700-800 milyon dolar civarında kredi kullandığını, kredilerde hiçbir zaman eksik teminat olmadığını savundu.
Uzakdoğu krizi nedeniyle zarar ettiğini belirten Evcil, bu sırada askerlik probleminin de basına yansıması üzerine bankaların kredilerini kapatmak istediğini söyledi. 18 bankadan 16'sındaki kredilerin kapatıldığını anlatan Evcil, geriye İş Bankasına olan 59 milyon dolar ve Türk Ticaret Bankasına olan 2 trilyon 800 milyar TL borcu kaldığını öne sürdü.
''GİREN EROL, ÇIKAN EROL ARASINDAKİ FARK''
İş Bankası ile anlaşma yaparak, yaklaşık 100 milyon dolar değerindeki fabrikasını devrettiğini, ancak İş Bankasının Türk Ticaret Bankasına olan ipoteği ödemediğini öne süren Evcil, ''Malki cinayeti olayına ilişkin ceza evine girdim. 3 yıl sonra cezaevinden çıktığımda ben azılı bir mafya idim. Giren Erol ile çıkan Erol arasında dünya kadar fark vardı. Bu imajla iş yapmam mümkün değildi'' diyerek, ''mafya ilan edildiğini'' öne sürdü. İşadamı Hüseyin Kayapalı'nın kendisinin arkadaşlarından biri olduğunu belirten Evcil, 1993 yılında tanıdığı Kayapalı'dan 3-4 tane otobüs aldığını söyledi.
Kayapalı ile aynı yörenin insanları olduklarını dile getiren Evcil, kendisinin cezaevinde iken görüşmediği Kayapalı'nın, iyi dönemlerinde etrafında pervane olanların arkasından konuşmaya başlaması üzerine yanıt verdiğini anlattı.
''ADAM GİBİ ADAMDIR''
Evcil, kendisi cezaevinden çıktıktan sonra Kayapalı ile arkadaşlıklarının ilerlediğini belirterek, ''Benim için kötü gün dostu, adam gibi adamdır. Ben bildim bileli Kayapalı'nın parası vardır. Benden 15 yaş büyüktür. Gençlikte örnek aldığımız bir işadamıdır'' dedi. Piyasaların da kötüye gitmesinden dolayı sıkıştıklarını ifade eden Evcil, 3 kez Kayapalı'nın kredisini kullandıklarını ve faiziyle ödediklerini, 1 kez de mevduat faizi karşılığı para çektiğini ifade etti.
Evcil, kendisinin ''hata yapmış olabileceğini, öngörülerinin, ticari anlayışının yanlış olabileceğini'' dile getirerek, ''Borcum yok demiyorum. Oturup konuşalım ne kadar borcum var?'' şeklinde konuştu. Türk Ticaret Bankasının TMSF'ye geçtiğini ve o dönem 2 trilyon 800 milyar lira olan borcu için TMSF'nin kendisinden faiziyle 160 milyon YTL istediğini dile getiren Evcil, şunları kaydetti:
''İş Bankası, yaptığımız anlaşmada belirttiğimiz gibi Türk Ticaret Bankasına olan borcumu kapatsaydı, benim bu konuda TMSF'ye bu kadar borcum olmayacaktı. Belki de hiç olmayacaktı. Şu anda borç 160 milyon YTL'ye çıkmış olabilir. Bu, geçen yıllar yüzde 300 işleyen faizle birlikte çıkmıştır. Ana borcu 2 trilyon 800 milyar liradır.''
Borçlarını ödemek için uğraşırken sağlığını kaybettiğini ileri süren Evcil, ''Hangi kara parayı aklamışım'' diye konuştu.
SUÇLAMALARA CEVAPLAR
''Çete kurmak'' suçlamasına ilişkin olarak da, Evcil ''Cezaevinden çıkınca değil çete kurmak, toplu iğne bile gezdiremiyorduk'' diyerek, ancak güvenlik amacıyla koruma ile gezdiğini söyledi. Kimseyi dolandırmadığını, tüm faaliyetlerinin ticari faaliyet kapsamında olduğunu dile getiren Evcil, ''Borçlar da yine ticaret kapsamı içindedir. Herhangi bir suç örgütü ve çete oluşturmadım. İddianamedeki suçlamaları kabul etmiyorum'' diye konuştu.
Uzakdoğu krizinde 30 milyon dolar zararı olduğunu öne süren Evcil, sorular üzerine de soyadını 1994 yılında değiştirdiğini söyledi. Cumhuriyet Savcısının, ''telefon görüşmelerine ilişkin kaset çözümlerinde 2 savcıya ilişkin beyanlarının kendisine ait olup olmadığını'' sorması üzerine Evcil, şunları söyledi: ''O küfürleri kendi avukatlarıma yaptım. Bana söyledikleri bir türlü çıkmıyordu. Ben o stres ve rahatsızlıklar içinde kendi avukatlarıma küfrettim. Bana haklarını helal etsinler.'' Söz alan sanık avukatları da avukat ile müvekkilinin telefon görüşmelerinin kayda alınamayacağını ve bunun yasa dışı delil olduğunu savunarak, bunların iddianameye konularak Evcil'in kötü gösterilmek istendiğini ileri sürdüler.
KAYAPALI'NIN İFADESİ
Diğer sanıklardan Hüseyin Kayapalı da varlıklı bir aileden geldiğini anlatarak, ticari geçmişi ve çalışmalarına ilişkin bilgi verdi. Erol Evcil'den emanet ya da borç para almadığını öne süren Kayapalı, mal varlığının 20 milyon YTL olduğunun söylendiğini, halbuki 1 gayrimenkulünün 20 milyon YTL ettiğini anlattı. Kayapalı, ''Herhangi bir şahsa veya devlet kurumuna da borcum yoktur'' dedi.
Kendisi ve akraba çevresi üzerine bankalardaki hesaplarda yaklaşık 20 milyon YTL parası bulunduğunu dile getiren Kayapalı, bankaların batabileceği endişesiyle para miktarını mevduat garanti kapsamını aşmayacak şekilde bölerek bankalara yatırdıklarını dile getirdi. Oturuma katılan 7 tutuklu ve 11 tutuksuz sanığın ifadelerinin alınmasının ardından ara verilen duruşmaya, 20 Nisan Cuma günü devam edilecek.