Deniz Feneri kardeşliği
AKP’li bazı belediyelerin de derneğe isim listesi bildirdiği, ardından sahte makbuzlar düzenlendiği iddia edildi

Almanya’da faaliyet gösteren Deniz Feneri e.V.’nin, Türkiye’deki bazı kaymakamlık ve AKP’li belediyelerin yardım listelerindeki vatandaşların kimlik fotokopileri ve ikametgâh belgelerini aldığı, ardından bu kişiler adına sahte makbuz düzenleyerek milyonlarca lirayı dağıtmış gibi gösterdiği ileri sürüldü.
Yardım paralarının izinin kaybedilmesi amacıyla 10’un üzerinde bankada 20 civarında hesap açıldığı ve paraların buralara yatırıldığı, daha sonra buralardan da çekilerek paraların izinin kaybedildiği iddia edildi.
EMNİYET BEKLETMEDİ
Deniz Feneri e.V. bağış yolsuzluğu soruşturmasında gözaltına alınan ve “kuryelik yapmakla” suçlanan RTÜK üyesi Zahid Akman, üç savcı tarafından sekiz saat sorgulandı. Akman’a MASAK’ın hesaplarında tespit ettiği şüpheli para hareketleri ile kuryelik yaptığı hakkındaki iddialarla ilgili sorular soruldu. Birçok soruşturmada şüphelilerin 4 gün boyunca emniyette tutulması ve polis tarafından ifadesinin alınması yöntemi Deniz Feneri zanlılarına uygulanmadı.
İsim listesi belediyeden
Deniz Feneri e.V.’nin, bazı kaymakamlık ve AKP’li belediyenin yardım listelerindeki kişiler adına sahte makbuz düzenleyerek milyonlarca lirayı dağıtmış gibi gösterdiği iddia edildi. Savcı iki dernek arasında organik bağ saptadı
Almanya bağlantılı Deniz Feneri e.V. bağış yolsuzluğu soruşturmasında, önemli iki bulguya ulaşıldı. Buna göre, Deniz Feneri e.V.’nin; Türkiye’deki yardımlarını Deniz Feneri Derneği’nin dağıttığı, iki örgüt arasında “organik bağ” olduğu iddia edildi. Deniz Feneri aracılığıyla bazı kaymakamlıklar ile AKP’li belediyelerin “yardım listeleri” ile listedeki vatandaşların kimlik fotokopileri ve ikametgâh belgelerini Deniz Feneri e.V. ile paylaştığı, derneği de bu bilgileri kullanarak yardım verilmiş gibi makbuz düzenlediği öne sürüldü. Kaymakamlıkların listesinin sosyal yardımlaşma ve dayanışma vakıflarına ait yardım listeleri olduğu öğrenildi.
Ankara savcıları Nadi Türkaslan, Abdulvahap Yaren ve Mehmet Tamöz’ün yaklaşık 3 yıldır yürüttüğü soruşturmada, yapılan çalışmalar ve alınan ifadeler, yeni bazı delilleri ortaya çıkardı. Deniz Feneri e.V. Almanya’da düzenlediği bazı konserlerde milyonlarca Avro bağış topladığı ancak bunları makbuzla kayıt altına almadığı öğrenildi. Mehmet Gürhan, Firdevsi Ermiş ve Mehmet Taşkan gibi isimler e.V.’yi “şirket gibi” gibi yönetti. Zekeriya Karaman ve Zahid Akman’ın hissedarı olduğu Beyaz Holding gibi bazı şirketlere dernekten milyonlarca lira para aktarıldığı tespit edilirken bir şirkete 1 milyon Avro’nun gittiği belirlendi. Yardım paralarının izinin kaybedilmesi amacıyla 10’un üzerinde bankada 20 civarında hesap açıldığı ve paraların buralara yatırıldığı, daha sonra buralardan da çekilerek paraların izinin kaybedildiği öne sürülüyor.
Akman ve Karaman başta olmak üzere birçok kişinin hesaplarını MASAK’a inceleten savcılığa gelen raporda, bu kişilerin hesaplarında bazı para hareketleri şüpheli bulundu. Bu raporla yetinmeyen savcılık, BDDK’den de kapsamlı bir rapor istedi. Savcıların 3 Ocak 2011’de Almanya’dan getirdikleri bilgi ve belgeler arasında dağıtılan yardımlara ilişkin “alındı belgeleri” ve yardım alan kişilerin kimlik fotokopileri de yer aldı. Çoğunlukla 300 Avro civarında kesilen makbuzları inceleyen savcılar, yazının aynı elden çıktığını görünce şüphelendi. Bunun üzerinde yardım aldığı öğrenilen yaklaşık 600 kişinin ifadesi alındı. Bu kişilerin yüzde 90’ı yardım almadıklarını söyledi.
Ancak bazı kişilerin sadece belediye ve kaymakamlıklara yardım için başvuruda bulunduklarını belirtince, önemli bir ayrıntı ortaya çıktı. Buna göre, Deniz Feneri e.V., Türkiye’deki Deniz Feneri Derneği aracılığıyla bazı kaymakamlık ve belediyelerin yoksul listesi, kimlik fotokopileri ve ikametgâh il muhaberlerini aldı. Alınan bu listelerdeki kişilerin yüzde 90’ına yardım dağıtılmadı. e.V. yetkililerinin, listelerdeki kişileri yardım dağıtılmış gibi göstererek makbuz düzenlediği öğrenildi.
‘Organik bağ’
Öte yandan Deniz Feneri Derneği, Almanya’daki bağış skandalı ortaya çıktığında, e.V. ile ilgisinin olmadığını iddia etmişti. Ancak soruşturma kapsamında toplanan bilgi ve belgeler, iki kurum arasında “organik bağ” olduğunu ortaya koydu. Türkiye’de şubesi olmayan Deniz Feneri e.V.’nin yardımlarını Deniz Feneri Derneği’nin dağıttığı iddia edildi. Hatta Deniz Feneri Derneği’nin Almanya’daki derneğin “Türkiye şubesi” gibi çalıştığı görüşüne varıldı. Bunun en önemli kanıtı ise tanık ifadeleri oldu. Almanya’daki dernekte adı “yardım aldı” şeklinde geçen onlarca kişi, talimatla verdikleri ifadelerde kendilerine yapılan yardımın e.V.’den değil, Deniz Feneri Derneği’nden yapıldığını bildiklerini söyledi. Bunlardan Doğu’da oturan bir vatandaş, bu kişilerden şikâyetçi olduğunu kaydetti. Diğer yandan yardımlar Avro olarak gösterilmesine karşın bunlar Türkiye’de giysi ve gıda olarak dağıtıldığı iddia edildi. Tüm bilgi, belge ve ifadelerin değerlendirilmesinde, yolsuzlukların “çok profesyonel ve organize” şekilde yapıldığı sonucuna varıldı.
Zahid Akman’a şüpheli para hareketleri soruldu
Almanya bağlantılı Deniz Feneri e.V. bağış yolsuzluğu soruşturmasında gözaltına alınan ve “kuryelik yapmakla” suçlanan RTÜK Üyesi Zahid Akman, üç savcı tarafından uzun süre sorgulandı.
Önceki gün gözaltına alınan ve Ankara Emniyeti’nde tutulan Zahid Akman, dün 07.20’de Ankara Adliyesi’ne getirildi. Akman’ı savcılar Nadi Türkaslan, Mehmet Tamöz ve Abdulvahap Yaren sorguladı. İfadesi 8 saat süren Akman’a MASAK’ın hesaplarında tespit ettiği şüpheli para hareketleri soruldu. Bir başka suçlama ise “kuryelik yaptığı” iddiası oldu. Diğer yandan Akman’a, hisse sahibi oldukları Beyaz Holding gibi bazı şirketlerle ilgili soruların yöneltildiği öğrenildi.
Deniz Feneri e.V.’nin bağış adı altında topladığı milyonlarca Avro’nun bu şirketlere aktarıldığı iddia edilmişti. İfadeden sonra KOM Dairesi polisleri, gazetecilerin görüntü almasını engellemek için Akman’ı bir saate yakın adliyeden çıkarmayarak bekletti. Akman’ın ifadesinin bitmesi ve emniyete götürülmesi sırasında Ankara KOM Dairesi’nin üst düzey iki yöneticisinin de gelmesi dikkat çekti. Ayrıca şüphelilerin tutulduğu KOM’a gazetecilerin girişi yasaklandı. Akman’ın avukatı Hakan Yıldız, Akman’ın yönetiminde bulunduğu şirketlerle Deniz Feneri Derneği arasındaki para transferi iddialarıyla ilgili 25’in üzerinde soru sorulduğunu söyledi.
Deniz Feneri’ne özel süreç
İstanbul’daki şike soruşturmasında her türlü bilgi medyaya sızdırılırken Ankara’daki Deniz Feneri soruşturmasında alınan güvenlik önlemleri dikkat çekti. Katlara gazetecilerin girişi yasaklandı. Birçok soruşturmada şüphelilerin 4 gün boyunca emniyette tutulması ve burada polis tarafından ifadesi alınması uygulaması, bu soruşturmada yapılmadı. Akman ve diğer isimlerin sadece savcılıkta sorgulanacağı ve mahkemeye sevk edileceği kaydedildi. Akman’ın ifade işleminin tamamlanmasının ardından akşam saatlerinde Kanal 7 yönetici İsmail Karahan adliyeye getirildi ve ifadesi alınmaya başlandı.
Alican Uludağ/Cumhuriyet