Danone'yi örnek gösterdi
DEVLET BAKANI ALİ BABACAN YERLİ-YABANCI SERMAYE TARTIŞMASINA SON NOKTAYI KOYDU.

Bakan Ali Babacan, yerli - yabancı sermaye tartışmasını değerlendirirken, Danone için 'O milli markaydı' diyor. Erdemir ve Tüpraş'ın ise daha farklı olduğunu söylüyor
Hazineden Sorumlu Devlet Bakanı ve Başmüzakereci Ali Babacan, 'Erdemir ve Tüpraş'ı yerli sermaye alsın, ulusal şirketler yabancıya gitmesin' tartışmalarını değerlendirdi. Babacan, Fransız gıda markası Danone'nin satışında, Fransızlar'ın gösterdiği tepkiye atıf yaparak, "Danone milli sembol haline gelmiş. Fransa'nın kimliği ile bütünleşmiş bir marka. Ancak Tüpraş ve Erdemir'e bu kadar özel anlam yüklenmesini anlamıyorum" dedi.
Devlet Bakanı Ali Babacan ile özelleştirme ve banka satışları ile gündeme gelen 'yerli - yabancı sermaye' tartışmasını, IMF ile başlayan gözden geçirme, işsizlik, AB ile ilişkilerin seyri gibi bir dizi konuda konuştuk. Babacan'ın en dikkat çekici değerlendirmesi, Fransız markası Danone'yi 'Fransız ulusal markası' olarak değerlendirirken, Tüpraş ve Erdemir gibi şirketler konusunda aynı değerlendirmeyi yapmaması oldu.
Sezer'in tavrı
Hatırlanacaktır, bir süre önce Fransız markası Danone'nin, ABD'li Pepsi'ye satılacağı söylentileri çıkmış, olay Fransa Cumhurbaşkanı Chirac başta olmak üzere Fransız kamuoyu tarafından tepkiyle karşılanmıştı. Chirac satışla ilgili olarak, "Fransa'nın önceliği kendi endüstriyel markalarının global markalar karşısındaki rekabetini korumaktır" açıklamasında bulunmuştu. Chirac, ulusal markaların korunması için hükümeti göreve çağırmıştı.
Erdemir ve Tüpraş'ı da 'ulusal şirketler ve markalar' olarak değerlendiren benzer bir yaklaşım Türkiye'de de var. Nitekim bizde de Cumhurbaşkanı Sezer, Erdemir için Türk şirketlerinin oluşturduğu Ortak Girişim'e açık destek veriyor.
Piyasası olan marka
Ancak Bakan Babacan, Erdemir ve Tüpraş için bu yaklaşımı 'anlayamadığını' belirtiyor. Babacan'ın bu konudaki sözleri şöyle
"Tüketiciye yansımış ve ülkenin markası haline gelmiş Rolce Royce, Danone, Rover gibi ülkelerin adeta milli sembolü haline gelmiş halkalardan söz ediyoruz. O markalar halkın çok iyi bildiği, o ülkenin adeta kimliğiyle bütünleşmiş konulardır. Bazı ülkelerde bazı şeyler çıkabilir. Ülkeye tavır koymuyor. İngiltere Donone'yi almaya kalksaydı Fransa engel olamazdı. AB ülkesine karşı boyle bir şey yapılamaz. Bunlar (Erdemir ve Tüpraş) nihayetinde dünyada her zaman piyasası olan markalar. Satılan - alınan ürünler. Tanker tanker istediğiniz petrolü dünya piyasasından alabiliyorsunuz. Demir-çelik de öyle. Dünya piyasasında alınıp satılan ürünler bunlar. Bu kadar özel anlam yüklenmesini anlamıyorum."
'Zaman sorunu var, gözden geçirme uzayabilir'
IMF heyeti geldi. Birinci ve ikinci gözden geçirmeler gündemde. Birinci zaten yarım kalmıştı. Bu kez tamamlanabilir mi?
12'sinde IMF ile çalışmalar başlayacak, 10 günlük bir zaman var. Ama bu kadar kısa zamanda bu kadar konu halledilir mi bilmiyorum. Uzayabilir. Kurumlar Vergisi Yasası, Gelir Vergisi Yasası, Mali Kontrol Yasası'nın ikinci düzenlemeleri var. TMSF var. 2006 bütçesi var. Bütün sözlerimizi verdik dürüstce çalıştık, onun rahatlığı var.
TV'lerde yabancı sermaye payını yükselteceğiz
Devlet Bakanı Ali Babacan, televizyon kanallarında yabancı sermaye oranını yüzde 100'e çıkaran yasanın Cumhurbaşkanı'ndan döndüğünü hatırlatarak, şöyle konuştu: "İlk fırsatta bu konuyu yeniden gündeme getirmeyi ve bu kanalı açmayı düşünüyoruz. Geçen dönüm bu konu üzerinde çok çalıştık. 24 ulusal kanaldan en fazla 6'sı için yüzde 100 yabancı sermayeye geçebileceği kanısına vardık ve bunu da yasalaştırmak istedik. Yani, biz diyoruz ki yüzde 25 sınırı TV kanalı bazında değil, sektör bazında olsun."
'Kesinlikle kabul edemeyeceğimiz şey gelirse...'
Babacan'ın, AB ile müzakerelerin 3 Ekim'de başlayıp başlayamayacağı konusundaki değerlendirmesi ise şöyle:
"Son toplantıda 3 Ekim tarihi tekrar teyit edildi. Herkes bir şekilde mutlaka başlaması gereğinde birleşti. Deklarasyon metni konusunda anlaşamadılar. Kesinlikle kabul edemeyeceğimi