Cumhurbaşkanı Erdoğan ilk kez açıkladı: Tüm Türkiye'yi bu merkezden izliyoruz
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 'Cumhurbaşkanı Erdoğan ile 3. yıl özel yayını'nda konuştu.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, MİT'e ilişkin düzenleme konusunda, "Devletin başı, istihbaratta en önemli bilgileri, dokümanları alması gereken değil midir? Eğer istihbaratın başı, devletin başına birinci derecede bağlı olmazsa hareket kabiliyetini bu devlet kaybeder. Devletin hareket kabiliyetini kaybetmemesi için birinci dereceden istihbarat ona sorumlu olması gerekir ki istediğim anda, şekilde bu istihbari bilgiler bize gelsin ki biz de atmamız gereken adımları buna göre atalım. Büyük devletlere bakalım hepsinde istihbaratlar direkt kime bağlıdır, devletin başına." dedi.
"Zaman zaman çatkapı yaparım"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, gazeteci Oğuz Haksever'in sunuculuğunda, TRT ve NTV tarafından ortaklaşa gerçekleştirilen "Cumhurbaşkanı ile 3. yıl özel yayını"nda açıklamalarda bulundu ve soruları yanıtladı.
Cumhurbaşkanlığının kurumsal yapısında ilk ele almak istediği konunun ne olduğunun sorulması üzerine Erdoğan, programda cumhurbaşkanlığının 3. yılında, görevinin başlangıcından bu yana neler olduğunu, buralara nasıl gelindiğini değerlendireceklerini anlattı.
Çankaya'da başlayıp Beştepe'de devam eden bu sürecin, neler yapmak istediklerinin, nerelere varmak istediklerinin bir adımı olduğuna belirten Erdoğan, fiziki yapılanmayı önemsediği gibi zihinsel yapılanmayı da çok önemsediğini, her şeyden önce mekana insanın sokulması değil, insana göre mekanın hazırlanmasının çok önemli olduğunu söyledi.
"MİT devletin başına bağlı olmalı"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Biz Çankaya'ya geldiğimizde bir defa personelimin yerleştirileceği yerlerin olmadığını dahi gördüm. Bu tabii Türkiye Cumhuriyeti'nin Cumhurbaşkanlığı makamı, olur bir şey değildi. Dolayısıyla da böyle bir değişimin adımlarını zaten başbakanlığım döneminde atmıştık. Ama bunu da doğrusu kimseyle paylaşmamıştık." diye konuştu. Cumhurbaşkanlığı millet tarafından kendisine layık görüldükten sonra Beştepe'de zaten hazırlıkların buna göre olduğunu dile getiren Erdoğan, şöyle devam etti:
"Orada artık bütün personelimizin, genel sekreterinden, yardımcılarına varıncaya kadar, başdanışmanlarıma varıncaya kadar hepsinin mekanı mevcut ve huzur içinde çalışmalarını sürdürüyorlar. Artık bahane yok, şimdi bundan sonra üretim var. Salonlar öyle. Muhtarlarımızla, bilim adamlarımızla bir araya gelebiliyoruz, onlara orada ikramlarımız oluyor. Hele hele tabii bitmedi, şimdi burada 2 bin kişilik sergi salonuyla, bunun yanında ikramlarımızın yapılacağı salonla aynı anda 2 bin kişiyi alabileceğimiz yerlerimiz olacak. Ama hepsinden öte 5 milyon cilt kitabın olacağı Cumhurbaşkanlığı Kütüphanesi'nin inşaatı devam ediyor. Onu da inşallah 2019'a yetiştireceğiz.
"ZAMAN ZAMAN BEN ÇAT KAPI YAPARIM"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Haksever'in "Haberi de oldu. 81 ilin valileri ile video konferans aracılığı ile görüşme yapmaktasınız. Cumhurbaşkanı bunu yapar mı diye düşünülür, fakat bu kurumsal değişikliklerde bir yeniliğin de ipuçları varmış anladığımız kadarıyla." sözleri üzerine, Çankaya'da böyle bir Devlet Bilgi Koordinasyon Merkezi'nin bulunmadığını belirterek, Beştepe'de böyle bir merkezi yaptıklarını ifade etti. Bu merkezde önemli kurumların temsilcilerinin bulunduğuna işaret eden Erdoğan, buranın 24 saat çalıştığını aktardı. Erdoğan, "Ne oluyor, ne bitiyor, hangi bakanlıkta ne oldu, anında bu merkeze bunu geçerler ve tüm Türkiye'yi bu merkezden izleriz. Zaman zaman ben hemen çat kapı yaparım. 81 ilin valileri ile de bu merkezden görüşme imkanım, şansım var. Zaman olur icabında Başbakanımızı da Genelkurmay Başkanımızı da ilgili bakanlarımızı da almak suretiyle oradan görüşmeler yapar, bağlantıları kurarız ve valilerimizden o ilde öğrenmek istediğimiz ne varsa onu öğreniriz." ifadelerini kullandı. Cumhurbaşkanlığı Külliyesi içinde bu merkezin önemli bir yeri olduğunu, hayati ve stratejik olduğunu vurgulayan Erdoğan, "Stratejik önemi, bizim yükümüzü büyük ölçüde almaktadır. Her geçen gün bu çok daha geliştirilmekte ve dolayısıyla buradan alınan bilgiler bize gelmekte, bizim de bunları değerlendirme noktasında çok ciddi bir güç kazanma şansımız var. Buradan da hangi birimlere pas edilmesi gereken bir bilgi varsa bu merkez onu oraya pas eder." şeklinde konuştu.
"YANİ BİZ ŞU ANDA DİYEBİLİRİM Kİ TEK TABANCA ÇALIŞMIYORUZ"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nde, eşi Emine Erdoğan'ın da üç yıl içinde çalışmalarının olduğu hatırlatılıp, aralarında bir istişare olup olmadığının sorulması üzerine, eşi ile birlikte birçok konularda istişare etme olanaklarının olduğunu söyledi.
Bunun yanı sıra eşinin özellikle birçok bakanlıklara bağlı kurumların veya bakanlıkların düzenlediği toplantılara da protokol konuşmacısı olarak katıldığına işaret eden Erdoğan, eşi Emine Erdoğan'ın oralarda konuşmalarıyla, düşünceleriyle katkıda bulunmanın ve bir sinerji meydana getirmenin gayreti içinde olduğunu aktardı. Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Yani biz şu anda diyebilirim ki tek tabanca çalışmıyoruz, çift tabanca çalışıyoruz. Sağolsun, o da bizler gibi koşturuyor. Sadece bununla da kalmıyor. Hemen hemen her hafta, Külliye'de, Devlet Konukevi dediğimiz yerde de zaman zaman bayan milletvekilleriyle, zaman zaman bakan eşleriyle orada toplantılarını yapar, konuşmacılar davet edilir ve kendisinin riyasetinde de bu toplantıları devam ettirmek suretiyle orada da yine bir birlikteliğin oluşmasına da katkıda bulunurlar." bilgisini paylaştı.
YILDIRIM YOL ARKADAŞIM
"Başbakan Binali Yıldırım'a sizinle çalışma ilişkileri sık sık soruluyor. O da genellikle aynı cevabı veriyor. Her konuda aynı mı düşünürsünüz? Karara nasıl varırsınız?" sorusuna Erdoğan, "Farklı düşünmezseniz, orada zaten bir yanlışlık var demektir. Zaman zaman o farklılıklar da olacak ki işin güzelliği olsun. 'Müsademe-i efkardan barika-i hakikat doğar.' Fikirlerin çarpışmasından hakikat güneşi doğar. Mesele ne? O istişareyi yapmaktır." yanıtını verdi.
İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı olduğundan beri Yıldırım'ın kendisinin mesai ve yol arkadaşı olduğunu belirten Erdoğan, Belediye Başkanlığından önce de Yıldırım'la gönül ve yol arkadaşlığının olduğunu söyledi.
Belediye Başkanı olduğu anda Yıldırım'ı yanına aldığını anlatan Erdoğan, "Belediyeden bu yana da beraber aynı yolda yürüyoruz. Partimizi kurduk beraberiz, hükümet olduk, Ulaştırma Bakanı olarak sürekli beraberiz, birçok önemli adımları hamdolsun beraber attık ve başarı grafiğinde bunların hepsini beraber yazdık, şu anda da yine beraber yürüyoruz. Rabb'im bu birlikteliğimizi, beraberliğimizi inşallah çok daha büyük hedeflere ulaşmak suretiyle daim kılsın diye dua ediyorum." dedi.
İMF'YE BORÇ
Erdoğan, "Cumhurbaşkanı ile 3'üncü yıl özel yayını"nda, Türkiye'nin IMF'ye borcunu ödemesine ve Türkiye'nin ekonomik dış baskılara karşı ne kadar güçlü olduğuna yönelik soru üzerine, Davos'a gittiği dönemleri hatırlattı. Davos'ta IMF başkanı ile görüştüğünü anlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları söyledi:
"Kendilerine dedim ki 'Bize siz tamam belli bir kredi verdiniz, kredi veriyorsunuz ama bize emir verirseniz, bu emri kabul etmemiz mümkün değil. Türkiye'yi Başbakan olarak ben ve arkadaşlarım yönetiyoruz, size bunun yönetimini veremeyiz. Dolayısıyla siz paranızı alın, gelin hesabınıza kitabınıza bakın. Taksitlerde gecikme, bir şey var mı? Yok. Biz zaten size bu paraları da ödeyeceğiz, işimizi bitireceğiz.' Biz bu adımı attık, sene 2013. Biz IMF'e borcumuzu 23,5 milyar dolardı göreve geldiğimiz zaman. 23,5 milyar doları ödedik, 2013 borcu bitirdik. Ondan sonra onlar bizden borç talep etti, 'Verebilir misiniz?' diye. Ne istiyorlar dedim arkadaşlara. '5 milyar dolar.' dediler. Tamam, verebiliriz dedik. Ondan sonra baktılar ki bu Türkiye ileri doğru gidiyor, vazgeçtiler, istemediler. O zaman bizim Merkez Bankası rezervi de 27,5 milyar dolardı. Şu anda hamdolsun bizim Merkez Bankası döviz rezervi de 109 milyar dolarlarda, buralara kadar çıktık. Duruş çok önemli, hele bu duruşun yanında yaptığınız işin ne olduğunu bilirseniz, çalışmayı bilirseniz. İşte bakın şu anda ihracat 150 milyar doların üzerine çıktı. Düşmüştük, tırmandık ama biz 158 milyar doları gördük. Bakın, Borsa İstanbul'da endeks olarak 100'ün üzerinde. Nerelerden geldik buraya. Şimdi bütün mesele, işinizi biliyorsunuz ve sağlam duruyorsunuz, neyi nerede harcayacaksanız bunu biliyorsanız, evelallah bu ülke yükselişe devam edecektir ve biz 2023 hedeflerini yakalama azminden de taviz vermeden yolumuza devam edeceğiz."
"İSTANBUL BENİM İÇİN BÜYÜK ÖNEM ARZ ETTİ"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, 15 Temmuz'daki kapsamlı anma törenlerine dair kendisi için en önemli izleniminin sorulması üzerine, "İstanbul benim için büyük önem arz etti. Zira 15 Temmuz şehitler mekanı, İstanbul'da büyük önem arz etti ve oraya, güzel o mekana layık bir eser konuldu ve 250 şehidimiz de her birinin adına bir selvi dikildi." diye konuştu.
Necip Fazıl Kısakürek'in "Sakarya Türküsü" şiirinden, "Geldi ölümlü yalan, gitti ölümsüz gerçek." mısrasını okuyan Erdoğan, şöyle devam etti:
"O selvilerin altında şehidimizin adı yazıyor, künye elektronik, dijital. Akşamları ışıklandırma var, selvi oradan aydınlanıyor. Hakikaten proje gayet güzel, eksiklerimiz var inşallah oradaki o eksiklerimizi gidererek çünkü ziyarete gelenler orada araçlarını park etmede sıkıntı var biliyorum. Orada inşallah otoparklarımızı yapacağız iki kat. Bir tarafa da inşallah müze yapılacak. O müzeye de İstanbul şehitlerinin objeleri inşallah konulacak. Ziyarete gelenler de onların orada oturabileceği yerleri olacak ki olur ya orada Kur'an-ı Kerim okurlar, oradan şehitlere inşallah, Kur'an-ı Kerim ile onlara ulaşmaya çalışırlar, aynı şeyi burada inşallah yapacağız. Şu anda burada da şehitler makamı bitti, etrafta bir çalışma var. Aynı şekilde burada da bir otopark ve onun yanında bir müzeyi inşallah, İstanbul'da İstanbul Büyükşehir Belediyesi, burada Ankara, aynı şekilde yapacaklar. Burası da süratle inşallah bittiği zaman çevre daha da farklı, güzel olacak. Böylece ülkemizin değişik yerlerinden gelenler buraya geldikleri zaman, hakikaten bakıyorsunuz, onların bir başka heyecanı var. Ben de onlarla zaman zaman buluşuyorum, o bize başka bir heyecan, gerçekten başta bir manevi haz veriyor. Bundan dolayı da ayrı bir mutluluğu yaşıyoruz. Sadece Türkiye değil, yurt dışından gelenler bile hemen Millet Camii'ne geliyor, orayı bir ziyaret ediyor, onlar da bize gerçekten ne kadar hayırlı bir iş yaptığımızı en güzel şekliyle ispat ediyor."
"2023'TE 100'ÜNCÜ YILLA İLGİLİ ÇALIŞMALARIMIZ ÇOK FARKLI OLACAK"
Cumhurbaşkanlığı himayesindeki Cumhuriyetin 100'üncü yıl kutlamaları hazırlıklarının hangi aşamada olduğunun sorulması üzerine Erdoğan, şu değerlendirmeyi yaptı:
"İnşallah eğer 2019'da milletimiz 'Durmak yok yola devam.' derse partimiz de bize böyle bir görevi verirse 2023'te inşallah 100'üncü yılla ilgili çalışmalarımız çok farklı olacak. Şu anda o projeyle ilgili çalışmalarımız tabii ilgili birçok arkadaşlarımızı, ehliyetiyle, liyakatıyla bu noktada kendini ispat etmiş kardeşlerimizi burada değerlendireceğiz. Hocalarımızı değerlendireceğiz. Sadece mimar, mühendis işi değil o iş. Burada bir de ilim, irfan sahibi büyüklerimizin buna katkısı çok olacak diye düşünüyorum."
Erdoğan, 2023'te muasır medeniyetler seviyesinin üstüne nasıl çıkılacağının çalışmalarının da başlatılacağını söyledi. Bunun için de altyapıyla üstyapıyla ilimde irfanda Batı'yı aşacak bir gençliğin yetiştirilmesi gerektiğini dile getiren Erdoğan, özellikle gençlere verilen önemin bu noktada arttığını vurguladı. Her alanda bu işi aşacak bir neslin yetiştirilmesi gerektiğine işaret eden Erdoğan, bu neslin övünç kaynağı olacağını kaydetti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Elinde baltayla, molotofkokteyliyle, silahla, şunla bunla dolaşan bir nesil değil, bize öyle bir nesil lazım değil. Bize okuyan, düşünen, düşündüğünü uygulayan ve onu neticeye taşıyan bir gençlik lazım." değerlendirmesinde bulundu.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Üçüncü bir nükleer enerji santrali çalışmasının da yer hazırlıkları bitmiş durumda. Bakanlığımız onun da çalışmasını yapıyor. Bunlar bittiği zaman bize 10 bin megavatın üzerinde enerji imkanı sağlayacak. Bütün bunlar devreye girdiği anda enerji fiyatları ciddi manada düşecek." dedi.
ENERJİ
Erdoğan, "Son dönemde enerjide ciddi girişimler oldu. Aynı zamanda bir de iklim değişikliği, sera etkisi konusu var. Enerji konusunda cumhurbaşkanlığınız döneminde bir ivme sağlandı mı? Hedefler ne?" sorusu üzerine, göreve geldiklerinde enerji konusunda Türkiye'nin durumunun pek iyi olmadığını ifade etti.
Enerji deyince akla hep hidroelektrik santralleri, kömürün altyapısını oluşturduğu termik santraller, ve bütün bunların yanında ithalata dayalı doğalgaz çevrim santrallerinin akla geldiğini ifade eden Erdoğan, "Geçmişte fuel oil noktasında, özellikle hava kirliliği meydana getirdiği için zaman zaman mazot kullanıldı. Emisyon ölçümlerinde bunlarda partikül olayı çok çok tehdit edici unsur oluşturuyordu. Onun için de 'daha çok doğalgaz kullanalım' dendi ama doğalgazın da maliyeti çok yüksek. Yenilenebilir enerjiye dönüşte doğalgaz o dönemde önde geliyordu. Daha sonra biz rüzgar enerjisi santrallerine yönelik adımlar attık. Bu konuda Türkiye'de hakikaten yatırımlar ciddi manada çoğalmaya başladı. En son Siemens'in kazanmış olduğu ihale... Sekiz uluslararası firma bizim yerli firmalarımızla iş birliği yaparak buna girdiler. Dört tanesi Alman firmasıydı bunların. Siemens Türk firmalarıyla ortaklaşa bu ihaleyi kazandı. Bu 1 milyar doların üzerinde bir yatırım gerektiriyor. Bunlar burada üretim yapacaklar, yatırım yapacaklar, ondan sonra da gösterilen alanlara rüzgar enerjisi santrali kuracaklar. Bu bizim için çok önemliydi." değerlendirmesinde bulundu.
Erdoğan, daha önce güneş enerjisiyle ilgili önemli bir adım atıldığını, buna da katılımın gayet iyi olduğunu aktardı.
"ENERJİ FİYATLARI CİDDİ MANADA DÜŞECEK"
Türkiye'nin Çorlu'dan Şırnak'a kadar uzanan linyit kömürü damarıma sahip olduğuna dikkati çeken Erdoğan, şunları kaydetti:
"Elimizde böyle bir imkan varken biz niçin bunu değerlendirmeyelim. Biz cari açık noktasında da bizi kurtaracak böyle bir adım için bu noktada kömürde ithali durdurma noktasına geldik. Artık son dönemlerde ithal kömür yok. Daha önce bunun belgesini almış olanlara bu veriliyor. Biz şimdi kendi kömürümüzü kullanır hale geldik. Teknoloji ilerledi, bacalara hava kirliliğini engelleyici aparatlar takılmak suretiyle bu engelleniyor. Bununla şehri hava kirliliğinden kurtarmış oluyoruz. Bu noktada hidroelektrikte iyi bir konumdayız. Bol miktarda enerji üreten barajlar kurduk Türkiye'de. Hala bu barajları kurmaya devam ediyoruz. Barajlardan hem enerji üretiyoruz hem sulamada istifade ediyoruz. Gerekirse içme suyunda da buralardan istifade etme imkanımız var.
Şimdi attığımız önemli bir adım var o da nükleer enerji. Akkuyu Nükleer Enerji Santrali var. Onun çalışmaları devam ediyor. Bunu Ruslar ile yapıyoruz. Bir diğer adım da Sinop Nükleer Enerji Santrali. Onu Japonlar ve Fransızlar ile yapıyoruz. Üçüncü bir nükleer enerji santrali çalışmasının da yer hazırlıkları bitmiş durumda. Bakanlığımız onun da çalışmasını yapıyor. Bunlar bittiği zaman bize 10 bin megavatın üzerinde enerji imkanı sağlayacak. Bütün bunlar devreye girdiği anda enerji fiyatları ciddi manada düşecek."